Fukuşima felaketinin 13. yıldönümü: Nükleer felaketler ülkesi olmak istemiyoruz

Fukuşima felaketinin 13. yıldönümü: Nükleer felaketler ülkesi olmak istemiyoruz
Nükleer Karşıtı Platform İstanbul Bileşenleri, Fukuşima nükleer felaketinin 13. yıldönümünde bir yazılı açıklama yayımladı. Açıklamada, “Ulusal ve uluslararası şirketlerin ve sermaye sahiplerinin yüksek kârlarından...
Nükleer Karşıtı Platform İstanbul Bileşenleri, Fukuşima nükleer felaketinin 13. yıldönümünde bir yazılı açıklama yayımladı. Açıklamada, “Ulusal ve uluslararası şirketlerin ve sermaye sahiplerinin yüksek kârlarından başka hiçbir şeye hizmet etmeyecek olan nükleer santralleri ülkemizde istemiyoruz” denildi.

11 Mart 2011’de Japonya’da meydana gelen 9.0 büyüklüğündeki depremin ardından oluşan tsunami Fukuşima nükleer santralini de vurmuş, 18 bin kişinin yaşamını yitirdiği olay nükleer felakete de yol açmıştı.

Nükleer Karşıtı Platform İstanbul Bileşenleri, Fukuşima nükleer felaketinin 13. yıldönümünde, Türkiye’de yapımı devam eden ya da yapılması planlanan nükleer projelerin yaratacağı tehlikelere dikkat çekmek üzere dün bir yazılı açıklama yayımladı.

Açıklamada, “Ulusal ve uluslararası şirketlerin ve sermaye sahiplerinin yüksek kârlarından başka hiçbir şeye hizmet etmeyecek olan nükleer santralleri ülkemizde istemiyoruz” ifadeleri yer aldı.

“Nükleer felaketler ülkesi olmak istemiyoruz” başlıklı açıklamada şunlar kaydedildi:

“Bugün insanlık tarihinin gördüğü en büyük felaketlerden biri olan Fukuşima Daiichi nükleer santral kazasının 13. yıldönümü. Aradan geçen 13 yılda felaketin izleri ne silinebildi ne de yakın gelecekte silinmesi mümkün olacak.

Japonya’da 11 Mart 2011 tarihinde yaşanan deprem ve ardından gelen tsunami etkisiyle Fukuşima Daiichi nükleer santralinin 4 reaktöründen üçünde çekirdek erimesi meydana geldi. Erime neticesinde çevreye yayılan radyoaktif ışıma binlerce canlının ölmesine, yaban hayatın geri dönüşü olmayan zararlar görmesine sebep oldu.

Aradan geçen 13 yılda Fukuşima’nın etkileri daha görünür hale gelmesine rağmen ülkemizde ve dünyada nükleer santral projelerine daha fazla kaynak aktarılmaya başlandı. Bu yetmezmiş gibi Rusya ile Ukrayna arasında başlayan savaşın hemen akabinde Avrupa Birliği tarafından nükleer santral projeleri sürdürülebilir yatırım listelerine alındı. Kimi ülkeler ise kapatılması planlanan nükleer reaktörlerin faaliyet süresini uzatma kararı aldı.

Sadece geçtiğimiz iki yıl içerisinde yaşanan savaşlar düşünüldüğünde dahi nükleer enerjinin insanlığın bugünü ve geleceği için yarattığı tehdidin büyüklüğü anlaşılabilir. Ukrayna ile Rusya arasında yaşanan savaş bugün Zaporjijya Nükleer Güç Santrali’nin etrafında şiddetli bir şekilde yaşanmaya devam ediyor. Dünyanın küresel güçleri savaşın şiddeti içerisinde nükleer silah kullanma ihtimallerini ortaya koyuyor.

Tüm bunlar yaşanırken Fukuşima’nın 13. yılında ülkemizde nükleer yatırımlar AKP iktidarı tarafından tüm hızıyla devam ettiriliyor. Faaliyete başlayacağı andan itibaren her an bölgesel bir felaketin sebebi ya da savaşın hedefine dönüşebilecek olan Mersin Akkuyu NGS’in inşaatı tüm hukuksuzluğuna rağmen sürdürülüyor.

Karadeniz coğrafyasında yurttaşların tüm yaşamlarına etki eden Çernobil faciasından ders çıkarmayan iktidar, geçtiğimiz günlerde Sinop NGS Projesi’ni bir kez daha hayata geçirme niyetini açıkladı. Rusya Devlet Nükleer Enerji Kuruluşu (Rosatom) Genel Müdürü Aleksey Lihaçev, nükleer santral inşası için kendilerine Akkuyu'dan sonra ikinci bir yer tahsis edileceğini belirtirken, bu yer ‘Yüksek olasılıkla Sinop sahası olacak’ diye vurguladı.

Ülkenin enerji bağımsızlığını tamamıyla sona erdirmesinin yanı sıra geri dönülmez çevre felaketlerine davetiye çıkaracak nükleer santral projelerinden vazgeçilmelidir. Enerji ihtiyacı ve güvenlik bahanesiyle ortaya atılan, ancak ulusal ve uluslararası şirketlerin ve sermaye sahiplerinin yüksek kârlarından başka hiçbir şeye hizmet etmeyecek olan bu nükleer santralleri ülkemizde istemiyoruz.

Akkuyu NGS inşaatında gözlemlenen temel çatlakları, 6-7 Şubat’ta yaşanan depremler, geçtiğimiz günlerde yaşadığımız Erzincan İliç maden kazası gibi felaketler Akkuyu’da yaşanacak olası bir nükleer santral kazasının geçmiş benzerlerinden çok daha büyük sonuçlar yaratacağını göstermekteyken Akkuyu Nükleer Güç Santrali projesinin devam ettirilmesinin ve yeni nükleer projelere başlanmasının hiçbir kamusal yararı bulunmamaktadır.

Büyük bir çevresel yıkıma sahne olan Fukuşima felaketinde hayatını kaybedenleri bir kez daha saygıyla anarken, bu vesileyle bir kez daha ve ısrarla söylüyoruz: Akkuyu NGS inşaatını durdurun! Sinop NGS proje dosyasını bir daha açılmamak üzere kapatın! Nükleer Düzenleme Kurulu’nu derhal feshedin! Nükleere karşı yaşasın hayat!”