Duruşmada ‘kıdemsiz yargıç’ tartışması: Avukat ‘beddua ediyorum’ dedi, hakim tutukladı

Duruşmada ‘kıdemsiz yargıç’ tartışması: Avukat ‘beddua ediyorum’ dedi, hakim tutukladı
İstanbul 8. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde hakimin usul hatası yaptığı gerekçesiyle ret talebinde bulunan avukatın talebi reddedildi. Hakime “Sizi hakim yapanlara beddua ediyorum” diyen avukat tutuklandı. Hakim daha sonra verdiği kararı kaldırdı.

HSK’nın Stratejik Planı’nda yer alan bilgiler ‘tecrübesiz yargıç’ tartışmaları beraberinde getirdi.

30 yıllık emekli hakim Selçuk Kaya, kıdemsiz yargıçların tecrübesi olmadan Ağır Ceza’da görevlendirildiğini ve hak ihlallerinin bir çoğunun bu durumdan oluştuğunu belirterek yargıda yaşanan duruma tepkisini dile getirmişti.

İstanbul 8. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde bu tartışmaları körükleyecek bir olay yaşandı.

Avukat İlker Atamer, taraf olarak katıldığı duruşmada hakime yaptığı usuli hataları belirterek ret talebinde bulundu.

"Beddua ediyorum" dedi tutuklandı

Ret dilekçesinin reddedilmesinden dolayı hakime “sizi hakim yapanlara beddua ediyorum” diyen Atamer, hakimin kararıyla tutuklandı.

Sosyal medyadan konuya ilişkin açıklama yapan Atamer, “Hakim verdiği tutuklama kararının yanlış olduğunu anlayıp kararını 2 saat sonra kaldırdı ve ben hala barodayken tutuklama kararı iptal oldu.

"Soruşturmasız, dayanaksız ve keyfi bir tutuklama"

Atamer duruşma salonunda yaşadığı olayın detaylarını şu şekilde aktardı:

Mesleki bilgisi yetersiz olan, keyfi ve hukuksuz işlemler yapan hakimlere kızmanın anlamsız olduğunu biliyorum. Çünkü böyle liyakatsiz hakimler kendi kendilerine hakim olmuyor. Dolayısıyla bunlara kızmak yerine asıl bunları hakim yapan HSK ve Adalet Bakanlığı yetkililerine kızmak gerekiyor. Bu itibarla ben de tepkimi o hakime değil de onu hakim yapanlara göstermek adına duruşmadan çıkarken “sizi hakim yapanlara beddua ediyorum” dedim. Bu sözüm üzerine hakim sözlerimin hakaret suçu oluşturma ihtimaline binaen hakkımda TUTUKLAMA kararı verdi! Şaka yapıyor herhâlde diye düşünürken kaleme tutuklama müzekkeresi hazırlanması talimatı verince hem durumun ciddi hem de hakimin liyakatsizliğinin düşündüğümün bile ötesinde olduğunu anladım ve adliye içindeki baroya geçtim. Meslektaşlarla bu durumu konuşurken 2 polis memuru beni Metris’e götürmek için baroya geldi. Sanıyorum barodayken bazı meslektaşlar başsavcı veya vekiliyle konuşup hukuksuzluğu anlatmışlar ve hakime de bir telefon gitmiş diye duydum. Bunun üzerine de hakim verdiği tutuklama kararının yanlış olduğunu anlayıp kararını 2 saat sonra kaldırdı ve ben hala barodayken tutuklama kararı iptal oldu. Kararda tutuklama gerekçesi olarak 151(4) denmişse de HMK 151’de öyle bir fıkra yok. HMK 151(2)’ye göre suç teşkil etmeyen ancak duruşma düzeninin bozan davranışlarda yalnızca disiplin hapsi verilebilmektedir ancak disiplin hapsi süreli bir yaptırım olup tutuklama tedbirinden farklıdır. Kötü yazılmış HMK 151(3) ise yalnızca suç teşkil eden bir eylemin olması halinde “durum bir tutanak ile başsavcılığa gönderilir ve gerekiyorsa fiili işleyenin tutuklanmasına da karar verilebilir” diyorsa da edilgen cümle nedeniyle tutuklama kararını kimin vereceği açık değil. HMK'ya "tutuklama" kelimesini koyan sivri zekalı profesör neyi amaçladı bilmiyorum ama tutuklama CMK'da düzenlenmiş ve yalnızca ceza hakimlerine tanınmış bir yetkidir. HMK 151(3)'ü her hukuk hakimine tanınmış bir tutuklama yetkisi olarak varsaysak bile eylemin suç teşkil etme ve tutanakla savcılığa bildirilme şartı var. Ancak "sizi hakim yapanlara beddua ediyorum" demek suç teşkil etmediği gibi zaten hakim de bunun suç oluşturmadığını bildiğinden duruşma sonrası suç duyurusunda da bulunmadı. Dolayısıyla soruşturmasız, dayanaksız ve keyfi bir tutuklama kararı verildi. Bu tutuklama kararını veren hakim hakkında Yargıtay 5. Hukuk Dairesinde açtığım tazminat davası dün sonuçlandı. Bu kararı da yarın paylaşacağım ki görev ve yetkisini kötüye kullanan hakimler hakkında tazminat davası açılınca ne oluyormuş görülsün."