Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Kartal'da miting düzenledi: 'Laiklikten taviz yok'

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Kartal'da miting düzenledi: 'Laiklikten taviz yok'
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun öncülüğünde İstanbul Kartal’da, “Laiklik ve Özgürlük İçin Büyük Kadın Yürüyüşü” yapıldı. Platformun Genel Sekreteri Fidan Ataselim, “Özgürlüklerimize yönelik,...

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun öncülüğünde İstanbul Kartal’da, “Laiklik ve Özgürlük İçin Büyük Kadın Yürüyüşü” yapıldı. Platformun Genel Sekreteri Fidan Ataselim, “Özgürlüklerimize yönelik, eşitlik haklarımıza yönelik ne yasal düzenleme varsa bizim söke söke kazandığımız, ona saldırıyorlar” dedi.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun öncülüğünde bugün İstanbul’da, “Laiklik ve Özgürlük İçin Büyük Kadın Yürüyüşü” yapıldı. Kartal’daki Başak Marmaray durağında başlayan yürüyüş, pankartlar ve sloganlar eşliğinde meydanda tamamlandı.

Yürüyüşün ardından düzenlenen mitingde konuşan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Sekreteri Fidan Ataselim, her gün kadınların öldürülmeye devam ettiğini belirtti.

Ataselim, şunları söyledi:

“Bu yürüyüşe çağrı yaparken de çokça meselelerden bahsettik. Bakın, kadınlar her gün öldürülmeye devam ediyor. Erkekler tarafından öldürülüyoruz. Öldürülen kadınlara ileri geri konuşmalar yaparak suçlu göstermeye çalışıyorlar."

‘Siz kimsiniz de kadınların yaşam hakkıyla ilgili bir kanunu ayıklayacaksınız?’

“Size soruyorum. Bize kendi fikirlerini dayatmaya kalktıklarında o erkekleri de o tek adamı da o siyasi iktidarı da yobazları da hep birlikte durduracak mıyız, söz olsun ki durduracağız. Kadınlar yaşama tutunmaya çalışırken, kadınları yaşatan 6284 sayılı kadınları şiddetten koruyan kanunla ilgili konuşmalar yapıyorlar. İyi, güzel konuşmalar değil bunlar. Bizim iyiliğimiz için konuşmalar değil bunlar. Biz çok iyi biliyoruz bunların ne anlama geldiğini ve utanmadan bir milletvekili, Meclis’te oturduğu koltuktayken ‘6284’ü ayıklayacağız’ diyebiliyor. Siz kimsiniz de kadınların yaşam hakkıyla ilgili bir kanunu ayıklayacaksınız? Sözümüz olsun. Biz sizi o Meclis’ten de bu sokaklardan da tüm meydanlardan da tarihten de ayıklayacağız."

'Yeter artık, her gün biz öldürülüyoruz'

İşte biz bu patriyarkayı mezara gömecek olan, gönderecek olan kadınlarız. Mesele sadece bizimle ilgili bir meselede değil ve kalmayacak. Bakın, İstanbul Sözleşmesi’nden bir gece yarısı Cumhurbaşkanı, ‘Ben karar verdim, imzayı geri çekiyorum’ dedi ve Danıştay bunu durdurmadı, bu hukuksuzluğu durdurmadı. Anayasa’yı ayaklar altına aldılar, çiğnediler. Biz karşılarında durduk, durmaya çalıştık. O zaman, bugün meydanlarda olan, seslerini yükselten herkes olsaydı belki o gün durdurabilirdik. O yüzden bugün, yarın ‘Çok geç oldu, keşke’ dememek için bugün de anayasal işleyişi rafa kaldırmaya çalışanların karşısında biz dimdik buradayız, ayaktayız. Asla onların tek adam rejimine geçit vermeyeceğiz. Bu kriz günlerinde herkes yoksullukla boğuşurken, en çok da kadınlar boğuşurken, hatta bu şiddetin bahanesi hâline bile gelmişken üç kuruşluk nafakamıza göz dikiyorlar. Aile Bakanı daha göreve geldiği ilk gün, ‘Erkekler mağdur oluyor’ diye söyledi. Bıktık sizin şu ‘Erkekler mağdur oluyor’ sözlerinizden. Yeter artık. Her gün biz öldürülüyoruz. O yoksullukla biz boğuşuyoruz.

'Erdoğan, bu kadınlar için ne yaptın'

Bizim için ne yaptınız? Sorarlar bakan sana da sorarlar sana da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu kadınlar için ne yaptın diye. ‘Şunu yaptık, bunu yaptık’ diye anlatacaklardır ama biz gerçeği hayatımızda yaşayanlarız. Neyin, nasıl gittiğini görenleriz. Aile şuraları, çalıştayları gerçekleştirdiler. ‘Kutsal aile’ diye aileyi yücelte yücelte o aileleri de kendileri yok ediyor durumdalar. Burada bunun uyarısını da verelim. O aileleri yıkan şiddet, o aileleri yıkan çocuğunun cinsel yönelimini, kimliğini duyduğunda, çocuklarına şiddet uygulandığında işte şiddeti doğuran bu aslında. Kadınlar boşanmak istediğinde, çalışmak istediğinde, kadınlar öldürüldüğünde o öldürülen kadınların aileleri şunları söylemişti kapatma davalarımızda. ‘Biz aile değil miydik ey bakan’ demişlerdi. O kadar haklılardı ki. Kime göre, neye göre aile? Tek tip bir aileyi dayatmanın yanı sıra aileyi yücelterek onun içerisinde kadınların, çocukların söz hakkı olmasın istiyorlar.

"Biz bu aileleri çok iyi tanıyoruz. O ailelerden bir örnek vereyim size. Hayatımızı koca bir karanlığa sürüklemeye çalışıyorlar ya hani, H.K.G kardeşimizin ailesi yok mu? Vardı değil mi? O ailesi H.K.G’yi bile bile istismara göndermedi mi? Bu istismarın üstünü örtmedi mi? İşte sizin dediğiniz aileler, içerisinde istismar olan, kadınların kölece yaşayacağı aileler. Biz bu aileleri yaşamak için, eşit yaşamak için elbette yıkacağız. Biz hayatın her alanında, aile içerisinde ya da dışında, kamusal alanda da hapsetmeye çalıştıkları özel alanımızda asla teslim olmayacağız, haklarımızdan vazgeçmeyeceğiz. Böyle böyle kazandığımız çok şey var. Bugün karma eğitime saldırıyorlar. Karma eğitim olabilmesi için bile nice mücadeleler gerçekleştirdik. Kız okulları açacaklarmış. Sebep de kız çocukları okula gidemediği için, yine aileleri izin vermediği için dikkatinizi çekerim. Bakanların görevi, her kız çocuğunun, her çocuğun eşit, bilimsel, nitelikli eğitim almasıdır, bunu sağlamaktır. Kız, erkek okulları diyerek hayatın içerisinde bir bütün olarak yaşayan bizleri birbirimizden ayrıştırmak değildir."

'Failler yanı başımızda'

Yine buna benzer bir şekilde bir dönem parklarda alkol kullanılmasını, bira içilmesini, yasaklamaya kalktılar. Buna ne dediler? Efendim kadınlara taciz oluyormuş. Şiddet nereden geliyor diye baktığımızda kadınlar en çok, en yakınları tarafından şiddete uğruyor ve öldürülüyorlar. Kadınlar en çok evlerinde öldürülüyorlar. Babaları tarafından, kardeşleri tarafından, boşanmak istedikleri erkekler tarafından öldürülüyor. Öyle uzakta bir yerde değil failler. İçimizde yanı başımızda. Bari ona siz temsilciliğine soyunmayın diyoruz ama elbette ki buna söylüyorlar. Bu yüzden özgürlüklerimize yönelik, eşitlik haklarımıza yönelik ne yasal düzenleme varsa bizim söke söke kazandığımız, ona saldırıyorlar.”

Platformun Genel Temsilcisi Gülsüm Kav da "Daha fazla haklarımızı arıyoruz ve yani yeni başlamadı o mücadele. Arkamızda çok köklü bir mücadele var. Bugün biz burada sayımız ne olursa olsun, müthiş bir özgüvenle buluştuysak eğer, arkamızda dünya ve Türkiye tarihinin, kadın mücadelesi tarihinin çok önemli birikimi var. Kendi platformumuz da laiklik ve özgürlük mücadelesine şimdi başlamadı.” dedi.