'Maden ocağından siyanürün Fırat’a doğru ulaşmaması imkansız'

'Maden ocağından siyanürün Fırat’a doğru ulaşmaması imkansız'
Göçük altında kalan 9 işçi hâlâ kayıp. İktidar “Risk yok” dese de Ankara ŞPO’nun çalışması, tehlikeli kimyasalların Fırat Nehri’ne ulaşmama şansının neredeyse imkânsız olduğu ortaya koydu. Ayrıca madenin lisansı...
Göçük altında kalan 9 işçi hâlâ kayıp. İktidar “Risk yok” dese de Ankara ŞPO’nun çalışması, tehlikeli kimyasalların Fırat Nehri’ne ulaşmama şansının neredeyse imkânsız olduğu ortaya koydu. Ayrıca madenin lisansı iptal edildi.

Erzincan İliç’teki Çöpler Altın Madeni felaketinde göçük altında kalan 9 işçiden hâlâ haber yok. Tehlikeli kimyasalların karıştığı liç yığının çökmesi sonucu meydana gelen felaket ayrıca bölgeye zehir saçmaya devam ediyor. Maden ocağının çevre izin ve lisans belgesinin iptal edildiği duyuruldu.

Şehir Plancıları Odası (ŞPO) Ankara Şubesi madenin mekânsal analizini yaptı. Yapılan çalışma sonucunda, tehlikeli kimyasalların Fırat Nehri’ne ulaşmama şansının neredeyse imkansız olduğu ortaya çıktı.

Yüzde 80’i SSR Mining’e, yüzde 20’si Çalık Holding’e ait Çöpler Altın Madeni’nde 13 Şubat’ta liç yığının çökmesi sonucu göçük altında kalan 9 işçinin arama çalışmaları ise sürüyor.

10 milyon metreküp tehlikeli kimyasallarla karışmış balçık kıvamına gelen toprak altında kalan işçilerden 4 gündür haber yok. Endişeli bekleyiş sürerken ailelerin umudu da tükeniyor.

"Siyanürün Fırat Nehri’ne ulaşmasını engelledik"

Felaketin ardından endişeye neden olan diğer konusu ise siyanür ve çeşitli kimyasalların bölgede yaratacağı kirlilik. Yetkililer, "Siyanürün Fırat Nehri’ne ulaşmasını engelledik, bir tehlike yok" dese de son raporlar farklı. ŞPO Ankara Şubesi’nin çekilen fotoğraflar ve uydu görüntüleriyle yaptığı mekânsal analizde kimyasalların Fırat Nehri’ne karışmama ihtimalinin neredeyse imkansız olduğunu ortaya koydu. Ayrıca Keban, Karakaya ve Atatürk Barajı’nın risk altında olduğu da ifade edildi. Nehir ve barajlardaki suyun, tarımsal sulamada kullanıldığına dikkat çekilen çalışmada şu ifadelere yer verildi:

“Fırat nehri İliç Maden sahasının güneyinde kalan pek çok şehri, köyü, tarım alanını ve doğal alanı beslemektedir. 115 km aşağıdaki Atatürk Barajı ise sulama için de kullanılmakta, ayrıca Fırat Nehri doğrudan Diyarbakır, Malatya, Adıyaman, Tunceli’yi, pek çok ilçeyi ve pek çok köyü etkileyen dünya çapında bir büyüklüğe sahip bir nehirdir. Bu veriler ışığında, yaşanan felaketin büyüklüğünün anlaşılacağını umuyoruz ve sorumlu kamu kurum ve kuruluşlarını sorumluluk almaya, denetimleri sıklaştırmaya, yerli yersiz verilen maden ruhsatlarını, sürekli artırılan maden kapasitelerini gözden geçirerek bu tür felaketlere gebe olanları iptal etmeye ve maden işletmesini verdiği hasarı düzeltmenin yanı sıra faaliyetlerini durdurmaya ve sorumluları hesap vermeye davet ediyoruz.”

Şirketinin madencilik lisansı iptal edildi

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, felaketin yaşandığı maden tesisinin çevre izin ve lisans belgesini iptal ettiğini duyurdu. Karara gerekçe olarak, yaşanan heyelan olayının ardından yığın liç sahasında bulunan malzemenin Sabırlı deresi ve ocak sahasına doğru akmasından ötürü lisans şartlarının ortadan kalkmasına neden olduğunun tespit edildiğinden maden ocağının çevre izin ve lisans belgesinin iptal edildiği kaydedildi.

 

Maden felaketi sonrası neler yaşanıyor?

TEMA Vakfı, Erzincan İliç’teki altın madeninde meydana gelen çevre felaketinin sebep olduğu tahribatı ve olası tehlikeleri 2021’de Giresun Şebinkarahisar’da yaşanan çevre faciası örneği üzerinden anlattı.

Maden facialarının uzun vadede yarattığı tahribatı ortaya koyan çalışma, Bakanlığın zehirli atığı kaldırmış olmasına ve aradan geçen zamana rağmen bölgede hâlâ tehlikenin devam ettiğini gösteriyor.

18 Kasım 2021 tarihinde, Giresun’un Şebinkarahisar ilçesi, Yedikardeş köyü yakınlarında faaliyet gösteren kurşun, çinko, bakır ocağına ait tesisin maden atıklarının depolandığı atık barajı duvarında çökme yaşanmış, binlerce ton ağır metal içerikli kimyasal atık önce Darabul Deresi’ne ardından da Kelkit Vadisi’ne yayılarak Kılıçkaya Barajı’na ulaşmıştı.

TEMA Vakfı, felaketin hemen ardından 22 Kasım 2021’de çevre felaketinin yaşandığı bölgede 3’ü kontrol numunesi olmak üzere toplam 9 noktadan örnek alarak incelemelerde bulunmuştu.

Çevre felaketinin ardından, atık barajından çevredeki tarlalara ve su yataklarına akan kimyasal atığın kaldırılması için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından çalışma yapılmıştı. Bakanlığın çalışmasından 9 ay sonra 30 Ağustos 2022’de TEMA Vakfı aynı noktalardan ikinci numuneleri almış ve analiz ettirmişti.

Vakfın raporlarla da ortaya koyduğu çalışma; Şebinkarahisar maden felaketi sonrasında Bakanlıkça yapılan çalışmalara rağmen doğal varlıklar üzerindeki kirliliğin sınır değerlerin altına indirilemediğini gösterdi. Numuneler üzerinde yapılan laboratuvar analizleri sonucunda; felaketin üzerinden 9 ay geçmiş olmasına rağmen ağır metallerin, ağırlıklı olarak limitlerin çok üzerinde olduğu tespit edildi.