Oruç Aruoba hayatını kaybetti

Oruç Aruoba hayatını kaybetti
De ki işte adlı şiirinde böyle diyordu şair kimliğiyle Oruç Aruoba. Kendinden sonra gelen pek çok dimağa fener tuttuğu dizeleri, kitapları, çevirileri geride bırakarak tacını takıp dünyaya veda etti.Türkiye’nin önemli düşünürlerinden...

De ki işte adlı şiirinde böyle diyordu şair kimliğiyle Oruç Aruoba. Kendinden sonra gelen pek çok dimağa fener tuttuğu dizeleri, kitapları, çevirileri geride bırakarak tacını takıp dünyaya veda etti.

Türkiye’nin önemli düşünürlerinden Oruç Aruoba 72 yaşında hayatını kaybetti. Şair ve yazar Muazzez Aruoba’nın oğlu olan Aruoba akademisyen olarak başladığı kariyerine yazar, şair ve felsefeci olarak devam etmişti. Aruoba’nın şiirlerinde kullandığı üslup ve noktalama işaretleri edebiyat kurallarının dışında olmasına rağmen bu durum akademik çevrelerce sanatçının üslubu olarak değerlendirilmişti.
WITTEGENSTEIN ÇEVİRDİ
Aruoba; Hume, Nietzsche, Kant, Wittgenstein, Rainer Maria Rilke, Von Hentig, Paul Celan ve Matsuo Bashō gibi düşünür, yazar ve şairlerin eserlerini Türkçeye kazandırmıştı. Wittgenstein’ın eserlerini Türkçeye ilk kez Oruç Aruoba çevirmişti. Aruoba, Japon edebiyatı kökenli bir şiir türü olan haiku’nun, Türk edebiyatındaki temsilcilerindendi.
Oruç Aruoba, 1948 yılında Karamürsel’de doğdu. TED Ankara Koleji’ni bitirdikten sonra Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü’nde lisans ve yüksek lisansını tamamladı. Aynı üniversitede felsefe bilim uzmanı oldu. Felsefe bölümünde doktorasını tamamladı. Bu süreçte, Almanya’da Tübingen Üniversitesi’nde felsefe semineri üyeliği ve 1981 yılında Victoria Üniversitesi (Wellington) (Yeni Zelanda) konuk öğretim üyeliğinde bulundu. Kırmızı Dergisi gibi çeşitli basın organlarında yayın yönetmenliği, danışmanlığı yaptı. Birçok dergide yazı ve çevirileri yayımlandı. Geride 21 kitap bıraktı.

GEZİ OLAYLARINDA ERDOĞAN’A AÇIK MEKTUP YAZMIŞTI

Aruoba 7 yıl önce Gezi Parkı olayları sırasında protestolara yönelik şiddetin üzerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a “açık mektup” yazmıştı. O mektubun sonuna şöyle not düşmüştü: “Şunu, hiçbir sandıkla ya da sandıkta, gömemezsiniz: Her bir insan, özgür bir kişidir; her bir yurttaş da, eşit hak sahibi, geçerli söz sahibi, bir bireydir. Bunu -bunları- da, hiçbir istatistik değiştiremez.”