İstanbul Valiliği'nin "alkol yasağı" genelgesi yargıya taşınıyor: "Karar özgürlüğe ve laikliğe açık bir saldırıdır"

İstanbul Valiliği'nin "alkol yasağı" genelgesi yargıya taşınıyor: "Karar özgürlüğe ve laikliğe açık bir saldırıdır"
İstanbul Valiliği'nin, "ruhsatı bulunan işletmeler dışında alkol tüketilmemesi" ifadelerinin yer aldığı 17 Ağustos tarihli genelgesine tepkiler gelmeye devam ediyor. TİP ve SOL Parti karara karşı hukuki süreci başlatmaya hazırlanırken...

İstanbul Valiliği'nin, "ruhsatı bulunan işletmeler dışında alkol tüketilmemesi" ifadelerinin yer aldığı 17 Ağustos tarihli genelgesine tepkiler gelmeye devam ediyor. TİP ve SOL Parti karara karşı hukuki süreci başlatmaya hazırlanırken Avukat Mehmet Ümit Erdem, İstanbul 7. İdare Mahkemesi’nde dava açtı.

Avukat Mehmet Ümit Erdem, "İstanbul Valiliği’nin yaşam tarzına açık müdahale eden kararına karşı İstanbul 7. İdare Mahkemesi’nde dava açtım" diyerek dava gerekçelerini sosyal medya hesabından paylaştı.

TIKLAYIN- İstanbul Valiliği ‘içki yasağı’ yok dese de yeni genelge kolluk kuvvetlerine ‘etkin’ denetim talimatı veriyor

TIKLAYIN- İstanbul Valiliği ‘içki yasağı’ yok dese de yeni genelge kolluk kuvvetlerine ‘etkin’ denetim talimatı veriyor

"Yeniden yaptırım düzenlenmesi gereksiz"

Erdem'in ifadeleri şöyle:

"Kabahatler Kanunu’nun 35. Maddesine göre sarhoşluk 2005’ten beri suç. Yaptırımı para cezası ve ayılana kadar kontrol altında tutmak. Ancak Valilik, alkol kullananları olağan şüpheli olarak kabul ederek açık alanda alkol kullanımını tümden yasaklıyor.

Gerekçe olarak ise 'çevrenin rahatsız edilmemesi, olumsuz görüntülerin oluşmasına mahal vermemek' deniyor. Çevrenin rahatsız edilmesi zaten Kabahatler Kanunu’na göre suç, yeniden yaptırım düzenlenmesi gereksiz.

"Kim için olumsuz bir görüntü?"

Peki 'olumsuz görüntü oluşturmak' nedir? Kızlı erkekli toplanıp bira içen gençler kim için olumsuz bir görüntü oluşturur? Asıl mesele bence bu sorunun cevabında.

Sabiha Gökçen Havalimanı yolcu durağında öpüşen çifte tepki gösteren kadını hatırlatan Erdem, "Yarın buna benzer insanların 'Bir döndüm ki bira içiyorlar nevrim döndü' demeyeceğinin garantisi var mı?" diye sordu ve şöyle devam etti:

"Tahammül edecekler"

İnsanların sahilde bira içmesi olumsuz görüntü değildir. Toplu ortamda oturan insanlar birbirlerinin haşarı çocuklarına, kahkahalarına, yüksek sesli konuşmalarına olduğu gibi yediklerine içtiklerine de tahammül edecekler.

Bu bir toplumsal yaşam kuralı olduğu gibi istediğimiz gibi sosyalleşmek temel insan hakkıdır da. O nedenle müdahale ettirmeyeceğiz. Yaşam alanlarımızı her türlü gerici müdahaleye karşı birlikte koruyacağız.

"Bal gibi yasaklama"

"Valiliğin 'yeni bir uygulama yok' açıklaması gerçeği yansıtmıyor. Yazının arasına sıkıştırılan 'çevrenin rahatsız edilmemesi, olumsuz görüntülerin oluşmasına mahal vermemek amacıyla alkol satışı ve TÜKETİLMESİNİN önlenmesi' kısmındaki tüketilmesi kısmı bal gibi yasaklama..."

TİP'ten tepki

Türkiye İşçi Partisi'nden (TİP) yapılan açıklamada, valiliğin "yeni bir karar alınmadığını" savunduğu ancak park, piknik, mesire alanları, sahil bandı ve plaj gibi yerlerde içki içilmesinin yasaklandığı genelgesi için "özgürlüklere ve laikliğe açık bir saldırı ve toplumsal barışı dinamitleme girişimi" denildi. Kararı tanımadıklarını duyuran TİP, yargıya başvuracaklarını vurguladı.

TİP'ten yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

"Özgürlüğe ve laikliğe açık saldırıdır"

"İstanbul Valiliği’nin içki tüketen yurttaşlarımıza karşı açık ayrımcılık anlamına gelen yasaklama kararını tanımıyoruz. Anayasa’ya aykırı bu sözde yasaklama kararı, özgürlüklere ve laikliğe açık bir saldırı ve toplumsal barışı dinamitleme girişimidir.

Tehlikeli sonuçlara gebe olabilecek söz konusu kararın iptali için hukuki başvurular dahil gerekli adımları atacağımızı kamuoyuna ilan ediyoruz. Uydurma gerekçelerle halkın yaşamına müdahale edilmesine göz yummayacağız!"

SOL Parti de dava edecek

SOL Parti İstanbul şubesi de yasağa tepki gösterdi. Yapılan açıklamada, "Hiçbir hukuki dayanağı bulunmayan alkol yasağına karşı hukuki süreç başlatacak olup tüm yurttaşları birlikte durmaya çağırıyoruz. Siyasal islamcı faşist iktidar blokunun laikliğe ve yurttaşların yaşam tarzına yönelik saldırılarına karşı laikliğe sahip çıkıyoruz!" ifadeleri kullanıldı.

Özgür Özel: Bu yasağı tanımıyoruz

CHP Grup Sözcüsü Özgür Özel, bunun bir ayrıştırma olduğunu ifade etti, şu tepkiyi gösterdi:

"Bu bir hatırlatma metni değil, açıkça genelgeyle getirilen bir yaşam tarzı ayrıştırmasıdır. Yurttaşlarımızın hak ve özgürlüklerine çok net ve cesaretle sahip çıkacağız. Yok hükmünde olan bu yasağı tanımıyoruz, anayasayı, laikliği ve tüm yaşam biçimlerine saygıyı savunuyoruz."

Cüneyt Özdemir: Kesinlikle kabul edilemez

Gazeteci Cüneyt Özdemir, sınırlı içki yasağının bazı dünya ülkelerinde de örnekleri olduğuna ama tümüyle bir yasağın kabul edilemeyeceğine dikkati çekti:

"Alkollü içki içmenin kimi bölgelerde TOPTAN yasaklanması kesinlikle yanlış. Dünyada bunun bazı sınırları var. İçkiyi uluorta içemiyorsun, kese kağıdına koyuyorsun mesela ya da belli bölgelerde içebiliyorsun. Ama 'toptan içemezsin, yasak' diyorsan bu kesinlikle kabul edilemez."

Aylin Aslım: Yaşam tarzına müdahale

Müzisyen Aylin Aslım, yasağın Avrupa'da örnekleri var denilerek savunulmasına tepki gösterdi:

"Alkol yasağı yaşam tarzına müdahaledir. İstanbul’u şehir eşkıyalarına teslim edenlerin aklına 'huzur bozmak' deyince oturup denize, ağaca bakan insanların elinden iki birasını almak gelmiş. 'Avrupa’da da böyle' diye gelmeye kalkanlara: Her şeyimiz 'Avrupa’da da böyle' standardına gelsin, bunu da öyle yaparız senin için, söz."

İhsan Eliaçık: İçki içmenin cezası yok

İlahiyatçı İhsan Eliaçık, içki içmenin Kur'an'da da Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında da cezası olmadığını savundu, şu açıklamayı yaptı:

"Kur'an'da içki içmenin cezası yok. T.C kanunlarında içki içmeye ceza yok. İçki içmek değil sarhoş olmak haram; meselenin dinî hükmü de bu. Hal böyleyken güya haram olan bir şeyi yasaklamış havasına giriyorlar tepki olunca da arkasında durup savunamıyorlar."

Ne olmuştu?

İstanbul Valisi Davut Gül'ün imzasını taşıyan genelgede kentte "kamu düzenini bozan ve halkın huzurunu kaçıran olaylara karışan şahısların ekseriyetle alkollü oldukları" savunulmuş, “Alkol satışı ve tüketilmesi ruhsatı bulunan işletmelerin dışında park, piknik ve mesire alanı, sahil bandı, plaj vb alanlarda çevrenin rahatsız edilmemesi, olumsuz görüntülerin oluşmasına mahal vermemek amacıyla alkol satışı ve tüketilmesinin önlenmesi…” denilmişti.

Türkiye'de halka açık yerlerde içki içilmesi yasak değilken ve içkili olup çevreye zarar verenlere Kabahatler Kanunu çerçevesinde zaten ceza kesilirken yayımlanan bu genelge, kamusal alanda içki yasağı olarak tepki çekmişti.

Valilik ise daha sonradan yaptığı açıklamada "yeni bir karar alınmadığını, mevcut yükümlülüklerin kurumlara hatırlatıldığını" ileri sürdü. Fakat yeni açıklamada da, kamusal alanda içki tüketilmesi hakkında şu ifadeler yer aldı: " Alkol satışı ve tüketilmesi; ruhsatı bulunan işletmeler dışında yapılmaması. (Park, piknik ve mesire alanları, sahil bandı, plaj vb. alanlarda)."