Vekiller hapiste partililer ayakta

Vekiller hapiste partililer ayakta
Güven ve Farisoğulları ile Berberoğlu’nun tutuklanmalarına hukukçular tepkili. İki HDP’li vekilin avukatı, kararın ‘ayrımcılık ve siyasi faaliyetlerinin engellenmesine dönük’ olduğunu söyledi. Rıza Türmen hukuksuzluk...

Güven ve Farisoğulları ile Berberoğlu’nun tutuklanmalarına hukukçular tepkili. İki HDP’li vekilin avukatı, kararın ‘ayrımcılık ve siyasi faaliyetlerinin engellenmesine dönük’ olduğunu söyledi. Rıza Türmen hukuksuzluk sürecinin devamı olarak nitendirdi. Turgut Kazan, “Hukukun zerresi kalmamıştır” dedi.

İki gün önce Meclis’te haklarındaki tezkerelerin okunmasıyla Berberoğlu, Güven ve Farisoğulları’nın vekillikleri düşürüldü. Gelişmeye CHP ve HDP’den çok sert tepki geldi. CHP tarafında Enis Berberoğlu kararında Anayasa Mahkemesi’nde sürecin devam ettiği belirtilerek bu uygulamanın, AYM kararından sonra gerçekleştirilmesi gerektiği görüşü savunuldu.
Benzer bir açıklama HDP’li vekillerin avukatlarından geldi. Güven ve Farisoğuları’nın avukatları, Anayasa Mahkemesi kararı beklenmeden ve adli kontrol tedbirleri uygulanmadan verilen kararın ‘ayrımcılık ve siyasi faaliyetlerinin engellenmesine dönük’ olduğunu söyledi.
Haklarında kesinleşmiş hapis cezaları bulunan CHP’li Berberoğlu’yla ilgili Cumhurbaşkanlığı tezkeresi 26 Kasım 2018’de, HDP’li Güven ve Farisoğulları ile ilgili tezkere ise 20 Ocak 2020’de Meclis’e gönderildi. Yani Berberoğlu’nun kararı 18 ay, Güven ve Farisoğulları hakkındaki kararlar ise 4.5 ay Meclis Başkanlığında bekletildi. Bekletilen tezkerelerin birdenbire Meclis gündemine alınması “Neden şimdi” sorusuna yol açtı. Meclis’te yaşananlar ve sonrası siyasi gerilim tırmandırırken, hukukçular yaşananları şöyle değerlendirdi:
Rıza Türmen: Bu hukuksuzluk 2016 yılında anayasaya yeni bir madde konulmasıyla başladı. Yapılan şey bir hileydi çünkü anayasa değiştirilmeden anayasaya ek bir madde eklenerek böylelikle yargı ve anayasa mahkemesinin denetimden kaçırıldı. 2016 yılında yapılan anayasaya yapılan ilave madde bir döneme mahsustu. Ondan sonra geçerli olduğu nereden çıktı? Tamamen keyfi bir uygulamadır.
Turgut Kazan: Türkiye’de hukukun zerresi kalmamıştır. Cumhurbaşkanlığı tezkeresiyle gelmiştir. Bu meclisin de meclis başkanlığının da hiçbir anlam taşımadığını gösterir. Şimdi dokunulmazlığı kaldırılmadan mahkumiyet hükmü kesinleşmiş olamaz. Sizin bu AYM’ye başvuruyu beklemeniz gerekir ama cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin Türkiye’yi getirdiği nokta budur.
Celal Ülgen: Yargıtay aşaması kesinleşmedir. Bu nedenle beklenmiyor deniyor. Halbuki AYM iç hukuk yolların tüketilmesinin son merhalesi olarak alındı. Niye iki sene önce kesinleşmiş bir kararı şimdi uyguluyor bazı milletvekilleri için. Bütün bunlar aslında hukuki bir gereksinim değil, siyasi bir gereksinim. Bu Türkiye’de gerçekleştirilmek istenen sistemin sadece bir parçasıdır.
Ersan Şen: Başımıza ne geliyorsa keyfilikten ve çifte standarttan geliyor. Biri çıkıp belki bir konfora sahip olduğu için tehdit ediyor. Hiçbir şey olmuyor. Hukukun gereğini yerine getirin. Hukuk sizin oyuncağınız değil. İstediğiniz zaman kullanacağınız kullanışlı enstrüman da değil.

MECLİS KENDİNİ TÜKETİYOR

Anayasa Mahkemesi eski raportörü Osman Can: 2016 yılı dokunulmazlığın kaldırılması konusunda, 27 Mayıs ve 12 Eylül Darbe dönemlerini saymazsak, en dramatik sonuçların ortaya çıktığı yıldır. TBMM’de bir yılı aşkın süre okunmadıysa, üç milletvekiliyle ilgili bilgilendirmeyi dönem sonuna da bırakılabilirdi. Eğer okunması gerekli olduğu düşünülüyorsa, kararın TBMM’ye intikal ettiği günlerde okunması gerekirdi. Ancak muhalefet ve iktidar arasındaki mücadelenin derinleştiği bir dönemde böyle bir adımın atılması, “okuma” tasarrufunun Anayasal iradenin icrası niteliğinde olmadığı, aksine hukuki süreçlerin muhalefeti sindirme ve cezalandırma amaçlı olarak işletildiğini düşündürtüyor. TBMM kendini tüketmeye devam ediyor”