İbrahim Kahveci Coca-Cola boykotu üzerinden 'hamaset' siyasetini yazdı: Türkiye'deki fabrikayı Erdoğan açtı

İbrahim Kahveci Coca-Cola boykotu üzerinden 'hamaset' siyasetini yazdı: Türkiye'deki fabrikayı Erdoğan açtı
Karar gazetesi yazarı İbrahim Kahveci, İsrail'in Gazze'ye saldırılarını protesto etmek için TBMM Başkanlığı'nın Coca-Cola ve Nestle ürünlerini boykot kararını, vatandaşların sokaklara cola dökmesini, bazı Mc Donalds ve...

Karar gazetesi yazarı İbrahim Kahveci, İsrail'in Gazze'ye saldırılarını protesto etmek için TBMM Başkanlığı'nın Coca-Cola ve Nestle ürünlerini boykot kararını, vatandaşların sokaklara cola dökmesini, bazı Mc Donalds ve Starbuck şubelerine saldırıları bugünkü yazısına taşıyarak Türkiye'de Anadolu Grubu'na ait Coca-Cola fabrikasını Tayyip Erdoğan’ın açtığını, grubun Filistin'de dört Coca-Cola fabrikası olduğunu hatırlattı.

"İşin kolayını ne kadar rahat bulduk. Hamburger yeme, kola ve kahve içme ohhh bitti... Bu kadar basit'' diye yazdığı Kola ve hamburger ile İsrail'i yenmek başlıklı yazısında İbrahim Kahveci, boykot edilen malları üreten yerli girişimcilerin borsadaki büyüklüğünü, yerli otomobil TOGG'la ilişkisine vurgu yaptı.

İşte o yazıdan bir bölüm:

Seçimlerin sloganı değil miydi TOGG... Benimde canı gönülden desteklediğim proje. Hatta kamu eğer Hazine garantisi verecekse köprülere-otoyollara değil, tam da TOGG gibi teknoloji projelerine destek vermeli dediğim hamle.

Hikaye kısaca şu: AK Partili her bakan “yerli oto” diye yıllarca Milleti uyuttular. Saçma-sapan onca işin ardından yerli oto işini TOBB önderliğinde “Güven Sak” hoca üstlendi. Ve işi yerli girişimcilerle beraber ama kamu desteği ile çözdüler.

En büyük yerli girişimcilerden biri de kimdi biliyor musunuz? Anadolu Grubu... Hani TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu Başkanlığını da yapan Tuncay Özilhan’ın da olduğu grup. Yani COCA-COLA Türkiye’nin de sahibi olduğu Grup.

Hani Coca-Cola fabrikasını Tayyip Erdoğan’ın açtığı Grup. Hani aynı Coca-Cola’nın İsrail yerine Filistin’de 4 fabrikası olan marka.

Şimdi ne oluyor? Anadolu Grubu’nu boykot mu ediyoruz? Yani TOGG’u... Çünkü aynı Grup.

Bu tür işlerde isim hakkı vardır. Gerisi sizdedir. Burger-King şirketi TAB Gıda daha yeni halka arz edildi.

Ortakları tamamen Türk. Aynı şekilde Coca-Cola Türkiye şirketi de halka açık... Hisseleri bizim borsada işlem görüyor.

TAB Gıda 43 milyar TL değerden Coca-Cola ise 106 milyar lira değerden işlem görüyor. Toplamda 150 milyar liralık iki şirket...

Diğerlerini söylemiyorum bile. Ama bu işin bir ciddiyeti olmalı diye konuya başlamıştım ya... İşte onu demek istiyorum: Hamburger yemeyerek ve cola-kahve içmeyerek İsrail’in zulmünü durduracağını sanan kesim... Ya da toplumu bu şekilde uyutan kesim.

Aslında tam da İsrail’in piyonu durumuna düşen kesim mi desek...Toplumu gerçeklikten uzaklaştırarak liderin-ülkenin yapması gerekenleri örten kesim...

Sahi ne yaptığınızı biliyor musunuz?

Sahi siz kime hizmet ediyorsunuz?

Dün yazdığımı tekrar edeyim: İsrail’de bile Netanyahu aleyhine Türkiye’den daha fazla gösteri yapılıyor.

Haberiniz var mı?

Boykot adı altında işin ciddiyetini yok ederek halk tepkisini de sokaklardan kafelere taşıdığınızın farkında mısınız?

"Konforlu muhalefet"

PanoramaTR Araştırma Direktörü Osman Sert de "Türkiye’de üretilen Coca-Cola’nın havalimanında satılmasını protesto edip İsrail’in hava kuvvetlerine savaş uçağı üreten Boeing uçaklarına binip giden bir hamaset var". diye yazdı.

Sert'in paylaştığı X şöyle:

Türkiye’de üretilen Coca-Cola’nın havalimanında satılmasını protesto edip İsrail’in hava kuvvetlerine savaş uçağı üreten Boeing uçaklarına binip giden bir hamaset var. İsrail’in katliamına karşı çıkan twitleri, kaç Uygur öldürdüğü bilinmeyen Çin’in ürettiği telefonlardan paylaşmak da çok yaratıcı ayrıca.

LGBT ve İsrail üzerinden konforlu muhalefet alanlarında mutlu mesut yaşayanlara kendi mahallelerine rağmen, kendi iktidarlarına karşı da gerektiğinde itiraz etmedikleri sürece saygı duyamıyorum.

Filistin, daha önce her kesimin sahici kavgası iken bugün Arap devletlerinin ulus inşa süreçlerine benzer şekilde araçsallaşma yolunda. Bu, öldürülen çocuklar için kahrolmanın yarattığı derin üzüntü ve öfkeyi küçümsemek anlamına gelmiyor.

Kitlelerin duyarsız kalmamak için bir şey yapması da doğal. Ama 1- Elitlerin, kendi dünyasının dışındaki haksızlıklara sağır olması aslında dertlerinin dar kimlik endişeleri olduğunu gösteriyor. 2- “Tepki gösterilecekse onu da biz gösteririz” mantığı ile meseleyi parti mitingine indirgemek, sivil toplum olmayı “güç merkezinin müsaade ettiği kadar” yapılacak bir şey sanmak müsait zaman aktivistliğinden öte gitmiyor.