‘İlçe başkanımız görevini yapıyor’

‘İlçe başkanımız görevini yapıyor’
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un Boğaziçi Öngörünüm Bölgesi’nde yer alan Kuzguncuk’ta kiraladığı araziye yaptırdığı şömine ve çardağın İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yıkılmasına...

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un Boğaziçi Öngörünüm Bölgesi’nde yer alan Kuzguncuk’ta kiraladığı araziye yaptırdığı şömine ve çardağın İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yıkılmasına ilişkin haberin ardından CHP Üsküdar İlçe Başkanı Suat Özçağdaş, hakkında Altun’un evinin çevresine giderek fotoğraf çektiği iddiaları ortaya atıldı. CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu Radyo Karakutu’da yayınlanan Bidebunuizle programında Yavuz Oğhan’a açıklamalarda bulundu. CHP Üsküdar İlçe Başkanı Özçağdaş’ın aynı zamanda Üsküdar Belediyesi CHP Meclis Grubu Başkanı olduğunu ifade eden Kaftancıoğlu, Özçağdaş’ın Üsküdar’da işlenen kent suçlarını takip etmenin görevlerinden biri olduğunu söyledi.
‘BİZİM İLGİ ALANIMIZDA DEĞİL’
Kaftancıoğlu, “Oradaki kaçak yapılaşmayı kaldırmalarına rağmen çalışmanın olduğu, bir takım inşaatların yapıldığı bilgisi gelince görevinin gereği olarak ve benimde sorumluluğunun gereği olarak o arsaya gidip usule ve yasaya uygun olmayan bir şekilde yeniden kaçak bir şey yapıp yapmadıklarına bakmasını istedim. İlçe başkanımızda giderek o arsada herhangi bir inşaat yapılıp yapılmadığına baktı. Sonradan tutturulan polis tutanağında olan hiçbir şey doğru değil. Oraya gidip inşaat olmadığını görüp oradan döndü. İlçe başkanımız hala Fahrettin Altun’un evinin neresi olduğunu da bilmiyor. Çünkü bizim ilgi alanımızda değil” dedi.
İlçe başkanının olaydan birkaç saat sonra karakola ifadeye çağrıldığını, karakolda suçlanma gerekçesi olarak özel alanı ifşa etmekten değil yasadışı yollarla delil elde etmeye çalışmaktan ifadesinin alındığını kaydeden Kaftancıoğlu, kanunen suç işlendiğini, sorumluların hesabını vereceğini belirtti. Vakıf arazisine kaçak yapı yapılmasına izin vermeyeceklerini dile getiren Kaftancıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizim bildiğimiz; yasa ve hukuk denilen bir şey vardır. O mezbelelik denilen küçücük yer var ya, yasalar karşısında boğaz öngörünümünde olan o bölgedeki hiç kimsenin bir çivi çakamayacağı bir yerdir. O zaman bu yasaları yazanlara ben şu soruyu sormak isterim: Boğaz öngörünümünde böyle bir mezbelelik olsun ya da olmasın, vakıflara ait 83 milyonun hakkı olan boş bir sürü arazi var. O zaman siz ya da ben gidip oraya ‘Burası da çok kötüydü, biz burayı yaptırdık’ diyerek bir şey yaptırma hakkımız var mı?”