İlk çağlardan günümüze uzanan kültürel mirası geleceğe aktarmak

İlk çağlardan günümüze uzanan kültürel mirası geleceğe aktarmak
Türkiye'nin arkeolojik varlığının gün yüzüne çıkarılması ve kültür mirasının korunması amacıyla yürütülen çalışmalara katkı sağlayan Türkiye İş Bankası, Anadolu’nun binlerce yıllık geçmişinin gelecek nesillere...

Türkiye'nin arkeolojik varlığının gün yüzüne çıkarılması ve kültür mirasının korunması amacıyla yürütülen çalışmalara katkı sağlayan Türkiye İş Bankası, Anadolu’nun binlerce yıllık geçmişinin gelecek nesillere güvenle taşınması için arkeolojik çalışmalara desteğini sürdürüyor.

Anadolu’nun binlerce yıllık geçmişini dünya kültür mirasına kazandırmak için çalışan bilim insanlarının özverili faaliyetlerine uzun soluklu katkı sağlayan Türkiye İş Bankası, bu kapsamda İzmir’deki Teos’tan Aydın’daki Nysa’ya; Gaziantep’teki Zeugma’dan Muğla’daki Stratonikeia’ya, Antalya’daki Patara’dan Kırşehir’deki Kaman- Kalehöyük’e ülkemizdeki çeşitli kazı ve araştırma çalışmalarını destekliyor.

ZEUGMA MUZALAR EVİ

İş Sanat Genel Müdürü Zuhal Üreten, İş Bankası’nın arkeolojik çalışmalara yaptığı uzun soluklu katkıyla ilgili şu değerlendirmede bulundu:
“Uygarlığın temellerinin atıldığı Anadolu’nun arkeolojik varlığının gün yüzüne çıkarılarak dünya kültür mirasına yeniden kazandırılması, korunarak gelecek kuşaklara aktarılması, günümüzü ve geleceği aydınlatacak bilimsel araştırmalara imkân sağlanması amaçlarıyla ‘arkeoloji’, Türkiye İş Bankası’nın kurumsal sosyal sorumluluk alanlarından biri olarak kabul edilmiştir. Ülkemizde yürütülen arkeolojik kazı çalışmalarına uzun soluklu katkılar sağlanmaktadır. Bu kapsamda Gaziantep’teki Zeugma’dan, Antalya’daki Patara’ya, İzmir’deki Teos’tan, Aydın’daki Nysa’ya ve Muğla’daki Stratonikeia’dan, Kırşehir’deki Kaman Kalehöyük’e ülkemizdeki önemli kazı ve araştırma çalışmaları desteklenmektedir. Katkı sağlanan arkeolojik çalışmaların kalıcı hale getirilmesi ve daha geniş kitlelere ulaştırılması hedefiyle Kültür Yayınlarımızca çeşitli yayınlar hazırlanmaktadır. Bugüne kadar Türkçe ve İngilizce olarak Patara, Zeugma ve Teos antik kentlerinin kitapları basılmış olup, yeni kitapların hazırlık çalışmaları da devam ediyor.

STRATONIKEA


Kıymetli bilim insanları Havva İşkan Işık ve Fahri Işık hocalarımızın “Patara, Kent, Liman, Kült” kitabının önsözünde belirttikleri gibi geleceğe bırakılan sadece ‘bilimle kazılan, bilimle korunmuş ve bilgiyle tanıtılmış bir antik başkentten ibaret değil’, bilimle uğraşan, bilim öğrenen, bilimle yetişen genç kuşaklardır. Biz de bu çalışmalar ile ülkemizdeki kültür mirası bilincinin oluşması ve güçlendirilmesine katkı sağlanmasını diliyoruz.”

KAMAN

DIONYSOS’UN EN BÜYÜK TAPINAĞININ EV SAHİBİ: TEOK ANTİK KENTİ
Teos Antik Kenti’ndeki arkeolojik kazılar 2010 yılından bu yana devam ediyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı adına çalışmaları yürüten kazı başkanı Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Klasik Arkeoloji Anabilim dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Musa Kadıoğlu, bölgedeki kazıların 30 yılına talip olduğunu, ancak 650 dönümlük alan için yüzyıllar gerektiğini söyledi.

Arkeoloji dünyası Teos’tan 1700’lü yıllardan beri haberdar. Tanrı Dionysos adına inşa edilmiş en büyük tapınak burada. Kazı başkanı Prof.Dr. Kadıoğlu, tapınağın inşasının 400 yılda tamamlandığı kanaatini taşıdıklarını ifade ediyor.

TAPINAKTAKİ GİZEM
Prof.Dr. Kadıoğlu’nu asıl heyecanlandıran ve Teos’a çeken ise Dionysos Tapınağı’nın mimarı Hermogenes ve Geç Arkaik Dönem Tapınağı ile ilgili henüz çözümlenmemiş detayları gün yüzüne çıkarmak:
“Köşe başlığı bulunması, İon başlıklarının ortaya çıkması, Altara ait üst yapının ortaya çıkması, Teos’ta bu zamana kadar hiç bilinmeyen, antik kaynaklarda geçmeyen büyük bir dip Teos Tapınağı’nın varlığına işaret ediyor. Ancak bu devasa bir yapı ve temellerine ilişkin hiçbir kalıntı görülmedi. Bu blokların ait olduğu temelleri bulabilirsek daha büyük heyecan olacak.”

Kent, güneyindeki ticari, kuzeyindeki hem ticari hem askeri liman sayesinde uluslararası ticarette de önemli yere sahipti. Özellikle kentte üretilen şarap ve zeytin açısından. Bununla birlikte, yapılan jeofizik çalışmalarında kentin 50 hektarlık alanı kazısız araştırıldı ve beklenenin aksine düzensiz ve organik bir kent planına sahip olduğu görüldü.

Yaklaşık 50 bin ziyaretçisi olduğunu ve her geçen gün arttığını belirten Prof. Kadıoğlu, 2015’te ören yeri statüsü kazanan Teos için şöyle söylüyor:
“Geldiğinizde sizi üç boyutlu bir maket karşılayacak. Yazıtların büyük kısmı Teos Antik Kenti’ndeki yerel depo müzede, diğer kısmı ise İzmir Arkeoloji Müzesi’nde orta bahçede sergilenmektedir. Türkiye bir ucundan diğerine çok çeşitli uygarlıklara ev sahipliği yaptı. Bunları daha iyi öğrenip sergilememiz ve gelir elde etmemiz gerekir. İlkokuldan başlayarak önemsenmesi yerinde olacaktır.”

TEOS: SEFERİHİSAR SIĞACIK'IN ANTİK LİMANI
İzmir’in Seferihisar İlçesi Sığacık Mahallesi’nde küçük bir yarımadanın kıstağında kurulup gelişen Ionia Bölgesi’nin 12 kentinden biri olan antik liman kenti Teos’ta Türk bilim insanlarının kazı ve araştırmaları 1960’lı yıllarda gerçekleşti.


Tarihi MÖ 1000 yıllarına kadar uzanan ve 65 hektarlık alan üzerine kurulu Teos antik liman kentini, yarımadanın ortasındaki akropol ile güney limanı arasında yaklaşık 3,7 km uzunluğunda, iyi korunmuş durumda olan Helenistik dönem kent suru çevreliyor. Teos’un içerisinde Helenistik ve Roma Dönemi kalıntıları, Dionysos Tapınağı, Agora, Tiyatro ve Antik Liman yapıları yer alıyor.


2010 yılında yeniden başlayan kazı, araştırma, koruma ve onarım çalışmaları, Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Klasik Arkeoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Musa Kadıoğlu başkanlığında devam ediyor. Türkiye İş Bankası, 2018 yılından beri Teos’ta devam eden kazı çalışmalarına katkı sağlıyor. Arkeolojik kazılarla, Teos’un en önemli yapılarından biri olan ve Helenistik dönem kent surunun içerisinde bulunan Dionysos Tapınağı’nın tamamen gün yüzüne çıkarılması hedefleniyor.

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE UZANAN KÜLTÜREL MİRASLARA TÜRKİYE İŞ BANKASI'NDAN DESTEK

Zeugma Muzalar Evi: Birecik Baraj Gölü kıyısında
Gaziantep'in Nizip ilçesinde Birecik Baraj Gölü kıyısında bulunan Zeugma Antik Kenti’nde 1987 yılında başlatılan kazılar bünyesinde “Muzalar (Esin Perileri) Evi” adında bir yapı tespit edildi. Türkiye İş Bankası’nın katkı sağladığı ve Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyelerinden Prof. Dr. Kutalmış Görkay’ın kazı başkanı olarak yürüttüğü Muzalar Evi kazısı 2019’da tamamlandı, korugan yapımı için çalışmalar sürdürülüyor. Dönemin zengin ve kültürlü bir ailesine ait olduğu düşünülen çok iyi korunmuş bu evdeki dokuz fresk; yazarlar, şairler, müzisyenler, tarihçiler ve filozoflar için resmedilen ilham perilerini simgeliyor.

Patara Antik Kenti: Antalya Kaş’ta
Ülkemizin önemli ören yerleri arasında yer alan Patara Antik Kenti’nde kazılar 1988 yılında başlatıldı. Kazı çalışmaları için Bakanlar Kurulu kararıyla 1988-2008 yılları arasında Akdeniz Üniversitesi Fen - Edebiyat Fakültesi Klasik Arkeoloji Bölümü öğretim görevlilerinden Prof. Dr. Fahri Işık kazı başkanı olarak görevlendirildi, 2009 yılından itibaren ise başkanlık görevini Prof. Dr. Havva İşkan Işık üstleniyor.

10 km²'lik bir alanı kapsayan kazı alanı içerisinde dünyanın en eski deniz feneri olduğu bilinen ve Piri Reis’in yazıtlarında bahsi geçen “Patara Deniz Feneri” ve “Yol Kılavuz Anıtı” (Milliarium Lyciae) gibi eserlerin yanı sıra 1905 yılına ait ilk Osmanlı Telsiz İstasyonu olma özelliğine sahip bir külliye de bulunuyor.

Stratonikeia Antik Kenti: Yatağan’da
Antik Karia bölgesinin en önemli merkezlerinden olan ve Muğla’nın Yatağan ilçesinde bulunan Stratonikeia Antik Kenti, ülkemizde farklı uygarlıkların izlerini taşıyan nadir yerlerden biri olarak dikkat çekiyor.

Helenistik Dönem öncesinde Karialılar’ın toplandığı yer olarak bilinen Stratonikeia’da Antik Dönem ile Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemi yapıları aynı anda görülebiliyor.

17. yüzyıldan itibaren yerli ve yabancı pek çok seyyah ve araştırmacının uğradığı yerlerden olan Stratonikeia’da, ilk bilimsel kazılar 1 Ağustos 1977 tarihinde Prof. Dr. Yusuf Boysal başkanlığında bir ekip tarafından başlatıldı.

2008 yılından bu yana Pamukkale Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Bilal Söğüt başkanlığında bir ekip tarafından yürütülüyor. Stratonikeia’daki en eski buluntular, MÖ 3 bine kadar gidiyor. Yazılı bilgiler ve yerleşimle ilgili buluntular, MÖ 2. bin sonlarına ait. Antik yazarlardan Herodotos, Strabon, Pausanias ve Bizanslı Stephanos’un aktardıklarına göre, burada Helenistik Dönem öncesine ait bir yerleşmenin bulunduğu biliniyor.

Kentte İş Bankası’nın desteği ile kazı çalışmaları yürütülen Tapınak-2, tiyatronun güneyindeki üst terasta yer alıyor. Bu yapı ve çevresinin, tiyatro ile birlikte düşünülerek düzenlendiği tahmin ediliyor. Bu nedenle yapı, aynı zamanda bir tiyatro tapınağı olarak da değerlendirilebilir.

Peripteral planlı, Ion düzeninde, üç basamaklı bir altyapı üzerine inşa edilen tapınak, Erken İmparatorluk Dönemine tarihleniyor. Kentte; aralarında agoralar, hamamlar, latrina ve tapınakların da olduğu pek çok antik yapının yanı sıra, 14-15. yüzyıla uzanan Beylikler Dönemi Türk Hamamı da bulunuyor.

Nysa: Sultanhisar’da
Antik Karia bölgesinde Helenistik devirde, MÖ 3. yüzyılın ilk yarısında Seleukos’un oğlu 1. Anthiochos Soter tarafından kurulan ve günümüzde Aydın / Sultanhisar'da bulunan Nysa, özellikle Roma döneminde gelişmiş bir kent haline geldi. Eğitimini Nysa’da tamamlayan ünlü coğrafyacı Strabon (MÖ 64 – MS 21) ve Bizanslı tarihçi Stephanos’un (MS 6. yüzyıl) anlattıklarından kuruluşu hakkında bilgi edinilen Nysa’da eğitim amaçlı kullanılan gymnasium ile Anadolu’nun iyi korunan örneklerinden biri olan kütüphane dikkat çeken yapılar arasında. Kentin topografyaya uyumlu bir şekilde sel sularının açtığı vadiye inşa edilmiş yapıları, tiyatrosu, stadionu, tüneli ve 3 köprüsü Roma mimari ve mühendisliğinin en güzel örnekleri arasında yer alıyor. Türkiye İş Bankası tarafından 2019 yılından bu yana destek verilen Nysa’daki kazı çalışmalarında, kentin ana caddesi olan Sütunlu Cadde’nin doğu kesimi ortaya çıkarılması hedefleniyor. 2020 yılında Sütunlu Cadde kazılarında anıtsal bir çeşme de bulundu.

Kaman – Kalehöyük: Kırşehir’de
Kırşehir / Kaman'da bulunan Kalehöyük’teki kazılar, Altes Prens Takahito Mikasa tarafından 1978 yılında Tokyo’da kurulan Japon Anadolu Arkeoloji Enstitüsü (JIAA, Japanese Institute of Anatolian Archeology) tarafından 1985’te başlatıldı.

280 metre çapında, 16 metre yüksekliğinde tipik Anadolu höyüğünde sürdürülen kazılar, 40 yılı aşkın süredir Türkiye’de yaşayan Dr. Sachihiro Omura başkanlığında yürütülüyor. 4 bin yıllık geçmişe sahip Kalehöyük’te bugüne kadar tarihi MÖ 2300’e kadar giden, Osmanlılardan Eski Tunç Çağı’na uzanan 4 ayrı kültür katmanına ait 2 binin üzerinde eser gün yüzüne çıkarıldı. Kazılardan çıkan eserler, Kalehöyük’teki Japon Bahçesi içinde yer alan Arkeoloji Müzesi’nde sergileniyor.

Anadolu’nun merkezinde birçok tarihi alanı birbirine bağlayan İpekyolu üzerindeki bölgede bundan sonra yapılacak kazı çalışmalarında Kalkolitik ve Neolitik çağlara dair katmanların gün yüzüne çıkarılması bekleniyor.

Türkiye İş Bankası, kazı çalışmalarında ortaya çıkan arkeolojik buluntuların zarar görmeden hızlı ve kolayca incelenmesi amacıyla daha önce özel nitelikli bir X-ray cihazı temin edilmesi için katkı sağladı. 2019 yılında, kazılarda çıkarılan seramik parçaları saklamak üzere kullanılan deponun yenilenmesine de destek oldu.