İmamoğlu; ‘İstanbul depremi Türkiye’nin bağımsızlık sorunudur’

İmamoğlu; ‘İstanbul depremi Türkiye’nin bağımsızlık sorunudur’
Türkiye’nin 2001 krizini 1999 depremi nedeniyle yaşadığını söyleyen Ekrem İmamoğlu, olası İstanbul depremiyle ilgili endişelerinden çok korkularını anlattı.İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu için aslında...

Türkiye’nin 2001 krizini 1999 depremi nedeniyle yaşadığını söyleyen Ekrem İmamoğlu, olası İstanbul depremiyle ilgili endişelerinden çok korkularını anlattı.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu için aslında duygusal bir gündü. Büyükşehir Başkanlığı’na seçilmeden önce görev yaptığı Beylikdüzü’ne ayırdı dün öğleden sonrasını. Neden mi duygusaldı?
Beylikdüzü Belediyesi Gürpınar Siteler Bölgesi’nde yıllardır çözülemeyen kentsel dönüşüm sorununun aşılması için artık imzalar atılacaktı.
Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık, “Komşularının evlatlarını göçük altında arayan bir belediye başkanı olmak istemiyorum” dedi törende ama durumun vahametini İBB Başkanı İmamoğlu anlatacaktı. Beylikdüzü Belediye Başkanı seçilip bu bölgeyi ilk gördüğünde ‘şok geçirdiği’ni söyledi konuşmasının hemen başında ve ekledi:
“Buradaki binaların dışı pek güzel makyajlanmış. Dışarıdan bayağı modern görünüyor ancak içerisi harap. İtiraf edeyim; girmediğim ev kalmadı ama her apartmana girdiğimde, bir taziyeye, bir geçmiş olsuna gittiğimde, girişimle çıkışımın arasını en az nasıl tutabiliriz kaygılarıyla oraya birçok ziyarette bulundum.”
260 evin dönüşümü sağlanacak. Yapılacak çalışmayla 260 ailenin kurtarılacağını söylüyor ama bunun kolay olmadığının öyküsünü anlatırken de isyan ediyor.
Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminde dönüşüm kararının tümüyle siyasi çıkar çekişmeleri nedeniyle mecliste red edildiğini söylerken o kadar üzgündü ki;
“Ben meclis üyelerini gezdirdim. Buraları gösterdim. ‘Hemen çıkaralım’ dediler. Çıkacak diye umuyorum teşekkür konuşması için gittim meclise. ‘Biz, bu maddeyi geri çekiyoruz’ dediler; sadece o maddeyi. Sonra kürsüye çıktım, feryat ettim. Hiçbir siyasi de cevap yok, tık yok. ‘Siyaseten bunu geçirirseniz, burada Ekrem İmamoğlu güçlenecek’ diye lafları edip, oradaki siyasi grupları ikna ettiren, geri çektiren, siyasi irade. Basit bir siyasi iradeden bahsediyorum. O yüzden feryat ediyorum.”
“DEPREMİN VEBALİNİ KİMSE ÖDEYEMEZ”
Törenin ardından bir grup meslektaşımızla birlikte Ekrem Bey ile sohbet imkanı bulduk. Sohbetten çıkardığım notların başında olası İstanbul depremine ilişkin endişeleri var. Diyor ki Başkan;
“İstanbul depremi Türkiye’nin bağımsızlık, bekaa sorunudur. ‘Hala bakan ayrıldı mı’ meselesi konuşuluyor. Konuşulması gereken İstanbul depremidir. Kimsenin başını kuma gömmeye hakkı yok.”
İstanbul’a büyük ihanet edildiğini söylüyor İmamoğlu. Covid hastalığıyla mücadele ettiği hastanenin en üst katından kente bakarken, yoksul ya da zengin semtlerin fark etmediğini, binaların alarm verdiğini vurguluyor.
Depremin 100 milyar dolarlarla ifade edilecek bir külfet getireceğini dile getiriyor İmamoğlu ve hatırlatıyor “2001 ekonomik krizi 1999 depremi nedeniyle yaşandı.”
“Mesele ekonomi değil. Ama daha önemlisi sayısını ifade edemeyeceğimiz kadar can kaybı. Bir daha geri gelemeyecek insanlarımız. Bunun vebali ödenir mi? Kimsenin başını kuma sokmaya hakkı yok”
ÇÖZÜM VAR MI, KAYNAK NEREDE?
Tablo kötü. Binalar depreme hazırlıklı hale getirilmeli, gelemeyenler yenilenmeli, tam bir denetim ve kontrol olmalı. Evet bunu hepimiz söylüyoruz. Endişeler ortak. Peki çözüm. İmamoğlu, hazırlıklı. “Hemen seferberlik” diyor ve çözümü anlatıyor:
“Hemen Deprem Konseyi kurulmalı. Kim olmalı konseyde, bakanlık, valilik, il, ilçe, büyükşehir belediye başkanları, teknik odalar, finans kuruluşları, müteahhitler. Herkes elini taşın altına koymalı. Bu işi ne tek başına Cumhurbaşkanlığı ne bakanlık ne belediye başkanlığı çözebilir.”
Yasaların 19 ayrı kuruma imar yetkisi verdiğini söylerken, bunun 19 ayrı yapılanma anlamına geldiğini ve böyle gitmeyeceğini belirtiyor Ekrem Bey.
Kaynağı soruyoruz İmamoğlu’na. Nasıl olacak bu işler? Yine hazırlıklı. Vatandaşın kendi evini dönüştürebilecek formüllerin devreye sokulabileceğini açıklıyor ve ilk formülü söylüyor:
“Müteahhit ve birtakım finans sektörlerinin sisteme dair bir güvence oluşturduğu, bir teminat oluşturduğu ortamda öyle bir sistem kurarsınız ki, bu iş çok hızlı yürür ve çözülür. Net söyleyeyim, bir İstanbul depreminden sonra bu ülkede ne banka, ne sigorta şirketi ne de finans kuruluşu kalır.”
Sohbetimiz bunlarla sınırlı kalmadı. Taksi projesinden vazgeçmediklerini söyledi Ekrem İmamoğlu. Mecliste tüm engelleme çabalarına karşın bu projenin mutlaka hayata geçirileceğini belirtti. Bir müjdeyi de Adalılara verdi. Adalar’da fayton sorununun çözülmesi konusunda Belediye Başkanı Erdem Gül ile büyük çaba harcayan İmamoğlu, Adalar’ın dokusuna uygun ulaşım konusunda özgün araçlar getireceklerini söyledi. İmamoğlu, Adalar’a önemli yatırımlar yaptıklarını yapmaya da devam edeceklerini söyledi.
Ekrem İmamoğlu, kararlı görünüyor, istekli görünüyor, enerjik görünüyor. Hastalığı çok çabuk atlattı. Özellikle deprem konusu olmak üzere seçilmeden önce verdiği sözlerinin devamını getireceği konusunda da kendinden emin görünüyor.

İmamoğlu, olası İstanbul depreminin 100 milyarlarca dolarlık bir fatura çıkaracağına dikkat çekerken, “Ama daha önemlisi sayısını ifade edemeyeceğimiz kadar can kaybı. Bir daha geri gelemeyecek insanlarımız. Bunun vebali ödenir mi? Kimsenin başını kuma sokmaya hakkı yok” dedi.