İstanbul’da hekimler, Ekrem Karakaya’yı andı: “Sağlık sistemi değiştirilmeden şiddet azalmayacak”

İstanbul’da hekimler, Ekrem Karakaya’yı andı: “Sağlık sistemi değiştirilmeden şiddet azalmayacak”
İstanbul Tabip Odası (İTO) üyeleri, bir yıl önce Konya’da görevi başında öldürülen doktor Ekrem Karakaya’yı Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde andı. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi...

İstanbul Tabip Odası (İTO) üyeleri, bir yıl önce Konya’da görevi başında öldürülen doktor Ekrem Karakaya’yı Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde andı. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi İTO temsilcisi Ömer Alper Uysal, “Sağlıkta dönüşüm programı ve aynı politikalar tarafından oluşturulmuş̧ ‘beyaz reform’ ile geçen 20 senenin sonunda hekim ve sağlık çalışanları olarak sağlık kurumlarını cehenneme çeviren bu sağlık sistemini değiştirmeden sağlıkta şiddetin azalmayacağını çok iyi biliyoruz” dedi.

Konya’da bir yıl önce görevi başındayken katledilen doktor Ekrem Karakaya için ölümünün birinci yılında meslektaşları, birçok hastanede anma düzenledi. İTO üyesi hekimler de Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde açıklama yaptı. “Dr. Ekrem Karakaya’yı görevi başında katledilmesinin birinci yılında sevgi, saygı ve özlemle anıyoruz” yazılı pankartın açıldığı anmada bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu.

“Yaşamak, yaşatmak istiyoruz” sloganının da atıldığı anmada ortak açıklamayı Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi İTO temsilcisi Ömer Alper Uysal okudu. Uysal, şunları söyledi:

"Son yıllarda sağlıkta şiddet gözle görülür şekilde arttı ve artık çalışma alanlarımızın rutini hâline geldi. Toplumsal şiddetteki artışın ve ayrışmanın sağlık kurumlarına da yansımasının yanında; sağlık sistemindeki değişiklikler, hekim-hasta ilişkilerinde yaşanan dönüşüm ve elbette sağlık çalışanlarının siyasiler tarafından her fırsatta hedef gösterilmesi de bu ciddi artıştan sorumludur. Sağlıkta şiddetteki artışın en büyük sorumlularından olan, hastalarla sağlık çalışanlarını birbirlerine düşman eden sağlıkta dönüşüm programının 20’nci yılındayız. ‘Artık hastanelerde sıra beklemeyeceksiniz; artık siz doktoru değil, doktor sizi bekleyecek’ şeklinde propagandaların yanında, sağlık kurumlarında idarenin baskısı ve performansa dayalı ek ödeme sistemi gibi uygulamaların tümü ile birlikte sağlığın ticarileşmesi hızlanırken sağlıkta şiddetin kapıları da sonuna kadar açılmış̧ oldu. Sağlıkta dönüşüm programı ve aynı politikalar tarafından oluşturulmuş̧ ‘beyaz reform’ ile geçen 20 senenin sonunda hekim ve sağlık çalışanları olarak sağlık kurumlarını cehenneme çeviren bu sağlık sistemini değiştirmeden sağlıkta şiddetin azalmayacağını çok iyi biliyoruz.

"Sağlıkta şiddeti önlemek her şeyden önce güçlü bir politik irade gerektirir"

Sağlıkta şiddeti önlemek her şeyden önce güçlü bir politik irade gerektirir. Sürekli günü kurtarmaya çalışan eylem ve söylemlerinden anlaşıldığı üzere kamu otoritesinin sağlıkta şiddeti önleme konusunda böyle bir iradeyi gösteremeyeceği anlaşılmaktadır. Türk Tabipleri Birliği ve tabip odaları olarak sağlıkta şiddete 10 yıllardır dikkat çekmekteyiz. Özellikle son 15 yıldır eylemlerle ve taleplerimizle sağlıkta şiddeti bitirebilmek için yoğun derecede mücadele ettik. Yasa teklifleri oluşturduk ancak ne yazık ki bakanlık ve kamu otoritesi, gerekli düzenlemeleri yapmadı ve ancak birimiz hayatını kaybettikten sonra sağlıkta şiddetle ilgili zayıf düzenlemeler yapmakla yetindi. Beyaz kod verilerini dahi kamuoyu ile paylaşmayı reddeden anlayış için maalesef sağlığın ticarileşmesi bizlerin yaşamı da dahil her şeyden daha büyük bir önem arz ediyor. Hayatımızı kaybetmemize kadar giden ve gündelik yaşamımızın bir parçası hâline gelen şiddeti uygulayanları ve buna kayıtsız kalanları asla affetmiyoruz. Her geçen gün bizler için daha tehlikeli hâle gelen sağlık kurumlarının güvenliğinden kamu otoritesi sorumludur. Güvenli çalışma ortamlarında, insanca çalışma koşullarında yaşamak ve yaşatmak istiyoruz.” (ANKA)