Keşke’siz Arzu: “Kendi doğrularımla yaşadım”

Keşke’siz Arzu: “Kendi doğrularımla yaşadım”
“Tekstil sektörünün başarılı iş kadını, aktivist, bir kız çocuğu yetiştirmiş anne, son derece becerikli bir aşçı” olan Arzu Okay, 15-23 yaşları arasında 8 yıl süren sinema yaşamında çevirdiği filmlerle oluşan “Seks...

“Tekstil sektörünün başarılı iş kadını, aktivist, bir kız çocuğu yetiştirmiş anne, son derece becerikli bir aşçı” olan Arzu Okay, 15-23 yaşları arasında 8 yıl süren sinema yaşamında çevirdiği filmlerle oluşan “Seks yıldızı” algısını yerle bir eden bir yaşama sahip.

Mülkiyeliler Birliği’nin düzenlediği söyleşi ve imza gününde, Türey Köse’nin kaleme aldığı “Arzu Okay: ‘Keşke’siz Bir Kadın” kitabının nasıl ortaya çıktığı ve Okay’ın yaşamının her aşaması konuşuldu.

Türay Köse


Medyascope’den Özgecan Özgenç’in haberine göre söyleşide, kitabın yazarı Köse, kitabı yazmaya nasıl karar verdiği sorusuna, “Arzu, adı önünden giden biri, 15-23 yaşları arasında çevirdiği filmler üzerinden bir kanı üretilmiş ve o çoğaltılmış. Arzu’yu tanıdıkça, benim tanıdığım Arzu’yu başkaları da tanısın istedim. Arzu sadece bir sinema oyuncusu değil, tekstil sektöründe çalışmış başarılı bir iş kadını, yurtdışına açılmış, sonra aktivist olmuş, bir anne ve çok becerikli bir aşçı” yanıtını verdi.

Kitap söyleşisinin yaklaşık 2 yıl sürdüğünü belirten Köse, “Yıllarca parlamento muhabiri olarak görev yaptım. Başlangıçta içerikte zorlandım…. Gazeteci olarak göreviniz siyasetçinin gizlediğini aktarmak, onun resmi görüşünün basit bir aktarıcısı olmamak. Siyasetçinin söylemediğini ortaya çıkarmakta bir kamu yararı var ama özel hayat söz konusuysa, onun aktardığı kadarıyla yetinmek gerekiyor” dedi.


KİMİLERİ BENİ ALÇAKTA GÖRDÜ
Kendisini “sıradan bir kadın” olarak tarif eden ve hayatını kendi doğrularıyla yaşadığının altını çizen Okay, “Bazen beni aşağıdan gördüler, bazıları ise yukarıdan baktı, beni alçakta gördü, beğenmedi. Hayatın bana sunduğu şeyleri doğru değerlendirdiğime inanıyorum, taviz vermedim ama vermediğim tavizler yüzünden sıkıntılar da yaşadım” dedi.

ERKEKLER SIYRILDI, KABAK KADINLARIN BAŞINA PATLADI
1970’li yıllarda, 15 yaşındayken başladığı oyunculuğu 23 yaşında bırakan Okay, “seks komedi” olarak adlandırdıkları filmlerde oynamasının ayıp olmadığını, bundan rahatsızlık duymadığını belirtti. Erotik filmlerde oynayan erkek partnerlerinin, geçmişi yok saydığını söyleyen Okay, “Benimle aynı dönem oynayan erkek oyuncular, Bülent Kayabaş, Ali Poyrazoğlu, Aydemir Akbaş gibi isimler, kabuklarına çekildiler, hoca oldular. Memduh Ün çektiği erotik filmlerin altına ismini koymuyordu, yıllar sonra itiraf etti. Erkekler sıyrıldı, kabak kadınların başına patladı, ben bunu kabullenemiyorum” dedi.

Lise ikinci sınıfta okulu bıraktığını kaydeden Okay, “Özel hayatımda gelişmemi, içinde büyüdüğüm sol çevreden tanıdığım arkadaşlarıma borçluyum. Eğitimimi tamamlayamadım ama bu arkadaşlarım verdikleri kitaplarla yol gösterdiler. Ben çok emek verdim kendime” dedi. 

1 Mayıs 1977’de arkadaşlarıyla Taksim Meydanı’nda olduğunu ancak alandan erken ayrıldığını söyleyen Okay, Fransa’da yaşarken sol görüşlü çevresiyle temaslarının sürdüğünü ve 12 Eylül 1980 darbesinden sonra sığınmacı olarak Türkiye’den gelen devrimcilere evini açtığını anlattı. Okay, 2015’te Türkiye’ye dönmeye karar verdi. 

TÜYLERİMİ DİKEN DİKEN EDEN ŞİDDET
Diyarbakır Sur’da sokağa çıkma yasaklarının olduğu dönemde Barış Yürüyüşü için Diyarbakır’a gittiğini ve orada plastik mermiyle yaralandığını anlatan Okay, bedeni buzdolabında saklanmak zorunda kalan Cemile Çağırga ve cenazesi bir hafta sokakta bekleyen Taybet İnan’dan çok etkilendiğini söyledi. “İlla kendi çocuğumun mu kediler köpekler tarafından yenmesi lazım” diyerek Diyarbakır’a gittiğini belirten Okay, o günlerde yaşadıklarını “Hayatımda tüylerimi diken diken eden daha büyük bir şiddet görmedim. Bir ete vurulduğunda çıkan sesten daha korkunç bir ses yokmuş. İnsanların sağ salim yaşamaları için elimden geleni yaparım” sözleriyle anlattı. 

“MÜLTECİLERLE DEĞİL, SAVAŞLA UĞRAŞMALIYIZ”
Fransa’da yaşarken göçmen olarak ırkçılığa maruz kalmadığını ancak şu günlerde orada da göçe karşı çıkışlar olduğunu belirten Okay, “Göçmen karşıtlığı Türkiye’de daha çok var, onu hissedebiliyorum. Mültecilerle uğraşacağımıza savaşla uğraşmalıyız. Yüzyıllarca gelmeyen insanlar, şimdi savaştan kaçıp gelmiş. ‘Neden mülteciler geldi?’ diye soruyoruz da savaşa karşı durmuyoruz. Neden askersiz, savaşsız bir dünya istemiyoruz?” dedi.