Kılıçdaroğlu: Anayasa'nın ilk 4 maddesini değiştirmek istiyorsanız Erdoğan'a oy vereceksiniz

Kılıçdaroğlu: Anayasa'nın ilk 4 maddesini değiştirmek istiyorsanız Erdoğan'a oy vereceksiniz
Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Habertürk TV'de katıldığı canlı yayında gazetecilerin sorularını yanıtladı.Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle: Sinan Oğan'ın Erdoğan'ı...

Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Habertürk TV'de katıldığı canlı yayında gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

Sinan Oğan'ın Erdoğan'ı destekleme kararı

Oylar kişiye gitmez, idealizme gider, hedefe gider. Beklenti kişiye özgü değil, nelerin nasıl yapılacağına yönelik. Bunu ifade eden kişi yarın bundan vazgeçip başka yerde konumlanıyorsa bütün taban oraya gidecek diye bir şey yok. O zaman insanları robot olarak düşünürsünüz. Bugün yapacağım diyorsunuz destek alıyorsunuz, sonra vazgeçtim buraya gidiyorum diyorsunuz. Özür dilerim ama size oy verenler sizin köleniz değil ki. Anayasa'nın ilk 4 maddesini değiştirmeyeceğim, 66. maddesini değiştirmeyeceğim dediniz. Şimdi değiştireceğim diyenlerin safında yer alıyorsunuz. Siz vaatlerinizden hangi gerekçeyle vazgeçtiniz? Neler yapıldı da birden bire 180 derecelik görüş açısı değişti. Dün sahte maskeler düştü. Halka farklı görünüp Saray'da farklı maske takan kişinin maskesi düşer.

"İnce'yle görüştüm"

Sayın İnce'yle görüştüm, dün ya da evvelki gün. Geçmiş olsun dileklerimi ilettim. Muharrem Bey'in partideki yeri benden çok eskidir. Kendisine saygı duymak benim görevimdir. Destek açıklayacağım açıklamayacağım gibi bir şey söylemedi.

"Anayasa'nın ilk 4 maddesini değiştirmek istiyorsanız Erdoğan'a oy vereceksiniz"

Birinci turda kazanacağımızı düşünüyorduk ama iki taraf da beklenen sonucu alamadı. Bu bir referandum. Siz Anayasa'nın ilk 4 maddesini değiştirmek istiyorsanız Erdoğan'a oy vereceksiniz. Kadın hakları olsun istiyorsanız Kılıçdarroğlu'na oy vereceksiniz. Sığınmacıları en geç 2 yılda göndereceğim diyorsanız Kılıçdaroğlu'na oy vereceksiniz. Daha sağlıklı tutarlı ekonomi politikası için Kılıçdaroğlu'na oy vereceksiniz. Orduda yeni kumpaslar olsun istiyorsanız Erdoğan'a oy vereceksiniz.

Erdoğan'ın montaj video izlettirmesi

Biz hiçbir zaman seçim kampanyasını bu kadar kara ve lekeli olduğunu hiç düşünmedik. Aklımın ucundan bile geçmedi. Şu aklınıza gelir miydi Allah aşkına! Efendim sen teröristlerle berabersin. Dün akşam TRT'de ne söyledi? Kandil'de ortak bir şeyler yapmışız. Görüntüler mi çıkmış, öyle bir şey söyledi. Sözde kampanya yapmışız. Ondan sonra gazeteci arkadaş 'anlayamadım' diyor. Sonra montajlı falan. Vicdanı, ahlakı, erdemi ve inancı olan herkese soruyorum; nasıl olur da beni Kandil'le, gideceğim de ortak program, video, görseller. Hayatımın bütün evresinde teröre karşı çıkan birisi için bu kadar ahlaksız, düzeysiz bir iş nasıl yapılabilir. Sahte video üreten kişiye ne denir? Sahtekâr denir değil mi? Devletin Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturan bir kişi nasıl sahtekârlık yapılabilir. Allah'a sığınıyorum. Bu kadar iftira, düzeysizlik Cumhuriyet tarihinde hiçbir zaman olmadı. Keşke karşıma gelse de 'yemin et' derim, 'Allah'a inanıyorsun yemin et' derim. Niye iftira atıyorsun? Kandil'in anahtarı senin cebinde. Telefonlar senin cebinde. Beni suçluyorsan karşıma çıkacaksın karşıma. Kendini erkek olarak görüyorsan erkek olarak karşıma çıkacaksın. Nedir bu rezalet. Biz bunu hiç düşünmedik. Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan kişinin bu kadar alçalacağını hiç düşünmedik. Eleştirebilir, saygı gösteririm. Yalan, iftira, karalamalar üzerine aşağılık bir kampanyayı hiç düşünmedim. Gerçekten Allah büyüktür. Rahmetli babam 'oğlum sen doğru dur eğri belasını bulur'. Allah aşkına, madem montajsa, sen Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturuyorsun. Bir montajı kalkıp da nasıl gösterirsin. İnsanda biraz ahlak, erdem olmaz mı? Böyle bir rezalete nasıl izin verirsin. Sen Cumhurbaşkanısın. Ben bu ülkenin cumhurbaşkanıyım, benim önüme bunu getirmeyin, dersin. Biz bunu hiç hesaplamadık.

"Milliyetçilik 6 milyon sığınmacıya Türkiye Cumhuriyeti kapılarını açmak mıdır?"

6 okumuzdan birisi zaten milliyetçilik. Biz zaten milliyetçi partiyiz. Bir tanesi devletçilik. Milliyetçilik vatanseverlik değil midir? Milliyetçilik 6 milyon sığınmacıya Türkiye Cumhuriyeti kapılarını açmak mıdır? Hudut namustur kavramından vazgeçip sınırları yol geçen hanına çevirmek midir? Üreten kişinin üretmemesi için çaba harcayıp, her şeyi dışarıda getirmek midir milliyetçilik? Milliyetçilik, yurtsever dediğiniz adam Süleyman Şah türbesini kaçırmaz. Var olan sorunları nasıl çözeceğimizi anlattık. Karşımıza devletin valisi, kaymakamı, cumhurbaşkanı, bakanları, bütün televizyon kanalları, havuz medyasının bütün kanallar neredeyse bizi terörist ilan edecekler.

"Beka sorunu zaten sensin"

Kur'an'da da yazar 'aklınızı kullanın' diyor. Teröristlerin yaptığı konuşma kimin işine yarar? Ben boşuna mı söylüyorum; Kandil'in anahtarı Erdoğan'ın cebindedir diye. Gidip görüştüklerini bilmiyor muyum? Bütün dolaplarını biliyorum. Ekonomik krizi bir yana bırakıp beka sorunu. Beka sorunu zaten sensin. Türkiye'yi dünyada yalnızlaştırdın. Biz 'bu memleket elden gitmesin, herkes huzur içinde yaşasın' diyoruz. Yarın öbür gün sığınmacı sayısı 10 milyondan 30 milyona çıkacak, Türkiye çok daha büyük sıkıntıya girecek. Reyhanlı kadar Reyhanlı'da Suriyeli var. Beka sorunu budur. Bütün bunları toplumun gözünden kaçır, biz teröristlerle yan yana imişiz. Yüreği yetiyorsa, namuslu bir insansa çıkar karşıma bunları anlatır.

"Burası bir AK Parti devleti değil. Burası milli kurtuluş savaşı sonrası oluşturulmuş Türkiye Cumhuriyeti devletidir"

Savunma sanayini söyleyeyim. Benim ağzımdan aleyhte bir cümle duydunuz mu? Milli mesele bu. Silah üretildi de karşı mı çıktık? İHA, SİHA üretildi de karşı mı çıktık? Tank Palet Fabrikasını Katar Ordusu'na niye sattın? Buna karşı çıktık. TSK Güçlendirme Vakfı, savunma sanayinin ana aktörü. Niye karşı çıkalım? Bunlar bir partinin değil ki. Bu devletin. Devletin ürettiği silaha 'neden silah üretiyorsunuz' niye diyelim. Burası parti devleti mi, Türkiye Cumhuriyeti devleti mi? Burası bir AK Parti devleti değil. Burası milli kurtuluş savaşı sonrası oluşturulmuş Türkiye Cumhuriyeti devletidir. 85 milyon bu ülkenin onurlu vatandaşlarıdır. Silah üreteceğiz, elbette ki savunma sanayimiz güçlenecek. Türkiye'nin savunma sanayinde güçlü olması lazım. Rahmetli Ecevit, rahmetli Erbakan, rahmetli Turgut Özal'a teşekkür etmemiz lazım. Kaynak ayıran onlardır. Sanki bunlar yapıyor, başka savunma sanayi yok, biz niye karşı olalım? Hiçbir zaman karşı olmadık.

"Öyle bir kampanya açıyorlar ki, sanki savunma sanayini onlar savunuyor, biz savunmuyoruz"

Biz lider partisi değiliz. Biz akılla mantıkla kararları alırız. Diğer taraf biat eder. Bizde öyle bir şey yok. Şu anda bizim bakan belirleme gibi düşüncemiz yok. Ama bizim mükemmel kadrolarımız var. Ekonomi kadrolarımız Cumhur İttifakı'nda yok. Merkez Bankası, BDDK, Kamu İhale Kurumu'nun başına kimlerin gelmesi gerektiğini çalışıyoruz zaten. Buralara erdemli, ahlaklı, liyakatli kişileri getireceğiz. Şimdiden açıklanırsa bu insanları yıpratırlar. Ellerinde makine var. Öyle bir kampanya açıyorlar ki, sanki savunma sanayini onlar savunuyor, biz savunmuyoruz. Çin'e gittim. Kendilerinin yaptığı yolcu uçağını gezdiriyorlardı. Uçağın ön bölümüne televizyoncuların girmesine izin vermediler. Oradaki donanımın görülmesini istemiyorlardı. Biz bir şey yapıyoruz bütün televizyonlarda gösteriyoruz. Devlet böyle yönetilmez. Devletin sırları vardır. Devlet nasıl yönetilir onu bilmiyorlar.

"Sadece Suriyeliler değil, her yerden gelen var"

Bizim çok açık ve net olmamız lazım. Türkiye Cumhuriyeti devleti Erdoğan'ın devleti değil. Ben Avrupa'nın sığınmacı deposu değilim. Kusura bakmayın diyeceğiz. Biz bunları göndereceğiz. İnsani koşullarda kendi ülkelerine gitmeleri lazım. Oturup anlaşma yapacağız. Suriye hükümetiyle bunların can ve mal güvenliklerini sağlayacağız. AB parayı verecek. 'Ben bunu vermek istemiyorum' derse kusura bakmasın geri kabul anlaşmasının manası yok. Bunlar Türkiye'yi devlet olmaktan çıkardılar. Sen bu geri kabul anlaşmasını niye imzaladın? Koltuğunu korumak için. Sadece Suriyeliler değil, her yerden gelen var. Uyuşturucu baronları geliyor. Türkiye'yi uyuşturucu cennetine çevirdiler. O uyuşturucu baronların kökünü kazıyacağım, herkes bilsin. Her tarafa paralar dağıtıyorlar. Seçim kampanyasında devletin bütün organlarını harekete geçirdiler. Valilerin, kaymakamların neler yaptığını çok iyi biliyorum. Namuslu, düzgün kaymakam ve valiler de var. Onları da biliyorum.

"Askerlerimiz Suriye'de her an çatışma ile karşı karşıya kalabilirler ve her an şehit olabilirler"

Sığınmacılar konusunda Millet İttifakı'nda farklı yaklaşımlar yok. Bizim zaten ortak mutabakat metninde bu var. Sığınmacılar ve kaçakçıların kendi ülkesine gitmesini istiyoruz. Bizim askerlerimiz Suriye'de her an çatışma ile karşı karşıya kalabilirler ve her an şehit olabilirler. Bizim askerimiz orada şehit olacak buraya gelip krallar gibi yaşayacaklar. Kilis'e gittim neredeyse orada bizim esnafımız kalmamıştır. Ortak mutabakat metninde bu var. Sadece zaman yok. Biz 2 yıl diyoruz. Belki çok daha erken bir sürede olacak bu.

"2,5 milyon çok büyük rakam değil. Bu rakam rahatlıkla kapatılacak göreceksiniz"

Seçmin sandığa gitmeli, oyunu kullanmalı. Türkiye'nin içinde bulunduğu acı tablonun değişmesi lazım. Pazara çıktığı zaman hayat pahalılığını görüyorsa, kendilerine montajlı videolarla yalan söyleniyorsa vicdan sorgulaması yapması lazım. Bu düzeni, yapıyı, anlayışı değiştirmesi lazım. 22 yıldır terörü bitiremedi. Oysa rahmetli Ecevit bunlara biten bir terörü devretmişti. Nasıl bir devlet yönetimidir bu? Bizim şu anda geçen dönem milletvekilliği yapan, bu dönem yeniden seçilen arkadaşlarımız şu anda Anadolu'da her tarafta çalışıyorlar. Sorunları aktarıyorlar. 2,5 milyon çok büyük rakam değil. Bu rakam rahatlıkla kapatılacak göreceksiniz. Vatanseverlerin ortak hareket etmesi lazım. Sığınmacıdan, hayat pahalılığından, yolsuzluklardan, liyakatsızlıktan şikayet ediyorsan 22 yıldır bunu beceremeyenlerin gitmesi lazım. Demokrasi budur. Devlet soyuldu. Bu zengin devlet resmen soyuldu. Paralar yurt dışına götürüldü. Bundan şikayetçi olmayanları biliyorum. 5'li çeteler, 4-5 yerden aylık alanlar, paralarını yurt dışında dünyalıklarını yapanlar. Bunlar hayatlarından memnun. Asıl geniş kilte hayatlarından memnun değil.

"Biz iyilikte yarışmak için yola çıkıyoruz, öbür taraftan montajlı videolarla bir kitleyi zehirliyorlar. Allah büyüktür, çıkıp en son kendi itiraf etmek zorunda kaldı"

Beraber yola çıktık, yürüyoruz. Neden 6 parti bir araya geldik. Türkiye'nin bütün kurumlarıyla yeniden inşaya girmesi lazım. Yargıtay Başkanı çıkıp da 'Bu ülkeye yargıya güven yüzde 30'a inmiştir' diyorsa devletin kolonlarında tahribat var demektir. Bu birlikteliği sağlayan yapının bunu düzeltmesi lazımdır. Herkes kendine göre değerlendirme yapar. Şunu rahatlıkla söyleyebiliyorum; devletin çürüyen kolonları var. Bunların yeniden inşa edilmesi lazım. Yasama, yargı, yürütmenin olması lazım. Medyada da ciddi çürüme var. Medyanın özgürce bütün siyasal yapıları eleştirmesi lazım. Benim görmediğimi medya mensubu görebilir. Varsa hatanız süratle düzeltirsiniz. Bu topluma hem dinamizm kazandırır hem siyasete inandırıcılık kazandırır. Kamplara bölünmüş toplum halindeyiz. Türkiye'nin bu kamplaşmadan çıkması lazım. Kendi aramızda görüş farklılıkları kavga nedeni olmamalı. Biz iyilikte yarışmak için yola çıkıyoruz, öbür taraftan montajlı videolarla bir kitleyi zehirliyorlar. Allah büyüktür, çıkıp en son kendi itiraf etmek zorunda kaldı 'bunlar montajdır' diye. Hangi yüzle topluma çıkacaksınız. Çıkıp topluma ben dürüst adamım, doğru adamım diyemezsiniz.

"Baştan tutanaklar geldi. Yüklenmede biraz zaman aldı"

200 bine yakın sandık var. Bazı sandıklarda görevlimiz yoktu. Orada İYİ Parti'nin sandık görevlisi vardı, bizim de müşahitlerimiz vardı. Bazı yerlerde İYİ Parti'nin yoktu bizim görevlimiz vardı. Müşahit sayısının yetersiz olduğunu gördük. Bütün veriler geldi. Sadece bizim değil AK Parti'nin itirazları oldu. O nedenle bilgilerin akmasında. Baştan tutanaklar geldi. Yüklenmede biraz zaman aldı. Öbür taraftan Anadolu Ajansı yüzde 57 ile açtılar. Bize büyük kentlerden bilgi akıyordu. AA öteden beri düşüncesi; önce iktidar partisinden gelen oyları verir. Sandıklara polisin gidip bilgi almak istediğini biliyorum. İki kez İçişleri Bakanlığı kendi kurduğu yapıya bilgi aktarılmasını istedi. YSK iki kez reddetti. Buna rağmen polisler sandıklardan bilgi almaya kalktı. Bir müdahaleyi de gördük, bize de aktarıldı.

Siz Almanya'da seçim sonuçlarını 'burada hile yapıldı' diye duydunuz mu? İktidara kimse güvenmiyor. Toplumun büyük kısmı 'Bunlar oy çalıcaklar' diyor. Devlete duyulan saygının kaybolduğunu hepimiz görüyoruz. Bütün bilgilerin şeffaf şekilde topluma aktarılması lazım. İstanbul seçimlerinde gördük. Torbaların değiştirilmek istendiğini gördük. 200 bin sandık var. Müşahitlerle beraber 550 bin kişiyi göndermişiz. Bu kez 1 milyon hedefimiz var. 1 milyon müşahitin sandıkta olması lazım. Bir ilde müftü şunu söyledi 'Ben müftüyüm doğru sayım yapmak istiyorum. Sizin müşahitiniz 2, karşı taraf kalabalık, lütfen müşahit sayısını artırın' dedi. Doğu'da, Güneydoğu'da daha büyük olaylar var. Bazı soru işaretlerimiz var ve çalışıyoruz. 1. turda nerelerde bizim zayıflığımız var. Hedef ikinci turu almak, birinci turda oyu tartışmanın bir mantığı yok.

"Onursal Adıgüzel Bey kendi isteğiyle istifa etti"

Onursal Adıgüzel Bey kendi isteğiyle istifa etti. Gecikmeler oldu. Bilgiyi yüklemekte gecikmeler oldu. O gecikmenin yüklediği sıkıntılar ortaya çıktı. Sistem tümüyle dışarı kapatıldı. Dışarıdan yapılacak müdahaleler konusunda son derece dikkatli avranıldı. 200 bin kişiye destek olmak için orada müşahitler var. İYİ Parti, DEVA, Gelecek Partisi, Saadet Partisi'nin de müşahitleri var. Sayının belli bölgelerde yetersizliğinden kaynaklanan şikayetler geldi. O nedenle şu çağrıyı yaptım; oy kullanan her vatandaş sayım sırasında orada olsun. Orası gizli kapaklı yer değil. Sayıma baksın, en yakın arkadaşa 'Bizim sandıkta şu kadar çıktı' diye yazsın göndersin. Orada sayımların tutanaklara aktarılmasında zaman zaman sorunlar var. O konuda arkadaşlarımızın dikkatli olması konusunda uyarılarımız var. İlk kez bir seçim sürecinde Türkiye coğrafyasının tamamında bu kadar ciddi önlem aldık. Geçen seçimlerde bazı ilçelere giremedi bizim gençli kollarımız. Bıçaklanılar. Ne polis ne kaymakam sahip çıkmadı. Urfa'da oldu bunlar.

Büyük kentlerde müşahit sayısındı sıkıntı çekmiyoruz. Daha çok küçük yerlere mezralarda sıkıntımız var. Örneğin Ankara'dan bir grup genç oyunu kullandıktan sonra süratli şekilde Çankırı'ya gidip müşahit olacaklar. Buna benzer uygulamamız olacak. Zaman zaman eleştiri geliyor '7 tane yardımcı olur mu' neden olmasın? Devleti bir kişiye teslim ederseniz bugünkü tablo. Biz bir aradayız, sorunumuz yok. Zaten bakanlar olacak, göreceksiniz çok nitelikli insanlardan oluşacak. Biz hangi kararları alacağımızı ve nasıl yöneteceğimizi ortak mutabakat metninde yazdık ve açıkladık. Cumhur İttifakı'nda var mı böyle bir şey? Kimse sormuyor bunu.

"7 saatlik program oldu, programa katılmaktan memnunum"

Babala TV'nin yaptığı programın benzerini Kars'ta, İstanbul'da gençlerle yaptım. Bu toplantılar medyaya kapalıydı. Kanaat önderleriyle yaptım. Onlar istedikleri soruyu soruyorlardı. Katılırsınız veya katılmazsınız benim düşüncelerimi bilmeniz lazım dedim. Babala TV'ye kendi isteğimle katıldım. Aklınıza gelen her soruyu rahatlıkla sorabilirsiniz dedim. Şundan emin olmanızı isterim; anlatacağım her şeyi büyük samimiyetle söyleyeceğim. Siz siyasetçiye güveneceksiniz, en azından bana, ben de size güveneceğim beraber yol yürüyeceğiz dedim. 7 saatlik program oldu. Programa katılmaktan memnunum. Gençlerin sorularından da memnunum.

"YPG'nin Başkanı Salih Müslim'i tam 3 kez Türkiye'ye davet ettiler"

YPG ile ilk yıllarda devlet terör örgütü olarak görmüyordu. YPG'nin Başkanı Salih Müslim'i tam 3 kez Türkiye'ye davet ettiler. Bize de sorduklarında devlet terör örgütü olarak görmüyorsa biz de görmüyoruz dedik. Bizim istihbarat örgütümüz yok. Sadece biz değil o dönemin AK Parti yöneticileri de terör örgütü olarak görmüyordu. O zaman Arınç da bunu söylüyordu. YPG'nin başkanını çağırıyorsunuz. Otel masraflarını karşılıyordunuz. Son sözüm; vatanını, ülkesini seven sandığa gitsin. Kredi kartlarında sorunlar var. Orada da nasıl çözüm getireceğimi, o insanları nasıl rahatlatacağımı herkes görecek. Daha sonra ayrıntılarıyla paylaşacağım.

TIKLAYIN: Kübra Par, Kılıçdaroğlu’nun danışmanının mesajını eksik okudu; Kılıçdaroğlu uyardı

Kübra (Par) hanıma buradan bir şey söyleyeyim. Yolladığımız yanıtın ikinci kısmını okumadı.  Gazeteci, gazeteciliğini tam yapmalı. Yanıtın bir bölümünü okuyup, iktidarın rahatsız edecek kısmını okumuyorsa doğru değil."