Yüz Yıllık Dostluğun İzinde Müziğin Ruhuna Bir Yolculuk

Budapeşte merkezli Franz Liszt Müzik Akademisi’nin seçkin öğrencileri tarafından 2010 yılında kurulan ve adı “Müziğin Ruhu” anlamına gelen Anima Musicae Oda Orkestrası, kurucu müzik direktörü ve günümüzün dikkat çeken keman virtüözlerinden Gwendolyn Masin eşliğinde müzikseverleri geniş bir repertuvar ile buluşturdu.

Konser Hugo Wolf’un iyimser havası ve melodik zenginliği İtalyan ruhunu kaygısız bir neşeyle yansıtan İtalyan Serenadı ile başladı. Camille Saint-Saëns’ın keman için bestelediği, Op. 28 Introduction et Rondo Capriccioso’sunu, Macar müziğini ilk kez araştıran büyük piyanist ve besteci Franz Liszt’in tüm klasik müzik repertuvarı içinde en tanınan ve sevilen eserler arasında bulunan Macar Rapsodisi No. 2 takip etti.

Maurice Ravel’in, en usta kemancıların bile çekinerek yaklaştıkları, eleştirmenlerin gözünde “tuzaklarla” dolu Çigan Konser Rapsodisi, M. 76’nın ardından ise klasik yapısı, hafifliği ve zarifliğiyle Antonín Dvořák’ın yaratıcılığına çok uygun düşen ve bestecinin 1875 yılında, sadece 11 gün içinde tamamladığı Yaylı Çalgılar için Serenat, Mi Majör, Op. 22 icra edildi.

Konserin kapanışı ise 20. yüzyıl besteciliğine yön veren ve etnomüzikolojinin kurucularından Béla Bartók ile yapıldı. Sadece besteleri ile değil, Doğu Avrupa halk müziği derlemeleriyle de müzik tarihine adını yazdıran Bartók’un 1915’te piyano için hazırladığı, beğeni kazanınca 1917’de orkestra için düzenlediği, birbirine bağlı olarak çalınan altı parçadan oluşan Rumen Halk Dansları, Sz. 68, coşkulu bir finalle bu keyifli geceyi sonlandırdı.