Meryem Göktepe: Ateşin düştüğü yeri yakmaması için mücadele etmeliyiz

Meryem Göktepe: Ateşin düştüğü yeri yakmaması için mücadele etmeliyiz
Gazeteci Metin Göktepe’nin polislerce gözaltında alındıktan sonra katledilmesinin üzerinden 28 yıl geçti. Metin Göktepe’nin ablası Meryem Göktepe, dayanışmanın artarak devam etmesi gerektiğini dile getirerek “Ateşin düştüğü...
Gazeteci Metin Göktepe’nin polislerce gözaltında alındıktan sonra katledilmesinin üzerinden 28 yıl geçti. Metin Göktepe’nin ablası Meryem Göktepe, dayanışmanın artarak devam etmesi gerektiğini dile getirerek “Ateşin düştüğü yeri yakmaması için mücadele etmeliyiz” dedi.

Evrensel Gazetesi muhabiri Metin Göktepe’nin katledilmesinin üzerinden tam 28 yıl geçti. 1996 yılında İstanbul Ümraniye Cezaevi’nde katledilen siyasi tutsaklar Orhan Özen ve Rıza Boybaş’ın cenaze törenini takip eden Göktepe, polis tarafından “sarı basın kartı olmadığı” gerekçesiyle gözaltına alındıktan sonra işkenceyle katledilmişti. Göktepe’nin olayın ardından duvardan düşerek yaşamını yitirdiği iddia edilse de tanık ifadeleriyle gerçekler ortaya çıktı. Göktepe’nin ölümü faillerinin yargılandığı ilk gazeteci cinayeti olurken 28 Eylül 2000'de, 5 polis hakkında "Kastı aşan insan öldürmek" ve "Faili belli olmayacak şekilde insan öldürmek" suçlarından verilen 7’şer yıl 6’şar ay hapis cezasının onanmasıyla kapatıldı.

Gülüşü hâlâ aklımda

Metin Göktepe’ye ölümünün yıldönümünde güzel haberler verebilmiş olmayı dilediğini söyleyen abla Meryem Göktepe, “Ona, sen gittin ama ülke düzeldi, gazeteciler özgür, ifade özgür ve adalet baki diyerek güzel gibi haberler vermek isterdim. Ancak ne yazık ki Metin’e verebileceğimiz hiçbir güzel haber yok. Metin gibi bunca zulme rağmen gerçeğin peşinde koşan genç gazetecilerin olması umut verici. Metin’in tertemiz, kocaman bir yüreği vardı. O güzel gülüşü hafızamın bir tarafında.”

Faili meçhul bırakmadık

Göktepe’nin olası bir faili meçhule kurban götürülmek istendiğini hatırlatan Göktepe, dayanışma sayesinde mücadeleyi kazandıklarını ifade etti. Göktepe, “Korku imparatorluğu ortamında her şeye rağmen davaya tanıklık edenleri yeniden selamlıyorum. Sivil toplum örgütleri, İnsan Hakları Derneği, Çağdaş Gazeteciler Derneği, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin dayanışması çok değerliydi. Ancak annemizin bu davanın peşini bırakmamak için mücadelesi, geçirdiği trafik kazasına rağmen tıpkı Metin’in iradesi gibi dava annemin iradesi en önemlisiydi” ifadelerini kullandı.

Göktepe son olarak şöyle konuştu: “Tıpkı Metin’in o günkü ‘Davayı izleyeceğim’ demesindeki kararlılığı herkes sürdürdü. Faili meçhul bırakılmak istenen cinayetin takipçiliği sayesinde asıl sorumlular yargılanmamış olsa da gazeteci katliamının yargılanan tek sanıkları olmasıyla önemli bir davaydı. Bugün de bu dayanışmanın artarak sürmesi gerektiğini düşünüyorum. Ateşin düştüğü yeri yakmaması için mücadele etmeliyiz.”