Ya çok rahatlar ya da hazırlıksız yakalandılar Masal anlatır gibi

Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in öldürülmesine ilişkin soruşturma kapsamında tutuklananların sayısı 13'e yükseldi.

Olayla ilgili soruşturmayı yürüten Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan yapılan açıklamada, gözaltındaki beş şüpheliden üçü hakkında daha tutuklama kararı verildiği belirtildi. Tutuklananlar arasında cinayeti azmettirmekle suçlanan Doğukan Çep de bulunuyor. İki zanlı ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Cinayeti azmettirmekle suçlanan Doğukan Çep İstanbul'da gözaltına alınarak soruşturmanın yürütüldüğü Ankara'ya götürülmüştü. Soruşturma kapsamında daha önce MHP İstanbul İl Yöneticisi Ufuk Köktürk, iki özel harekât polisi ve Sinan Ateş'e ateş açılan motosikleti kullanmakla suçlanan Vedat Balkaya'nın da aralarında bulunduğu 10 kişi daha tutuklanarak cezaevine gönderilmişti.

YARDIM ETMEDİ, KIZDIM

NTV'den Gökhan Gerçek'in haberine göre Çep'in ifadesinde suçlamaları reddederken “Sinan Ateş ocak başkanıyken bize sahip çıkmadı. Yargıtay’da temyiz aşamasındaki bir dosyam için yardım istedim ancak yardımcı olmadı. Bunun kızgınlığı ile korkutmak ve gözdağı amaçlı olayı planladık. Öldürülme amacımız yoktu” dedi.

Çep'in suikasttan 2 gün önce İstanbul’dan Ankara’ya geldiği, Sinan Ateş'in gittiği yerleri saat saat not ederek tetikçiye bildirdiği, saldırının ardından ise önce Bolu Gerede’ye ardından İstanbul’a gittiği belirlendi.

ARACI ‘DODO’ İSTEDİ

Tutuklanan iki özel harekât polisi cinayeti işlediği iddia edilen ve hâlâ firarda olan Eray Özyağcı'yı İstanbul’dan Ankara’ya transporter araçla getirmekle suçlanıyor. Söz konusu transporter aracın sahibi verdiği ifadede, aracı "Dodo” lakaplı Doğukan Çep'in kendisinden istediğini ve ödünç verdiği aracı, kendisini polis olarak tanıtan bir kişinin geri getirerek teslim ettiğini belirtti.

PARAYI DOĞUKAN ÇEP İSTEDİ, GÖNDERDİM

Öte yandan tutuklanan MHP İstanbul İl Yöneticisi Ufuk Köktürk ifadesinde şüphelilerden Doğukan Çep ile 2013 yılında Maltepe Cezaevi’nde tanıştığını anlattı. Köktürk, bu tarihte İstanbul’da 16 yaşındaki bir lise öğrencisini öldürmek suçundan tutukluydu. 20 yıl hapis cezası aldığı öğrenilen Köktürk'ün, mahkûm olmadan önce 2014’te sürpriz bir şekilde tahliye edildiği ortaya çıkmıştı.

Köktürk’ün ifadesi şöyle:

“‘Bana acil iki günlüğüne para lazım’ dedi. Paranın ne için lazım olduğunu söylemedi. ‘Zor durumdayım’ dedi, ‘bana 4 bin TL para gönderebilir misin’ dedi. Ben de kendisine üzerimde nakit para olmadığını, eşimin banka hesabı üzerinden işlemlerini yaptığımı, eşimin hesabında da para olmadığını söyledim. ‘Bir yerden bulamaz mısın’ dedi. Ben de yanımdaki Mehmet Ali’ye sordum. O da hesabında para olduğunu verebileceğini söyledi. Doğukan’a IBAN atmasını söyledim bana IBAN attı. Arkadaşımdan aldığımı parayı kartsız işlem olarak havale edemediğim için eşimin kartını kullanmak suretiyle bana gönderilen IBAN’a parayı gönderdim. Aramızda zaman zaman para alışverişi olduğu için IBAN’ın kime ait olduğunu sorgulamadım ve parayı gönderdim.”

"Gözaltına alındığı sırada evinde bulunan silahı nereden aldığı" sorusuna Köktürk, “Yaklaşık 6 ay kadar önce Fatih’te tanımadığım Suriye uyruklu bir şahıstan 25 bin TL’ye satın aldım” yanıtını verdi. Köktürk, cinayetle ilgili olan bağlantısına dair iddiaları ise reddetti.

POLİSLER ANKARA’YA EĞLENMEYE GİTMİŞ

T24’ten Asuman Aranca'nın edindiği bilgiye göre, polisler Aşkın Mert Gelenbey ve Murat Can Çolak, ifadelerinde 10 gün önce tanıştıkları tetikçi Özyağcı’nın kendisini farklı bir isimle tanıttığını öne sürerek, “Ankara’ya eğlenmek için gidecektik. Gerçek ismini sonradan öğrendiğimiz Eray Özyağcı bize ‘Hastam var, ben de sizinle gelebilir miyim masrafa ortak olurum’ dedi. Kabul ettik. Onu Ankara’ya bıraktıktan sonra bir iki eğlence mekanı gezdik, sonra İstanbul’a döndük. Eray’ın ismini ve tetikçi olduğunu gözaltına alınınca öğrendik” dedi.