Tam o soruyu yanıtlarken gazeteciye ceza açıklandı

Tam o soruyu yanıtlarken gazeteciye ceza açıklandı
Diyarbakır’da 2017 yılında nevruz etkinliğine giderken polisin öldürdüğü Kemal Kurkut’un vurulma anını fotoğraflayan gazeteci Abdurrahman Gök 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezasına çarptırıldı.Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde...

Diyarbakır’da 2017 yılında nevruz etkinliğine giderken polisin öldürdüğü Kemal Kurkut’un vurulma anını fotoğraflayan gazeteci Abdurrahman Gök 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezasına çarptırıldı.

Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde Abdurrahman Gök hakkında o fotoğrafı çektikten sonra “örgüt üyeliği” ve “örgüt propagandası” iddialarıyla açılan davanın altıncı ve karar duruşması dün yapıldı.

Gazeteci Abdurrahman Gök savunmasında “Suçlama konusu yapılan fotoğrafların altına Kobanê yerine Libya, El Bab, İdlib, Lazkiye, Azerbaycan yazmış olsaydım iddia makamı yine de bu fotoğraflarla ‘örgüt propagandası’ yaptığımı savunabilecek miydi?” diye sordu ve şunları söyledi:

GERÇEKLERDEN UZAK SUÇLAMA
“Gazetecilik yaptım ve 8 sene sonra yaptığım habercilik nedeniyle yargılanıyorum, cezalandırılmak isteniyorum. Hem de uzun yıllar yaptığım yüzlerce haberden sadece birkaç fotoğraf seçilerek propaganda yaptığım şeklinde gerçeklerden uzak zorlama bir yorum ile.

YARGILANAN GAZETECİLİK
İddialardan da anlaşılacağı üzere yargılanan gazeteciliğimdir. Suçlanmamın en büyük gerekçesi Diyarbakır’da 21 Mart 2017’de Newroz alanında polis tarafından öldürülen Kemal Kurkut’un cinayet anını fotoğraflamamdan kaynaklıdır.

O FOTOĞRAFIN İNTİKAMI
Burada kolluk ve devamında iddia makamı ‘canlı bomba’ diye kamuoyuna duyurulan Kemal Kurkut’un fotoğraflarını yayınlayarak gerçeği ortaya çıkardığım için benden intikam almaya çalışıyor.”

Aranın ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti gazeteci Abdurrahman Gök’ü “örgüt üyeliği” suçlamasından beraat ettirdi. Ancak, “örgüt propagandası” suçunu işlediğinin sabit olduğuna kanaat getirerek 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası verdi. Mahkeme, cezayı ertelemedi.

Kararın açıklanmasından saatler sonra Cumhurbaşkanı Madrid’de, Türkiye’deki gazetecilerin hapse atılması ve basın özgürlüğü ile ilgili soruyu yanıtladı, “Benim ülkemde fikrinden dolayı cezaevinde olan gazeteci yok” açıklaması yaptı

ÜSTÜ ÇIPLAK HALDEYKEN CANLI BOMBA DİYE VURDULAR
Gazeteci Abdurrahman Gök, 21 Mart 2017’de Diyarbakır’daki nevruz etkinliğinde üniversite öğrencisi Kemal Kurkut’un polisler tarafından kurşunlanarak öldürülmesi anını kare kare fotoğrafladı.

Gök, olaydan 8 gün sonra 29 Mart’ta avukatlarıyla birlikte Diyarbakır Adliyesi’ne giderek, olayla ilgili soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcısına ifade verdi. Gök, savcının talebi üzerine çektiği 26 fotoğraf karesini de savcılığa teslim etti.

Bu olaydan birkaç hafta sonra 20 Nisan 2017’de polisler Gök’ün Diyarbakır Bağlar’daki evine baskın yaptı, gazetecinin bulunmadığı evde arama yapan polis, dört kitap ile bir derginin yanı sıra Gök’e ait kullanmadığı 2 telefona el koydu.

Daha sonra da haber kaynaklarıyla yaptığı telefon görüşmeleri, sosyal medya paylaşımları ve yaptığı haberler gerekçe gösterilerek Gök’e “örgüt üyeliği” ve “örgüt propagandası” suçlamasıyla 7 yıldan 20 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Abdurrahman Gök, Kurkut fotoğrafı ile Metin Göktepe Gazetecilik Ödülleri – Jüri Özel Ödülü’ne layık görülmüştü.

ZİRVE SONRASI GAZETECİ, ERDOĞAN'A İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ SORDU, YANIT: BİZ BUNLARI YUTMAYIZ
AKP lideri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, NATO Zirvesi'nin ardından basın toplantısında Freedom House temsilcisinin "NATO sözleşmesi halkların özgürlüğünü öne koyar” diye başlayıp “Türkiye sizce NATO'ya uygun mu?" diye bitirdiği sorusuna “Biz bunları yutmayız” tepkisini gösterdi.

Temsilcinin, "NATO sözleşmesi halkların özgürlüğünü öne koyar. Bireysel özgürlük ve hukukun üstünlüğünü ortaya koyar. Türkiye aslında çok fazla gazetecinin hapsedildiği bir ülke ve düşünce hakları ve ifade özgürlüğü konusunda sıkıntılar olan bir ülke. Sizin liderliğinizdeki Türkiye, sizce NATO'ya uygun mu?" diye ifade ettiği soruya Erdoğan şöyle yanıt verdi:

CEZAİ BİR DURUM OLMADIKTAN SONRA...
"Freedom House'un önce kendisini sorgulaması lazım. Bunlar öncelikle Türkiye'de 40 yılda, 40 bin vatandaşımız öldürüldü. Diyarbakır Anneleri, HDP kapısında evlatlarını bekliyor. Çocukları dağa kaçırılanlar. Nerede bu Freedom House? Gelsin bir ziyaret etsinler. Özgürlüğün tanımını iyi bileceğiz. Bugün Türkiye'de bir Kandil gerçeği var. 13, 14, 15 yaşında kız çocukları dağlara kaçırılıyor. Acaba Freedom House bunları ne kadar takip etti? Hiç."
Erdoğan, "Benim şu anda ülkemde cezai bir durum olmadıktan sonra hukuk noktasında herhangi bir cezai yaptırıma muhatap olmadıktan sonra gazeteci, kalamşör, fikir. Bunlardan cezaevinde olan yok. Bunların hepsi dezenformasyon. Biz bunları yutmayız'' dedi.