Türkiye’nin cinsiyet eşitliği hedefli ilk fonu ile kadına destek

Türkiye’nin cinsiyet eşitliği hedefli ilk fonu ile kadına destek
Türkiye İş Bankası’nın iştiraki İş Portföy ile Koç Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Araştırma ve Uygulama Merkezi (KOÇ-KAM) iş birliğiyle hayata geçirilen “İş’te Kadın Hisse Senedi Fonu”,...

Türkiye İş Bankası’nın iştiraki İş Portföy ile Koç Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Araştırma ve Uygulama Merkezi (KOÇ-KAM) iş birliğiyle hayata geçirilen “İş’te Kadın Hisse Senedi Fonu”, birinci yılını doldururken yatırımcılardan ilgi görmeye devam ediyor.

Finans sektöründe “iş hayatında cinsiyet eşitliğine dayalı” ilk yatırım fonu olan “İş Portföy İş’te Kadın Hisse Senedi Fonu”na, bir yıl içerisinde 1.800’e yakın yatırımcı katıldı.

8 Mart 2021 Dünya Kadınlar Günü’nde Borsa İstanbul’da düzenlenen gong töreniyle yatırımcılara sunulan, kadınların üretkenlikleriyle iş hayatına eşit bir şekilde dahil olması temasına dayalı fonun birinci yılı vesilesiyle, “Daha Eşitlikçi Bir Dünya” konulu panel gerçekleştirildi.

Panele; İş Bankası Sermaye Piyasaları Müdürü Işıl Dadaylı, Koç Üniversitesi Rektör Vekili ve Akademik İşlerden Sorumlu Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Zeynep Gürhan Canlı ile İş Bankası’nın ana destekçisi olduğu Workup Girişimcilik Programı’nın mezunlarından olan UP School Kurucu Ortağı Melike Aydın katıldı. Panelin moderatörlüğünü, Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı&UNESCO Toplumsal Cinsiyet ve Sürdürülebilir Kalkınma Kürsüsü Sahibi Prof. Bertil Emrah Oder üstlendi.

IŞIL DADAYLI: “Cam tavanların kırılmasına yönelik adımlar çarpan etkisi yaratır”
Işıl Dadaylı, hibrit olarak düzenlenen panelde yaptığı konuşmada, Türkiye’de iş hayatında cinsiyet eşitliğine dayalı ilk ve tek yatırım fonu olma özelliği taşıyan fon aracılığıyla, ekonomik hayatta kadınların daha fazla değer yaratmasının önünü açmayı, kadınların istihdam ve yönetimde daha fazla söz sahibi olmalarına imkân verecek araştırmaları desteklemeyi amaçladıklarını vurguladı.

İstihdamda kadınlara eşitlikçi bir şekilde yer açan, kadınların yönetimde söz sahibi olmasını önemseyen şirketlerin yurt içi ortaklık paylarına yatırım yapan fondan elde edilen gelirin yarısının, “KOÇ-KAM UNESCO Kürsüsü - İş Bankası Kadın Araştırmaları ve Kadın Liderliği Burs Programı” üzerinden araştırmalara ve bursiyerlere aktarılacağını belirten Dadaylı, Fon üzerinden kadın araştırmalarının geliştirilmesi ve kadın liderliğinin güçlendirilmesine katkıda bulunmaktan büyük memnuniyet duyduklarını söyledi.

Fona ilk yatırımı 10 milyon TL ile İş Bankası’nın yaptığını hatırlatan Dadaylı, “Aradan geçen 1 yıl gibi kısa süre içerisinde fona 1.800’e yakın yatırımcı katıldı. Kadınlara fırsat eşitliği sağlayan şirketlerin desteklenmesi noktasında hepimizi heyecanlandıran ve umutlandıran bu gelişme, ne kadar doğru bir adım attığımızın da güzel bir göstergesi… Gerek iş dünyasında gerekse toplumda kadın-erkek eşitliğinin sağlanması, cam tavanların kırılmasına yönelik atılacak her adım, alınacak her inisiyatif çarpan etkisiyle daha geniş kitlelere nüfuz edecektir. Her kurum ve birey bu anlayışla hareket ederse bu değişim daha hızlı olacaktır.“

“Kadınlar çalışanlarımız arasında %55, yöneticilerimiz arasında%45’lik orana sahip”

“İş Portföy İş’te Kadın Hisse Senedi Fonu”nun, İş Bankası’nın kadına dair duruşunun sadece bir parçasını oluşturduğunu ifade eden Dadaylı, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Esasında İş Bankası, daha kurulduğu ilk yıllardan itibaren sergilediği eşitlikçi yaklaşımıyla hem sektörde hem ülkemizde örnek, öncü bir kurum oldu. Her alanda ve her kademede hiçbir ayrımcılığa müsaade etmeyen, bir kurum kültürü halini almış geçmişten süre gelen bir anlayışı var. Şu anda 12 bin civarındaki kadın çalışanımızla, ülkemizde en fazla kadın çalıştıran kurumların başında yer alıyoruz. Tüm çalışanlarımız arasında kadınlar %55’lik orana sahip. Yönetici kademesindeki kadınlarımızın oranı da %45. Bu tablo, insana ve kadına verdiğimiz değeri göstermesi açısından kıymetli.”

PROF. ZEYNEP GÜRHAN CANLI: “Bilimin sürdürülebilirliği, bilginin erkek kadın ayırımı yapmaMASIYLA sağlanabilir”
Prof. Dr. Zeynep Gürhan Canlı ise daha eşitlikçi bir dünya için Koç Üniversitesi’nde bu konularda yapılan araştırmalar ve eğitimlerin yanı sıra, üniversitenin işleyişinde kadınların lider pozisyonlarında olmalarıyla rol model olduklarını söyledi. Prof. Dr. Canlı, “Koç Üniversitesi ailemizde bulunan binlerce kadının - öğrenciler, akademisyenler, idari çalışanlar, mezunlar, kurul üyeleri, bağışçılar ve diğer paydaşlarımız- ayak izleri okulumuzun her yanına, her alanına dağılmış durumda ve ben de bu grubun bir mensubu olmaktan gurur duyuyorum. Genç üniversitemizin tarihinde ilk defa akademik yöneticilerin çoğu çok yetenekli ve başarılı kadınlardan oluşuyor. Bilimin sürdürülebilirliğinin, bilginin yeni nesillere erkek ve kadın ayırımı yapmadan eşit olarak aktarılması ile sağlanabileceğini hiçbir zaman unutmamalıyız. Daha eşitlikçi bir dünya için hep beraber çalışmaya devam etmeliyiz” diye konuştu.

İş dünyasında yatırımcıların artık sadece yatırım fonları getirisine bakmadıklarını, kendi değerlerini temsil edecek fonlara yatırım yapmak istediklerini vurgulayan Prof. Dr. Canlı, “Bu amaçla dünyada değişik örneklerini gördüğümüz bu sosyal odaklı fonların ülkemizdeki en güzel ve ilham veren örneklerinden biri Koç Üniversitesi Kadın Araştırma Merkezimiz ve İş Bankası ortaklığında oluşturulan İş Portföy İş’te Kadın Hisse Senedi Fonu… Bir yılın sonunda Fon’un getirisinin BIST TUM Getir Endeksi ile karşılaştırdığımızda daha yüksek olduğunu görüyoruz. Bu gösterge de kadınları iş dünyasının önemli ve ayrılmaz bir parçası görüp yönetimlerinde kadınlara yer veren şirketlerin başarısına işaret ediyor” dedi.

MELİKE AYDIN: “DAHA ÇOK KADIN TEKNOLOJİDE YER ALMALI”
Panelde girişim hikayesini anlatan UP School Kurucu Ortağı Melike Aydın da Dünya Ekonomik Forumu “Küresel Cinsiyet Eşitsizliği 2021” raporuna göre, dünya çapında cinsiyet eşitsizliğine ilişkin farkın kapatılabilmesi için 135 yıla daha ihtiyaç olduğuna dikkat çekerek, “Teknoloji istihdamında cinsiyet eşitsizliğini kapatmak için 135 yıl beklemek istemiyorsak, yine teknolojiyi kullanarak kadın istihdamında geometrik büyüme yakalamalıyız. Birlikte geliştiren ve birbirini geliştiren kadınlar bu açığı kapatacak” diye konuştu.

‘Cinsiyet eşitliğinde Şili’deki anayasa çalışması örnek olmalı’

Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı&UNESCO Toplumsal Cinsiyet ve Sürdürülebilir Kalkınma Kürsüsü Sahibi Prof. Bertil Emrah Oder, İş Bankası-KOÇ KAM’ın “Daha Eşitlikçi Bir Dünya” paneli sonrasında soru üzerine cinsiyet eşitliğini siyaset ve hukuk açısından değerlendirirken “demokratik anayasacılık” kavramına dikkat çekti. Prof. Bertil Emrah Oder, ABD ve Avrupa demokrasilerinde de anayasaların kökeninin “erkek egemen” modele dayandığını hatırlatırken Şili örneğini verdi, “Eşit sayıda kadın ve erkekten oluşan kurucu meclis bir anayasa hazırlıyor. Umarım ülkemiz ve tüm dünyaya örnek olur” dedi. Prof. Bertil Emrah Oder, şunları söyledi:

“Bizim demokratik anayasacılık olarak adlandırdığımız tür anayasaların ilk ortaya çıkışta erkek elitlerin ve erkek burjuvazinin egemen olduğu bir siyasal harekete karşılık gelir. Amerikan ve Fransız anayasacılığı da ki bunlar ilk yazılı anayasayı türetmişlerdir, erkek burjuvazinin ürettiği demokratik anayasal modellerdir ve yürürlükte olan Amerikan anayasası tam da bu demokratik anayasanın erkek modelini yansıtır. Fakat şu anda Şili’de olanlar bambaşka bir tartışmanın kapısını açıyor. Çünkü eğer Şili’de devam etmekte olan kurucu meclis tarafından yapılan anayasallaşma bir sonuç doğurursa ilk defa dünya tarihinde bir anayasa eşit sayıda kadın ve erkeğin yer aldığı kurucu meclis eliyle yapılmış olacak. Ve ilk defa karar alma süreçlerinde anayasa gibi bir toplumun geleceğini de belirleyen bir belgede biz hem yapım süreci açısından hem de metin açısından toplumsal cinsiyet eşitliği sürecindeki bir dönemeci yaşamı olacağız. Umarız ülkemiz açısından da siyasal katılım araçları hem ulusal meclisimiz bakımından hem yerel yönetimler bakımından hem de kurumlarımız bakımından kadınların ve erkeklerin eşit derecede eğer bu sağlanamıyorsa en az yüzde 30-40 arasında temsille gerçekleşir… Ki hem nicel anlamda bu temsil grubunu sağlayabiliriz hem de nitel anlamda yani katılım bakımından da kadın erkek eşitliğindeki dönüştürücü politikaların yasama politikası olarak, yürütme politikası olarak ve daha alt düzeylerde tartışılması mümkün olabilir.”

Türkiye’nin en güçlü en dinamik STK’sı: Kadın hareketi

Prof. Bertil Emrah Oder: “Hiç kuşkusuz Türkiye, Cumhuriyet ve sonrası modernleşme süreciyle kesintilere uğramış olsa bile demokratikleşme dönemi kazanımlarıyla kadın erkek eşitliği konusunda da sıçramalar yaşadı. Türkiye’de modernleşme ve demokratikleşme süreçleri daima kadın erkek eşitliği lehine gelişmiştir. İkisi arasında daima bir nedensellik ilişkisi olmuştur. Eğer demokratikleşme ile bir ivme yaşamak istiyorsak yeniden kadın erkek eşitliği konusunda bu nicel ve nitel unsurları düşünmeliyiz. Genel olarak tabi ki siyasetin iktidarı ve muhalefetiyle öncelikle siyasal partilerde ama en önemlisi kurumlarda karar alma süreçlerinde meselenin kişiselleştirilmesi gerekir. Bugün en fazla özlem duyduğumuz nokta şu anda Şili’de olup bitmekte olanın sonuç vermesi ve Türkiye’ye de yansımasıdır. Umarım bu uzak coğrafyada olup bitenler ülkemiz için de bir esin kaynağı olur. Özellikle son beş yılda dünyada kadın hareketlerinin çok büyük bir hareketlilik kazandığını görüyoruz. Türkiye’nin kadın hareketi en güçlü en dinamik ve en dayanıklı sivil toplum hareketidir.”