Ahmet Şık: Hakkı olan için samimi bir özür

Ahmet Şık: Hakkı olan için samimi bir özür
TİP Milletvekili Ahmet Şık, Gerçek Gündem'de yazdığı yazısında, "İktidar mahfilleri dışında herkesin kendine dersler çıkarması gereken bir sonuçla noktalanan seçim sürecinde bilerek bilmeyerek çokça hatalar/yanlışlar...

TİP Milletvekili Ahmet Şık, Gerçek Gündem'de yazdığı yazısında, "İktidar mahfilleri dışında herkesin kendine dersler çıkarması gereken bir sonuçla noktalanan seçim sürecinde bilerek bilmeyerek çokça hatalar/yanlışlar yapıldı. Bu yazı o hatalarda/yanlışlarda payı/katkısı olan biri olarak bir iç dökme, özür, özeleştiri" dedi.

Şık, seçime giden süreçte ortaya çıkan videosu hakkında "Seçime gidilen süreçte bir video görüntüm Saray medyası tarafından servis edildi. Toplamı 10 dakikadan uzun olan, ancak kırpılıp manipüle edilerek dönemin gerilimine uygun olarak kullanışlı hale getirilen konuşmalar doğal olarak çok ciddi bir reaksiyonla karşılandı. Şimdi burada okuyacağınız açıklamalar o günlerde yapılsa işitilmeyeceği bilindiğinden sözü dolandırmadan partim ve ben özür diledik. Çünkü orta yerde bir kırgınlık, duygu burukluğu, güven zedelenmesi varsa, özür bir onarma çabasıdır ve buna talip olmayı içerir. Öte yandan iktidarın Emek ve Özgürlük İttifakı’nın güç birliğini baltalamaya dönük hamlelerini engellemek için de gerekliydi bu" diye yazdı.

Şık şöyle devam etti:

Yapmam gereken açıklama için seçim sürecinin tamamlanmasını bekledim. Ancak tüm muhalif kanata yayılan siyasal gerilimler sona ermediği için bir türlü o fırsat gelmedi. Hala da öyle ama artık yazmak şart. Seçim sürecinde yapılan sohbetlerde TİP ile ilgili kullanılan sözcüklerin ve ifadelerin, seçmenle yapılan konuşmaların aynı biçimde ortalığa saçılması halinde nerdeyse insanları birbirinin yüzüne bakamayacak hale getireceğini belirtmekte de fayda var.

Söz konusu video kaydı, seçim çalışmaları sırasında Kurtuluş’ta HDP’li arkadaşların mekânında HDP’li bir arkadaşımla yapılmış uzunca bir konuşmanın kırpılmış ve manipüle edilmiş 25 saniyesiydi. O kısımlarda ise “Yeterince Türk faşisti var bir de Kürt faşistleriyle uğraşamam”, “Selahattin bugün canımıza okudu”, “Selahattin’i HDP’den çıkar geriye HDP kalmıyor” cümleleri duyuluyordu.

Bağlamından koparılmış, yanlış anlaşılmaya ve amacını aşmaya açık cümleler, servis edenlerin de hesapladığı gibi kıyameti kopardı. “Yeterince Türk faşisti var bir de Kürt faşistleriyle uğraşamam” dediğim sözlerim duyulduğu şekliyle yorumlanınca Kürt siyasal hareketinin bileşenlerine, HDP’ye faşist dediğim manası çıkarıldı. Halbuki o sözler İstanbul Newroz’unda Nazi selamı verenlereydi.[1] Planlı ve örgütlü bir biçimde birkaç farklı yerdeki Newroz mitingine katılıp açtıkları bayraklarla Nazi selamı verenlere faşist yerine ne denileceğini “ezilen ulus milliyetçiliği” referansları üzerinden yazılar yazıp yorumlar yapan yanıtlasın.

Sözlerin bir diğer muhatabı ise Diyarbakır Newroz’unda LGBTİ’lere saldırıp darp edenlerdi.[2] İktidarın yeni “şeytanı” ilan edilen ve sürekli hedef gösterilen LGBTİ+’ların bu konuda en ilerici siyaseti gösterenlerden biri olan HDP’nin mitinginde, bir önceki yıl olduğu gibi saldırıya uğramalarına ne diyeceğiz?