"Batshuayi şapkadan adalet çıkardı!" Spor yazarları Trabzonspor- Fenerbahçe maçını yorumladı

"Batshuayi şapkadan adalet çıkardı!" Spor yazarları Trabzonspor- Fenerbahçe maçını yorumladı
Fenerbahçe’nin Trabzonspor’u 3-2 yenerek zirve yarışını sürdürdüğü maç ve maçtan sonra çıkan olaylarla ilgili spor yazarlarının görüşleri şöyleydi:Gürcan Bilgiç: "Halil Umut Meler "elit" hakem… Dün sahada yaşananlar...
Fenerbahçe’nin Trabzonspor’u 3-2 yenerek zirve yarışını sürdürdüğü maç ve maçtan sonra çıkan olaylarla ilgili spor yazarlarının görüşleri şöyleydi:

Gürcan Bilgiç: "Halil Umut Meler "elit" hakem… Dün sahada yaşananlar herhangi bir UEFA maçında olsaydı, sahada kalır mıydı? Kalsaydı, bir daha maç alır mıydı? Fenerbahçe yöneticisi Selahattin Baki, bu maçı yönetecek hakemler için "Şapkadan ne tavşan çıkartacaklar" dedi. Seyirci moduna geçen Meler'in, bir yerden su alıp, Fenerbahçeli oyunculara atmadığı kaldı açıkçası. Bir-iki-üç değil, dört-beş oyuncu yere düştü, en son Livakovic'in çenesi yarıldı. Bitişi; sahaya girip, oyuncu kovalayanlar ile yaptık. Batshuayi'nin galibiyeti getiren golüydü, şapkadan çıkan "adalet"

Uğur Meleke: ''Bu epik haftada biz oynanan futbolu konuşmak isterken yine hortlayan bir şiddet var dün gece. Bu ülkede son birkaç yılda saha içinde Halil Umut Meler dövüldü, Bayarslan’a arkadan yumruk atıldı, Fernandes’e tekme, Burak’a çakı atıldı, arkadaşını koruyan Josef cezalandırıldı. Bu ülkede spor adamının, sporcunun can güvenliği var mı, söyleyebilir misiniz bana? Durdurun futbolu artık, inecek var.''

Rıdvan Dilmen: "Batshuayi Türkiye Futbol Federasyonu'nu, Merkez Hakem Komitesini ve hakem Halil Umut Meler'i kurtardı. Ben maçı izlerken o kadar sular atılırken maçı da teyit etmiyor. Böyle bir şey görmedim."

Ahmet Çakar: ''Trabzon'da kara bir gece yaşadık. UEFA, FIFA, dün bu karşılaşmayı izleseler 'Bu maç nasıl 90 dakikaya tamamlandı' diye birbirlerine sorarlar. Fenerbahçe ilk 45 dakikayı 2-0 önde kapattı. Ardından devreye Trabzonspor seyircisi girdi. Meşaleler, yabancı cisimler sahaya yağdı ve tüm Fenerbahçe bir anda sindi. Önce kaleci Livakovic'in hatasıyla gelen bir frikik golü, ardından da Djiku'nun acemice yaptığı bir penaltı ile maç birden eşitlendi. Seyirci görevini yapmış gibi 2-2'den sonra sahaya hiçbir şey atmadı. Halil Umut Meler adlı sözde hakem, aynı şartlarda maçı devam ettirdi. Bitime de az bir süre kala Batshuayi, attığı golle Fenerbahçe'yi ipten aldı. Maçtan sonra yaşananları hepimiz gördük. Bu önce ülke federasyonunun basiretsizliği, sonra da hakem Meler'in futbola ihanetidir. Üstelik Fenerbahçe'nin galibiyet golünden önce de Oosterwolde'nin yaptığı faulü görmeyerek bu sefer de maçı Fenerbahçe'ye hediye etti.''

Ömer Üründül: ''İkinci yarı için her şey Fenerbahçe lehineydi. Ancak sahaya üst üste atılan yabancı maddelerle maç sıkıntıya girdi. Halli Umut Meler birkaç kez oyunu durdurdu, aslında tatil etmesi gerekirdi. Ama 'nasıl olsa F.Bahçe galip, fazla işi büyütmeden maçı bitireyim' düşüncesindeydi. Sarı-lacivertliler de oyundan tamamen kopunca üst üste iki gol yedi, sonra tekrar uyandılar. Yapılan değişiklikler etkili oldu ve takımın her zaman ihtiyacı ve ilacı olan Batshuayi, kritik anda tekrar F.Bahçe'yi öne geçirdi ve sarı-lacivertliler bu zor gecede 3 puanı kazandı.''

Ercan Güven: ''Tribün efekti”nin haddini aşarak fiziksel boyuta ulaştığı, maç sonunda kaçınılmaz olarak futbolculara kadar bulaştığı “gırtlak gırtlağa” maçtan, şampiyonluk umudunu söktü çıkardı Fenerbahçe. Hem de “linç” tehlikesine rağmen. Tebrik hafif kalır; gazası mübarek olsun Fenerbahçe’nin! Söz bitti; bu hale getirenler utansın. Trabzon’daki Fenerbahçe aynı Fenerbahçe’ydi oysa… Hatta İrfan Can’ın oyununa bakarsanız bir kişi eksik bile sayılabilirdi! Zorlu deplasmanda onu güzelleştiren, verimli hale getiren iki unsurdan ilki Tadic - Fred ise diğeri Abdullah Avcı’ydı açıkçası! Resmen kumar oynamıştı Trabzonspor’un hocası.''

İlker Yağcıoğlu: ''Fenerbahçe tam puan kaybedecek mi derken son dakikaların golcüsü Batshuayi sahne aldı ve Fenerbahçe en zorlu deplasmandan 3 puanla dönmeyi başardı. Hafızalardan uzun süre silinmeyecek bir maç izledik. Fred, Ferdi ve Dzeko harika oynadı. Sonuçta bugünkü maçları izledikten sonra galiba bu iş Seyrantepe'ye kalacak sesleri artık daha da yükselmeye başladı. Fenerbahçe çok zorlu bir deplasmandan 3 puanla dönmeyi başardı. Şampiyonu Seyrantepe'deki maç belirleyecek gibi."

Fırat Aydınus: "Trabzonspor - Fenerbahçe maçları, son 10-15 yıl içerisinde ambiyansıyla, hararetiyle çok farklı bir konseptte oynanıyor. Bu yeni bir şey değil. Çeşitli nedenlerden ötürü kendine has bir durum. Buna benzer çok maçlar yönettim. İçinde yaşarken dışarıdan bakıp da bu denli 'Aman Allah'ım, futbol mu bu? Biri izah etsin bana’ diyorsun. Dışarıdan bakınca çok vahim. Farklı bir bakış açısıyla baktım. Biz futbol maçları yönetmemişiz demek ki. Şu maçta mesela Halil Umut Meler'in verdiği teknik kararlar, gol öncesi faul mü değil mi, penaltıda kırmızı sarı mı, saha içinde meşale yanarken Halil Umut meşaleye bakıyor yan tarafta faul oluyor, kaleciye atılan, kendi takım futbolcusuna, rakip futbolcuya, hakeme hedef gözetmeksizin atılanlar, oyunun durması defalarca... Hakem tarafından yaptırım uygulanması uygulanmaması..."

Güntekin Onay: "Şiddet, Türkiye'de sosyokültürel bir sorundur. Sokakta, trafikte, metroda, okulda, her yerde şiddetle ilgili problemlerimiz var. Kadına şiddetle ilgili problemlerimiz var. Şiddetin normalleştiren, saçmasapan diziler yüzünden gençlik kabadayılığa, psikopatlığa özeniyor. İşin doğrusu bu. Dizilerde kafaya kurşun sıkmak serbest ama öpüşmek yasak. Böyle bir dünyada yaşıyoruz. Böyle bir ülkede yaşıyoruz ne yazık ki.''

Bülent Tuncay: “Gömleğim ilk düğmesi yanlış iliklenirse devamı da öyle gidermiş. Yöneticilerin sorumsuzca yaptığı açıklamalar, fitili ateşliyor ve sonunda şapkadan şiddet çıkıyor. Özellikle maçın ikinci yarısının başlarındaki su yağmuru futbolu yıkayıp temizlemiyor, tam aksine kirletiyor. Futbolcunun hakkı sevinmek ama saha ortasında toplanıp kutlamak bazı taraftarlar için mahreme saldırı anlaşılıyor, binde 1’i, 2’yi bile “tahrik” etse ortaya bu tablolar çıkıyor. Dün olan da buydu. Sahaya giren 50-100 kriminal insana futbolcular karşılık verince bu sene iyice çığrından çıkan lige bir gölge daha düşmüş oldu. Statta olanları izleyen yüzde 99.9 da, koca bir Trabzonspor camiası da futbola yakışmayan bu olayların mağduru oldu. Tıpkı sahadaki Fenerbahçeli futbolcular gibi.”