Cemreler düştü, sıra patriyarkada

Cemreler düştü, sıra patriyarkada
8 Mart günü en çok kullanılan söz öbekleri şunlardır; İstanbul Sözleşmesi, 6284 sayılı kanun, kadın dayanışması, gece yürüyüşü. Her biri kadınlar için bedellerle tarihe geçen terimlerdir. Türkiye'de 8 Mart Dünya Kadınlar...
8 Mart günü en çok kullanılan söz öbekleri şunlardır; İstanbul Sözleşmesi, 6284 sayılı kanun, kadın dayanışması, gece yürüyüşü. Her biri kadınlar için bedellerle tarihe geçen terimlerdir. 

Türkiye'de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, yalnızca kadınların haklarını kutlamakla kalmayıp aynı zamanda kadınların eşitlik mücadelesini yükseltmek için bir platform olarak da hizmet ediyor. Ancak son yıllarda Türkiye'de kadın hakları alanında yaşanan gelişmeler, kadınların mücadelesinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha göstermiştir. Özellikle İstanbul Sözleşmesi'nin tartışmalı bir şekilde iptal edilmesi, Türkiye'deki feminist hareketin önündeki engellerden biri olarak karşımıza çıkıyor.

İstanbul Sözleşmesi'nin iptali ve feminist mücadele

İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetin önlenmesi ve bunlarla mücadele edilmesi amacıyla uluslararası alanda önemli bir belge olarak kabul ediliyordu. Ancak Türkiye'deki siyasi gelişmeler ve tartışmalar sonucunda, hükümet İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararı aldı. Bu karar, kadın hakları savunucuları ve feministler arasında büyük bir tepkiye neden oldu.

İstanbul Sözleşmesi'nin iptali, kadınların kazanılmış haklarını koruma ve ilerleme yolunda atılmış önemli bir adım olarak görülüyor. Ancak kadınlar, haklarını savunmak ve eşitlik mücadelesini sürdürmek için geri adım atmayacaklarını gösterdiler.

"Yaşamak İstiyoruz" isyanının simgesi

8 Mart, Türkiye'deki kadınların hayatta kalma mücadelesini ve özgürlük direnişini simgeliyor. Kadınlar, cinsiyet eşitliği, kadına yönelik şiddetin önlenmesi ve toplumsal cinsiyet normlarına meydan okuma konularında kararlı bir şekilde ilerlemeye devam ediyorlar. Feministler, kadınların haklarını savunmak için bir araya gelerek, toplumda önemli değişimler yaratma çabasını sürdürüyorlar.

Sonuç olarak, İstanbul Sözleşmesi'nin iptali, kadınların kararlılığını ve birlikte hareket etme gücünü ortaya koydu. Kadınlar, eşitlik ve adalet için mücadele etmeye devam edeceklerdir, çünkü her gün biraz daha ileri gitmek için bir nedenleri var.

2016'dan beri yasaklanan 8 Mart akşamları, kadınlar, polisin tüm engellemelerine rağmen Taksim’de yerlerini aldılar. Ülkenin dört bir yanında bir araya gelerek seslerini birleştirdiler.

Her gün en az üç kadın erkek düzen tarafından katledildiği, sokakta rahat yürüyemediği, her an taciz tehdidi altında olduğu yerde bir gece meydanların sadece kendilerine ait olmasını istemeye bu yıl da devam edecekler.

Pandeminin en ağır yükünü çeken, depremde enkazı sırtında taşıyan kadınlar her şeye rağmen sokakları terk etmemekte ısrarlı. Bu yürüyüşteki ısrarları feminist mücadeleyle değişimin ve dönüşümün önemli bir parçası.

Kadınlar, eşit, özgür, şiddetten uzak, emeklerinin ve bedenlerinin sömürülmediği bir yaşamı kurma hayaliyle isyan ediyorlar. Onlar hayatı istiyorlar, bu dünyayı değiştirmek istiyorlar.