Cumartesi Anneleri 987’nci haftada Murat Yıldız’ın akıbetini sordu

Cumartesi Anneleri 987’nci haftada Murat Yıldız’ın akıbetini sordu
Cumartesi Anneleri gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak için Galatasaray Meydanı’na çıktı ve 987’nci haftada Murat Yıldız’ın akıbetini sordu.Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin...
Cumartesi Anneleri gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak için Galatasaray Meydanı’na çıktı ve 987’nci haftada Murat Yıldız’ın akıbetini sordu.

Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle İstanbul-Beyoğlu’nda 1995’ten bu yana eylem yapan Cumartesi Anneleri, bu hafta da Galatasaray Meydanı’na karanfil bırakarak açıklamalarını okudu.

Cumartesi Anneleri / İnsanları 987’nci haftada gözaltında kaybedilişinin 29 yılında Murat Yıldız’ın akıbetini sordu.

Cumartesi Anneleri / İnsanları’nın 987’nci haftada basın açıklaması şöyle:

''Bariyerlerin önünden devleti yönetenlere sesleniyoruz: Hiçbir anayasal, yasal zemini olmayan Galatasaray yasağına, kısıtlamalara ve yargı baskısına son verin. Bireysel başvuru yolunun etkili olabilmesi ancak ihlalin giderilmesi ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasıyla mümkündür. AYM kararlarına koşulsuz uyun; bariyerleri kaldırın, sınırlamalara son verin.

987. haftamızda gözaltında kaybedilişinin 29 yılında Murat Yıldız’ın akıbetini sormak, devlete “yaşam hakkı” karşısında sorumluluklarını hatırlatmak için Galatasaray’dayız.

19 yaşındaki Murat Yıldız İzmir'de annesi ile birlikte yaşıyordu. Bir kafede otururken çıkan tartışmada silahla havaya ateş ederek olay yerinden uzaklaştığı için polis tarafından aranmaya başladı.

Annesi Hanife Yıldız'ı karakola götüren polisler 'Murat hemen gelip teslim olursa ifade vererek serbest kalacak' dedi. Bunun üzerine 23 Şubat 1995 tarihinde Murat Yıldız, avukatı, kuzeni ve annesi ile birlikte, İzmir Bornova Özkanlar Asayiş Şubesi'ne giderek Komiser Ramazan Kaya ile polis memuru Tahir Şerbetçi'ye teslim oldu.

Aradan üç gün geçtiği halde Murat eve dönmeyince anne Hanife Yıldız, Bornova Özkanlar Asayiş Şubesi’ne gitti ancak sorularına net yanıtlar alamadı.

Çelişkili açıklamalar karşısında Hanife Yıldız ısrarını sürdürünce yetkililer, Murat’ın emniyette verdiği ifadesinde silahı İstanbul Kartal’da sakladığını söylediği için onu polisler Tahir Şerbetçi ve Şah İsmail Öztürk nezaretinde İstanbul’a gönderdiklerini, yolda Murat’ın feribottan denize atlayarak kaçtığını ve tüm aramalara rağmen bulunamadığını iddia ettiler.

Anne Hanife Yıldız’ın 'Oğlum kendi isteğiyle teslim oldu. Hapis cezasını bile gerektirmeyen bir suç isnadı karşısında neden kaçsın?' itirazı boşlukta kaldı. Murat’tan bir daha haber alınamadı.

Hanife Yıldız, Bornova ve Gebze Cumhuriyet Başsavcılıklarına başvurdu. Gebze 2. Asliye Ceza Mahkemesi, beş yıl süren yargılama sonucunda Murat Yıldız'ın feribottan atladığını gören tanık olmamasına rağmen sanık polislerin beyanını esas aldı ve onlara yalnızca 'görevi ihmal'den günümüz parasıyla 1 lira 18 kuruş para cezası verdi.

İHD avukatı Gülseren Yoleri 2015 yılında Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurarak Murat Yıldız için yeniden soruşturma açılmasını talep etti. Açılan soruşturma iki yıl sonra takipsizlikle sonuçlandı.

Takipsizlik kararına yapılan itiraz da reddedildi. Bunun üzerine Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapıldı. Kamu görevlilerinin sorumlulukları altında meydana gelen ölümler veya kaybetmelerde suça karışanların hesap vermelerini sağlamak devletin görevidir.

Murat Yıldız'ın gözaltında kaybedilmesi ile ilgili yürütülen adli süreç maddi gerçeği açığa çıkarmadı, faillerin cezalandırılmasını sağlamadı. Mahkemenin verdiği karar yaşam hakkını koruyan ulusal ve uluslararası hukukun ihlali suretiyle verildi. Bu yüzden Anayasa Mahkemesi dosyada devam eden ihlali ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yolunu açmalıdır.

Kaç yıl geçerse geçsin Murat Yıldız için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz.''

Ne olmuştu?

Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanmasını talep etmek için Galatasaray Meydanı’nda 1995 yılından beri oturma eylemi yapan Cumartesi Anneleri'ne yeni bir dava açıldı.

Cumartesi Anneleri'nin 700. haftada yapmak istediği eylem, dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından yasaklandı. Galatasaray Meydanı'na çıkan kayıp yakınlarına polis saldırdı, çok sayıda kişi gözaltına alındı. Meydanın çevresi polis bariyerleri ile kapatıldı.

Kayıp yakınları, yasaklama kararını Anayasa Mahkemesi'ne taşıdı. Kararını açıklayan yüksek mahkeme, kayıp yakınlarının eylemlerinin yasaklanmasına ihlal kararı verdi. AYM kararının ardından 10 Haziran 2023'te 950'inci hafta açıklaması için Galatasaray Meydanı'na çıkan kayıp yakınları yeniden gözaltına alındı.

Beyoğlu Kaymakamlığı'nın yasaklama kararına uyulmadığı gerekçesiyle kayıp yakınları hakkında yeni bir iddianame düzenlendi. Hazırlanan iddianamede, "Kolluk görevlileri tarafından yasaklama kararı iletilmesine rağmen yapmış olduğu izinsiz protestoyu kendi rızaları ile sonlandırmaması üzerine şüpheliler hakkında soruşturma işlemlerine başlanıldığı, şüphelilerin somut olayda kolluk görevlileri tarafından dağılmaları yönünde ikazlara rağmen gösterilerine devam ettiklerinin tespit edildiği" ifadeleri yer aldı.

İstanbul 39'inci Asliye Ceza Mahkemesi, savcılığın hazırladığı iddianameyi kabul etti. İlk duruşma 27 Şubat Pazartesi saat 09.30'da İstanbul Çağlayan Adliyesi'nde görülecek.