Reuters'a konuşan analistler: Seçim sonucu ne olursa olsun Türkiye, Rusya ile ilişkileri sürdürmeye hazırlanıyor

Reuters'a konuşan analistler: Seçim sonucu ne olursa olsun Türkiye, Rusya ile ilişkileri sürdürmeye hazırlanıyor
Son dönemde dış politikada yaşanan büyük değişimlere karşın Türkiye'nin güçlü bağlarını koruduğu Rusya ile ilişkilerin, 14 Mayıs'taki seçimleri kim kazanırsa kazansın yakın bir şekilde sürdürülmesi bekleniyor.Reuters'a...

Son dönemde dış politikada yaşanan büyük değişimlere karşın Türkiye'nin güçlü bağlarını koruduğu Rusya ile ilişkilerin, 14 Mayıs'taki seçimleri kim kazanırsa kazansın yakın bir şekilde sürdürülmesi bekleniyor.

Reuters'a konuşan analistler, Türkiye'de yaşanan ağır ekonomik krizin, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ı dış politikada değişime giderek Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Suudi Arabistan ve geçmişte ağır şekilde eleştirdiği İsrail ile ilişkileri düzeltmek zorunda bıraktığını ifade ediyorlar.

Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin küresel ekonomi üzerindeki etkisi de Ankara için Erdoğan'ın 20 yıllık iktidarı boyunca sık rastlandığı şekilde uluslararası kavgalarda taraf olmanın zamanı olmadığını ortaya çıkardı.

Mısır ile yakınlaşma ve Suriye ile de ilişkileri normalleştirme çalışmaları da sürüyor. Suriye iç savaşı 12 yıl önce başlamıştı.

Başkent merkezli düşünce grubu Ankara Politikalar Merkezi Başkanı Fatih Ceylan "Yapılan U dönüşleri kasıtlı bir tercihten öte bir zorunluluk olduğu için gerçekleşti" dedi.

Ceylan, Rusya'nın da Türkiye'nin birlikte çalışmak zorunda olduğu bir komşusu olduğunu belirtti.

Türkiye, Rusya'nın 24 Şubat 2022'de Ukrayna'yı işgal etmesinden bu yana bir diplomatik denge politikası yürüttü. Ankara, Batılı devletlerin Rusya'ya yönelik yaptırımlarına karşı çıkıyor ve Karadeniz üzerindeki komşuları Moskova ve Kiev'in her ikisi ile de yakın ilişkilere sahip. Öte yandan, Türkiye Rusya'nın başlattığı işgali de eleştirmiş ve Ukrayna'ya insansız hava aracı (İHA) göndermişti.

Ceylan "Türkiye Rusya'yı bir kenara bırakamaz, (Rusya) güçlü bir komşu ve ulusal çıkarlarımızla doğrudan bağlantılı olan ekonomik ve ticari bağlarımız var" dedi.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan geçen ay Türkiye'nin ilk nükleer santrali olan ve Rusya'nın nükleer enerji şirketi Rosatom tarafından inşa edilen Akkuyu Nükleer Santrali'nin açılış töreninde videokonferans yöntemiyle katılmıştı.

Putin, projenin "iki devlet arasındaki çok yönlü işbirliğini güçlendirmeye" yardımcı olduğunu belirtmişti.

Türkiye'de 14 Mayıs'ta gerçekleşecek olan Cumhurbaşkanlığı ve Meclis seçimlerinin ülkenin modern tarihindeki en önemli seçim olduğu düşünülüyor.

Son yıllarda enflasyon kaynaklı yaşam maliyeti krizi Erdoğan'a olan desteği azaltırken, düzenlenen anketlerde muhalefetin Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nun önde olduğu görülüyor.

İstanbul'da yer alan Türk-Alman Üniversitesinde uluslararası ilişkiler profesörü Birgül Demirtaş "Uzayan her türlü dış politika krizi Türkiye ekonomisinin daha fazla zarar görmesine neden olabilir" dedi.

YENİ BİR TAVIR MI GÖRÜLECEK?

Muhalefet ittifakını oluşturan altı partiden İYİ Parti'nin Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Kamil Erozan, Moskova'nın hükümetin değişikliğinin Türkiye'nin daha Batı yanlısı bir tavır takınmasına yol açabileceği konusunda endişeli olduğunu söyledi.

Erozan "Göreve gelişimizin ilk gününde hem Rusya hem de ABD ile görüşmemiz gerek çünkü Erdoğan'ın dış politikası kişisel ilişkiler üzerinde kuruluydu" dedi.

Eski diplomat olan Erozan, muhalefetin seçimleri kazanması durumunda Türkiye'nin Rus enerjisine olan bağımlılığını yüzde 50'den yüzde 30'a indirmeye çalışacağını da ekledi.

Türkiye, Ukrayna'daki savaşa rağmen Rusya ile dostane ilişkilerini sürdürdü ve geçen yıl Ankara ile Birleşmiş Milletler Ukrayna'nın tahıl ürünlerinin Karadeniz limanlarından ihracının yeniden başlamasına olanak sağlayan anlaşmaya arabuluculuk etti.

Türkiye'nin NATO Daimi Temsilcisi olarak da görev yapmış olan Ceylan, Kılıçdaroğlu'nun Erdoğan'ın yerine gelmesi durumunda Türkiye'nin Rusya'ya yönelik dengeli yaklaşımının değişmeyeceğini ifade etti.

Türkiye, Rusya ile turizm, doğalgaz tedariki, tahıl ve diğer tarımsal ürünlerin ticareti dahil olmak üzere yakın ekonomik ilişkilere sahip.

Kılıçdaroğlu da Cumhurbaşkanı seçilmesi durumunda "Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkilerin öngörülebilirlik, itibar ve saygı ile devam edeceğini" vurguladı.

Erdoğan'ın politikalarından çoğunu tersine çevirme taahhüdünde bulunan muhalefet ittifakı da son on yıldır Türkiye'nin dış politikasında alışılagelen katı tutumu bırakıp diplomasiye öncelik vereceklerini belirtmişlerdi.

İttifak yeniden dışişleri bakanlığının dış politikanın belirlenmesinde etkili olmasını istiyor ve ABD ve Rusya ile karşılıklı güven üzerine kurulu ilişkiler inşa edeceği taahhüdünde bulunuyor.

Türkiye'nin dış politikasında değişimler bölgedeki rakipleri tarafından olumlu karşılanmış olsa da Ankara'nın Avrupa Birliği (AB) ile olan ilişkisi karmaşıklığını koruyor.

Erozan muhalefet ittifakının AB'ye tam üyeliği öncelikli hedef olarak gördüğünü ve AB değerleri olan insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğünün ittifakın vizyonuyla uyumlu olduğunu söyledi.

Birgül Demirtaş, muhalefetin, Türkiye'nin Batı odaklı geleneksel dış politika parametrelerine dönme niyeti olduğunu söyledi.

Demirtaş "Öte yandan, Türkiye'nin AB, ABD ve Rusya da dahil olmak üzere tüm uluslararası aktörler ile uluslararası ilişkilerine dair yaptıkları eşitlik vurgusu da dikkate değer" dedi.(REUTERS)