SDG'den açıklama: SDG güçleri Suriye ordusuna katılabilir ama müzakere etmeliyiz

SDG'den açıklama: SDG güçleri Suriye ordusuna katılabilir ama müzakere etmeliyiz
SDG Genel komutanı Mazlum Abdi, Kobani'deki güçlerini geri çekebileceklerini söyledi ve ekledi Suriye'nin birleşik bir ordusu olmak zorunda

Esad güçlerinin devrilmesi ve yönetimi HTŞ’nin kontrol altına almasıyla Suriye’de başlayan kaos ve belirsizlik ortamı devam ediyor.

Ülkenin kuzeyini kontrol altında tutan SDG ise bu belirsizliğin en önemli aktörlerinden. Zira Türkiye destekli SMO ile çatışma halinde olan SDG kontrol ettiği topraklarda söz sahibi olmak istiyor.

HTŞ ise Suriye’nin ulusal birliğine ilişkin vurgular yaparken düzenli orduya geçilmesi için çalışmalar yürütüyor.

Türkiye ise sınırlarında SDG’nin kontrol altında olan bölgelere terör bölgesi derken SDG’nin kendisini feshetmesini istiyor.

SDG komu Mazlum Abdi ise çatışmaların son bulması için Türkiye’ye Kobane’deki silahlı güçleri geri çekebileceklerini ve silahtan arındırılmış bölge önerisi sunduklarını ifade ediyor.

Öte yandan Abdi HTŞ ile de koordineli olduklarını ifade etti. Ancak Abdi, Şam'ın ele geçirilmesi ve geçici hükûmetin yönetime gelmesinden sonra HTŞ ile doğrudan müzakerelerin başlatılmadığını da sözlerine ekledi.

Abdi, SDG'nin yeni Suriye ordusuyla birleşmeye hazır olduğunu ancak bunun için “uygun çerçeve” üzerinde müzakere edilmiş bir anlaşmaya varılması gerektiğini vurguladı. Abdi öte yandan Suriye'nin birleşik bir ülke olarak kalması gerektiğinin altını çizerek "Yeni siyasi sistemin şekline halk ve anayasal tartışmalar karar vermelidir" dedi. Kobani'nin saldırıya uğraması halinde DSG'nin planının ne olacağını anlatan Abdi, "ABD öncülüğündeki uluslararası koalisyondaki ortaklarımızla birlikte oradaki gerilimi azaltmak için çalışıyoruz. Bu nedenle bölgenin tüm silahlardan arındırılmasını önerdik. Bu Türkiye'nin bahsettiği endişeleri hafifletecektir. Ancak Türkiye bu önerimize henüz yanıt vermedi ve güçlerini yığmaya devam ediyor." dedi. Şam'ı ziyaret etmeyi planladığını söyleyen Abdi, "Şam bizim başkentimiz ve koşullar uygun olduğunda ziyaret edeceğiz" dedi.

Hükümetin inşası için rolümüzü oynamaya varız

Beşar Esad yönetiminin çökmesinin ardından HTŞ yönetimindeki Suriye'nin nasıl görüneceği konusunda devletin şekli ve siyasi sistemi konusunda HTŞ ile müzakerelere katılıp katılmayacakları sorulan Abdi, şunları kaydetti:

"Henüz HTŞ ile doğrudan müzakerelere başlamadık ancak Suriye'nin, ülkenin çeşitliliğinin anayasa ile güvence altına alınacağı ve Kürtler de dahil olmak üzere toplumun tüm kesimlerinin haklarının güvence altına alınacağı adem-i merkeziyetçi demokratik bir devlet olması gerektiğine inanıyoruz.

Suriye'nin bölünmesini istemiyoruz ve ülkeyi yönetecek hükümetin inşasında ve ortaklığında rolümüzü oynamaya hazırız. Suriye çok fazla kan dökülmesine tanık oldu. Suriye'nin ilerleyebilmesi ve kendini yeniden inşa edebilmesi için barış döneminin önünü açmak üzere acilen kapsamlı doğrudan diyalog çağrısında bulunuyoruz."

Suriye’nin toprak bütünlüğü vurgusu

"Her şeyden önce Suriye'nin birleşik kalması zorunludur" diyen Abdi, yönetim sistemin şekli üzerine birçok tartışmanın yapılacağına inandıklarını söyledi.

Özerk yönetim tarafından kontrol edilen bölgeler üzerinde müzakereler yapılması durumunda SDG’nin şartlarının sorulduğu Abdi, "Bunlara koşul demek istemiyoruz ama sahadaki gerçekliğin dayattığı ve dikkate alınması gereken bazı hususlar var." diyerek şunları kaydetti:

"Öncelik Suriye genelindeki askerî operasyonların, özellikle de Türkiye ve ona bağlı grupların DSG'ye karşı yürüttüğü saldırıların sona erdirilmesinde yatıyor. Bu, Suriyeliler olarak ülkemizin geleceğini dış müdahaleler ve dikteler olmaksızın tartışabilmemizi sağlayacaktır. Özerk yönetim tarafından kontrol edilen bölgeler Suriyelilerindir ve temsilcilerinin sesleri duyulmalı ve geleceğin inşasına ilişkin tartışmaların bir parçası olmalıdırlar."

"Ülkenin kaynaklarına gelince, bu kaynaklar tüm Suriye halkına aittir" diyen Abdi, "Herkesin istikrar ve refahtan yararlanabilmesi için kaynakların devlet tarafından tüm Suriyelilere adil ve eşit bir şekilde dağıtıldığı bir geleceğe bağlıyız. Esad rejimi tarafından ötekileştirilen bölgelere dikkat edilmelidir." ifadelerini kullandı.

Suriye birleşik ulusal bir orduya sahip olmalı

HTŞ lideri Muhammed Colani'nin (Ahmed el Şara) silahlı gruplara yaptığı silah bırakma çağrısı konusunda DSG'nin tutumunu anlatan Abdi, "Geleceğin Suriye'si ülkeyi ve vatandaşlarını savunan birleşik bir ulusal orduya sahip olmalıdır. Bu tartışmaya açık bir konu değil. DSG'nin silahları orduya gidecek ve DSG orduyla birleşecek." dedi ancak şunları ekledi:

"Ancak bunun gerçekleşmesi için, bunun nasıl uygulanabileceğine dair bir çerçeveye ulaşmak üzere doğrudan müzakereler yapmamız gerekiyor."

Kobani'nin saldırıya uğraması halinde DSG'nin planının ne olacağını anlatan Abdi, "ABD öncülüğündeki uluslararası koalisyondaki ortaklarımızla birlikte oradaki gerilimi azaltmak için çalışıyoruz. Bu nedenle bölgenin tüm silahlardan arındırılmasını önerdik. Bu Türkiye'nin bahsettiği endişeleri hafifletecektir. Ancak Türkiye bu önerimize henüz yanıt vermedi ve güçlerini yığmaya devam ediyor. Gerçek şu ki Kobani'ye yönelik saldırı bir felaket olacak ve bölgenin istikrarı için büyük bir tehdit oluşturacaktır. Umarız bu gerçekleşmez." dedi.

PKK ile bağ tartışması

Bölgesel ve uluslararası güçlerin, DSG'den PKK ile bağlarını koparmalarını talep ettiği hatırlatılan Abdi, bu taleplerle ilgili olarak "Daha önce DSG'nin PKK ile örgütsel bir bağı olmadığını söylemiştik. Bazı üyeleri IŞİD'e karşı savaşta bize katıldı. Yan yana savaştık ama askeri operasyonlar sona erdiğinde ve bunu yapacak mekanizma kurulduğunda bu kişiler de ortadan kaldırılacaktır. Kuzey ve Doğu Suriye'de karar verme yetkisi uzun zamandır halkın elindeydi ve öyle kalmaya devam edecek. Bu korkuların hiçbir haklı gerekçesi yoktur." dedi.

"Şam'ı ziyaret etmeyi planlıyor musunuz?" diye sorulan Abdi, "Elbette. Şam bizim başkentimiz ve koşullar uygun olduğunda ziyaret edeceğiz." dedi.

Kaynak:Haber Merkezi

Öne Çıkanlar