Yoksa Trump erken mi sevindi? İran'ın nükleer kapasitesi gerçekten imha edildi mi? Bomba üretme yarışı hız kazanıyor olabilir
CNN'den Matthew Chance, İran'ın nükleer tesislerinin yerle bir edilmesine rağmen, nükleer silah üretme yarışının hız kazanma potansiyeline dikkat çekiyor.

ABD'nin Pazar günü İran'ın Fordo, Natanz ve İsfahan nükleer komplekslerine düzenlediği saldırıların ardından Maxar Teknolojileri tarafından yayımlanan yakın çekim uydu görüntüleri, İsfahan Nükleer Kompleksi'ndeki hasarı gözler önüne serdi.
Fordo'da ise zemin rengindeki değişim ve tünel girişlerinin kapanması dışında bir fark görülmüyor.
Batılı askeri kaynaklar, bir düzineden fazla ABD sığınak delici bombası ve bir dizi Tomahawk seyir füzesinin neden olduğu hasarın tam boyutunu değerlendirmek için henüz erken olduğunu belirtiyor.

"Nükleer tehdidin sonu anlamına gelmeyebilir"
Ancak CNN'den Matthew Chance, Trump'ın nitelendirmesi doğru çıksa bile, İran'ın nükleer tesislerinin imhasının, İran'ın nükleer tehdidinin sonu anlamına gelmeyebileceğini vurguluyor.
Chance'e göre, yıllardır İran İslam Cumhuriyeti içindeki sertlik yanlıları, bu tür ezici saldırılara karşı caydırıcı bir unsur olarak nükleer silah çağrısında bulunuyorlar. İran'ın nükleer programının tamamen barışçıl amaçlara yönelik olduğunu iddia etmeye devam etse bile, bu çağrıların kaçınılmaz olarak güçleneceği ve nükleer konuda sertlik yanlılarının sonunda istediklerini elde edebileceği belirtiliyor.
Tehdit edici bir şekilde, İranlı yetkililer halihazırda Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması'ndan (NPT) çekileceklerine dair kamuoyuna açık ipuçları veriyorlar. İran Dışişleri Bakanı Abbas Araghchi, İstanbul'da düzenlenen bir konferansta yaptığı konuşmada, "NPT bizi koruyamıyor, öyleyse İran gibi veya barışçıl nükleer enerjiye ilgi duyan diğer ülkeler neden NPT'ye güvensin?" diyerek anlaşmaya olan güvenlerini sorguladı. Diğer İranlı milletvekilleri ise İran'ın nükleer silah üretme niyetinin fiili bir teyidi olarak yorumlanabilecek bir hamleyle, anlaşmadan resmen çekilme çağrısında bulundu.
Niyet ayrı, kapasite ayrı: Kayıp nükleer materyal endişesi
Matthew Chance, niyetin ayrı, kapasitenin ayrı olduğunu belirterek, nükleer kapasitenin ABD saldırılarının hemen sonrasında büyük bir sorun olması muhtemel olduğunu ifade ediyor. Son uydu görüntülerinin de doğruladığı gibi, bir düzineden fazla sığınak delici bombayla vurulmanın İran'ın nükleer programını ciddi şekilde engellediği, hatta yok ettiği düşünülüyor.
Ancak Chance'e göre, siyasi irade varsa, nükleer zenginleştirme tesisleri sonunda onarılabilir veya yeniden inşa edilebilir. Ayrıca, İsrail'in çok sayıda İranlı nükleer bilim insanını hedef almasına rağmen İran'ın teknik bilgisinin korunabileceği vurgulanıyor.
Daha da endişe verici olan ise, Birleşmiş Milletler'in nükleer düzenleyicisi olan Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA) yetkililerinin, İran'ın halihazırda ürettiği nükleer materyalin, aralarında %60 oranında zenginleştirilmiş büyük miktardaki uranyum-235'in de bulunduğu, silah sınıfına çok yakın olan maddelerin nerede olduğundan emin olmadıklarını söylemeleri.
İran devlet medyası, ABD'nin vurduğu Fordo, Natanz ve İsfahan adlı üç nükleer tesisin önceden "boşaltıldığını" iddia ediyor.
Bu durum, söz konusu malzemenin bir kısmının veya tamamının nükleer müfettişlerin bilgisi dışında başka bir yerde, muhtemelen gizli bir tesiste depolandığı ihtimalini gündeme getiriyor.
Bu potansiyel, Trump'ın zafer ilanının ne kadar kalıcı olduğu konusunda ciddi soru işaretleri yaratıyor ve bölgedeki nükleer gerilimin beklenenden çok daha karmaşık ve tehlikeli bir boyuta evrilebileceğine işaret ediyor.
NOT: Bu haberin çevirisinde Gemini yapay zeka uygulamasından yararlanılmıştır...
Kaynak:Alıntı