Doğa ve tarih yok ediliyor

Doğa ve tarih yok ediliyor
ASSOS’UMA DOKUNMA!Assos Antik Limanı’nında “Kaya Islahı” adı altında iş makinaları ile hem  doğal peyzaj  hem de tarih yok ediliyor. İnşaatın durdurulması için çeşitli kurumlara yapılan başvuruya...

ASSOS’UMA DOKUNMA!

Assos Antik Limanı’nında “Kaya Islahı” adı altında iş makinaları ile hem  doğal peyzaj  hem de tarih yok ediliyor. İnşaatın durdurulması için çeşitli kurumlara yapılan başvuruya ve Ayvacık Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılan suç duyurusuna rağmen taş kırıcılar ve kepçeler çalışmaya devam ediyor.

Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği, Assos Dostları ve Kazdağları Ekoloji Platformu adına yapılan açıklamada, özetle şunlar vurgulandı:

TARİHİ VARLIKLAR YOK EDİLİYOR

“Yapılan başvurulara rağmen hala limandan hafriyat kamyonlarının çıktığını gördük. Yani yıkım ne yazık ki durmadı ve devam ediyor… Yazık, çok yazık… Artık söyleyecek söz bulamıyoruz. 2600 yıldan bu yana varlığını sürdüren Assos Antik Kenti’nde, antik limanın yamaçlarında, milyonlarca yıl önce oluşmuş ve eşsiz özelliğinden dolayı doğal sit ilan edilmiş bir doğa harikası alan sahip olduğu tarihi varlıklarla birlikte yok ediliyor. 

Bölgeyi uygarlık tarihi ve dolayısıyla turistik açıdan da değerli kılan özelliklerin başında bir falezin (yalıyarın) var oluşu gelmektedir. Yarın üzerinde konumlanan bir kent ve aynı yarın altındaki antik liman ve bu ikisi arasındaki dik uçurum hayranlık ve ilgi uyandırmaktadır. Binlerce yıldır çeşitli uygarlıklar bu doğal oluşum içinde yaşam formları, kültür üretmişlerdir. Bugün yüzleştiğimiz bu katliam düzeyindeki hafriyat ise yüzbinlerce, belki milyonlarca yılda oluşan doğal oluşumu ve 2600 yıldır onunla barışık yaşayabilen uygarlık tarihini ve birikimini yok etmektedir.

TALANCI ZİHNİYET TAHRİP EDİYOR

İğneyle kuyu kazılması gereken, gözümüz gibi bakmamız gereken bir yere görgüsüzce, saygısızca, hoyratça ya da kim bilir hangi gözü doymaz, rantçı, talancı bir zihniyetle dozerler soktunuz, patlayıcılarla tahrip ediyorsunuz. 

Can güvenliği gerekçesi ile yapılmak zorunda olan “Kaya Islahı” bilimsel yollarla, işin uzmanlarına danışılarak, hem doğal ve arkeolojik dokuya zarar vermeden, hem de bölge köylüleri ve turizm emekçileri mağdur edilmeden, kış sezonları kullanılarak yapılabilirdi. Yamaçtaki riskli kayalar çelik perdelerle engellenebilirdi. Oysa şimdi antik limanda adeta taş ocağı görünümü var. Yapılan geniş teraslamaların amacının, güvenlik tedbirinden çok, otopark ve yeni ticari alan yaratmak olduğu anlaşılıyor. Bu durumdan kimlerin yarar sağlayacağını çok merak ediyoruz. Burası kimsenin babasının çiftliği değil! Tüm insanlığın, uygar dünyanın kültürel ve doğal mirasıdır. Unutmayın, aklınızdan çıkarmayın!

Ülkemizin imzacısı olduğu birçok uluslararası sözleşmelere ve koruma kararlarına de aykırı olarak yapılan bu kötülüğü asla unutmayacağız! Ayvacık Cumhuriyet Başsavcılığı’nı bu katliamı en kısa zamanda durdurmak ve sorumluları hakkında gerekli soruşturmayı başlatmak ve cezalandırmak üzere göreve çağırıyoruz.”

Afet risk azalma planlamasında sona gelindi

İçişleri Bakanlığı, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD) 61 şehrin İl Afet Risk Azaltma Planı'nı (İRAP) tamamladığını bildirdi. 20 ildeki çalışmanın da yıl sonuna kadar tamamlanması hedefleniyor.

Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamaya göre, 2020'de başlayan ve valilikler başkanlığında, AFAD il müdürlükleri tarafından kamu kurum ve kuruluşları, üniversiteler, özel sektör ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin katılımıyla yürütülen İRAP çalışmalarında sona gelindi.

İllerin afet risklerinin azaltılması için amaç, hedef ve eylemlerin yer aldığı İRAP çalışmalarında deprem, taşkın- sel, kütle hareketleri ve endüstriyel kazalar başta olmak üzere iklim değişikliğinin etkileri gibi pek çok afet türü çalışıldı.

Çalışılan afet türleri her ilin kendi fiziksel, sosyal, ekonomik ve çevresel şartları ile geçmişte yaşamış olduğu afetler göz önüne alınarak belirlendi. Çalışma kapsamında Zonguldak'ta ‘tasman’, Konya'da ‘obruk’, Nevşehir'de ‘jeomedikal afetler’ gibi bazı iller özelinde yoğun olarak yaşanan afetler de ele alındı.

Kentin dayanıklılığını/dirençliliğini desteklemeye yönelik yapılan İRAP’lar, illerde güvenle yaşamak, afetlerden dolayı oluşabilecek can, mal kayıplarını azaltmak- önlemek, afet risk azaltma bilincini oluşturmak, paydaşlar arasındaki iş birliğini artırmak, afet sonrasında müdahale ve iyileştirme için yapılan harcamaları azaltmak ve kaynakların etkili kullanımını sağlamak amacıyla hazırlanıyor.

117 yılın en kurak dönemi

Günay Amerika ülkesi Paraguay, kayıtların tutulmaya başladığı 1904 yılından bu yana en büyük kuraklığını yaşıyor. Ülkede özellikle başkent Asunsion derinden etkilenirken, Güney Amerika’nın en büyük ikinci su yolu olan Parana Nehri’ndeki su seviyesinin olması gerekenin 56 santimetre altında olduğu, bu durumun da ülkeyi ekonomik yönden etkilediği aktarıldı.

Uzmanlar, 2 yıldır yaşanan kuraklığın iklim değişikliği nedeniyle meydana geldiği ve ülkede orman alanlarının her geçen gün daha da azaldığını aktardı.

Özellikle Brezilya, Paraguay ve Arjantin'den geçen Parana Nehri’nin, 2019'un sonlarında başlayan şiddetli kuraklığın nedeniyle kayıtların tutulduğu 117 yıldan bu yana en düşük seviyelerine gerilerken, dünyanın en büyük üçüncü nehir filosunun faaliyet gösterdiği nehrin kuruması nedeniyle Paraguay’ın ekonomik sıkıntı yaşadığı aktarıldı.

Paraguay hükümetinin paylaştığı rakamlara göre, Paraguay Nehri'ni başkent Asuncion'daki referans miktarın 56 santimetre altında olduğunu ve geçen yılki seviyenin bir önceki en düşük seviyeye göre yaklaşık 2 santimetre aşağıda olduğunu aktardı.

Meteoroloji ve Hidroloji Müdürlüğü hidrolojik gözlemler müdürü Oscar Hugo Rodriguez Salcedo, su seviyesinin 1904'te kayıtların tutulmaya başlamasından bu yana başkentte kaydedilen en düşük seviye olduğunu söyledi.

Latin Amerika CAF-Kalkınma Bankası da, Paraguay'ı Güney Amerika'daki iklim acil durumuna karşı en savunmasız ülke olarak ilk sıraya taşırken, ülkenin orman alanlarındaki azalmaya dikkat çekildi.

Ülkenin doğusunda yer alan Atlantik ormanının yalnızca yüzde 7’sinin ve batıdaki Chaco ormanının her geçen gün kuraklıkla mücadelede zorlandığı belirtildi.

Marmara'da yeni bir batık keşfedildi

“Yalova Kıyıları Antik Liman ve Sualtı Yüzey Araştırması Projesi" kapsamında çalışma yürüten ekipler, Marmara Denizi’nde Altınova açıklarında yaklaşık 3,5 metre derinliğinde, kargosunu mimari blokların oluşturduğu yeni bir batık keşfetti.

Yalova, Harran, Kastamonu, Yıldız Teknik ve Sinop üniversitelerinin desteğiyle Bursa Uludağ Üniversitesi Sualtı Arkeolojisi Anabilim Dalı Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Serkan Gündüz'ün bilimsel danışmanlığında sürdürülen Limnae/Civetot Sualtı Kazı çalışmalarında kazı alanının tarihinin milattan sonra 4. yüzyıla dayandığını gösteren buluntulara ulaştı. Gündüz, AA'ya yaptığı açıklamada şunları kaydetti:

“Aslında 2018 yılında ilk kez burada başlamamızın sebepleri arasında hem Helenopolis Antik Kenti’nin hem de Kibotos Manastırı veya kalesi olarak bilinen alanın bu bölgede olduğunun bilinmesiydi. Ayrıca eski haritalardan Limana Antik Kenti'nin de yine Altınova ilçe sınırları içerisinde olduğunu biliyorduk. Yaptığımız su altı araştırmalarıyla bu kentlerin Marmara Denizi ile olan bağlantılarını ve olası günümüze kalmış kültür varlıklarını su altında tespit etmeyi amaçladık.