Eğitim Sen'den 'Yeni Müfredat Taslağı' tepkisi: Laiklik ve bilim karşıtı yeni müfredatı

Eğitim Sen'den 'Yeni Müfredat Taslağı' tepkisi: Laiklik ve bilim karşıtı yeni müfredatı
Eğitim Sen, geçtiğimiz günlerde Milli Eğitim Bakanlığı'nın açıkladığı Yeni Müfredat Taslağı'na ilişkin basın açıklaması yaptı. Açıklamada yeni taslağın iktidara siyasi programına paralel olarak hazırlandığı dile getirilerek ''reddediyoruz'' denildi. Öte y

Eğitim Sen, gibi ÇYDD (Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği) de taslağa ilişkin tepkisini dile getirdi.

Eğitim Sen'in ''İktidarın siyasi programına paralel hazırlanan laiklik ve bilim karşıtı yeni müfredatı reddediyoruz!'' dediği basın açıklaması şöyle:

''Millî Eğitim Bakanlığı (MEB), daha önce 2006 ve 2017 yıllarında iki kez değiştirilen eğitim müfredatına ilişkin yeni değişiklikleri taslak haline geçtiğimiz cuma günü yayınlamıştır.

Müfredat değişiklikleri okulöncesi, ilkokul, ortaokul ve lisede işlenecek derslerin içeriği ve bunlarla ilgili önemli ve tüm toplumu ilgilendiren düzenlemelerdir. Normalde müfredat değişikliklerinin içeriğinin ne olacağı, nasıl bir değişiklik önerildiğinin bütün yönleriyle, bilim insanları, eğitim bilimciler ve eğitim sendikalarının görüşleri alınarak, çeşitli yönleriyle tartışılarak belirlenmesi gerekir. Ancak MEB’in sürecin başından sonuna kadar yapmaya çalıştığı şey, ülkenin bugünü ve geleceğini yakından ilgilendiren böylesine önemli bir konuda ‘yangından mal kaçırır gibi’ hareket etmesi olmuştur.

Eğitim sistemi açısından öğrencilere verilecek bilgiyi belirlemek ve seçmek, müfredat ve ders kitapları üzerinden öğrencilere aktarılması süreci başından sonuna siyasal bir nitelik taşımaktadır.

Eğitim müfredatının çocukların, gençlerin, toplumun ve ülkenin gerçek ihtiyaçlarından çok, iktidarın siyasal-ideolojik çizgisine uygun hale getirilmesinin en somut yönü okullarda hangi bilgilerin, nasıl, hangi araçlar ve örnekler üzerinden verileceğidir. Mevcut iktidar çocuğa ya da bireye nasıl yaklaşıyor, nasıl bir insan modeli yetiştirmek istiyor, yetiştirdiği bireylerde hangi özellikler olmasını istiyorsa eğitim müfredatını da ona uygun şekilde hazırlamıştır.

Ne demişlerdi hatırlayalım:

  • Dindar ve kindar nesil yetiştirmek istiyoruz. (R.T Erdoğan)
  • Laiklik Anayasa’dan çıkarılmalı. (Meclis Başkan)
  • Sizin tarikat dediğiniz, bizim STK dediğimiz (Tarikat-cemaat uzantıları) kurumlarla protokol yapmaya devam edeceğiz. (Bakan Yusuf Tekin)
  • Diyanet sadece din hizmetleri vermeyecek, asımın neslinin yetişmesinde önemli sorumluluklar üstlenecek. (Cumhurbaşkanı)
  • ÇEDES kapsamında; genç gönüllüler çocuk gönüllülerle buluşacak. (Abla-Abi-Diyanet)
  • Müfredat hilesi diye açıklama yapmıştık. (Biyoloji-müfredatın oluşturanları)
  • Bu ülkede tek bir inanç ve mezhep yok, zorunlu din derslerini kaldırın dedik. 3 seçmeli (zorunlu) ders daha getirildi. (AKP), Şimdi bir de adabı muaşeret getirdiler.
  • Eğitim biliminin ilkeleri yerle bir edildi. Tarih, felsefe ve biyoloji derslerinin içerikleri adım adım daraltıldı. (AKP)
  • Anadolu liseleri ortadan kaldırıldı. Şimdi proje okullarını kaldırdılar. Kala kala proje okulu olarak fen liseleri ve İ.H.L kaldı. (AKP-Yusuf Tekin)

Müfredat değişikliklerinde laik ve bilimsel, eğitim geri plana itilirken, bütün ders kitaplarında ‘milli ve manevi değerler’in merkeze alındığı görülmektedir. Milli ve manevi değerler vurgusu yaratılan tüm eşitsizliklerin üzerini örtmek için kullanılmaktadır. MEB’in öncelikli hedefi eğitim müfredatı ve ders kitapları üzerinden iktidarın siyasal ideolojisinin açık ve gizli (örtük) olarak öğrencilere aktarılmasıdır. Müfredat taslağının başlığının “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” olarak belirlenmiş olması bu tespitimizi doğrulamaktadır.

Sadece bu mu?

  • İsmi neden maarif de eğitim değil (Kullanılan dil, cumhuriyet ve aydınlanma bağını koparma içerikli)
  • Bilimsel değil, dini ve telkinci (Yaşam tarzlarını dini telkinlerle belirleme yaklaşımı hâkim)
  • Dogmatik ve ataerkil düşünceye yakın, bilim ve toplumsal cinsiyet eşitliğine uzak.
  • Tek tipleştirmeye, asimilasyona dinsel değerlere yakın, çoğulculuğa, evrensel ve demokratik değerlere uzak.
  • Otoriteye biat etmeye yatkın, eleştirel düşünmeye ve sorgulamaya uzak.
  • Ve hazırlık süreçleri eğitim programlama yöntemine uygun yürütülmemiş bir müfredatla karşı karşıyayız (1000 kişi, çalıştaylar vb.). Elbette ki bu müfredatı bu şekliyle kabul etmiyoruz. Derhal geri çekilmeli. Bakan Yusuf Tekin de artık istifa etmelidir.

MEB’in, ÇEDES ve benzeri projeler ve protokoller üzerinden eğitim sistemi içine faaliyet alanı açtığı Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yanı sıra iktidarla ekonomik ve siyasal bağları olan dini vakıf ve cemaatler tarafından okullar, yurtlar, kurslar vb. üzerinden doğrudan iktidar desteği ile tıpkı bir örümcek ağı gibi bütün eğitim sistemini kuşatmış durumdadır.

MEB’in ‘yeni müfredatı’, düşünmeyen, sorgulamayan, eleştirmeyen, itiraz etmeyen nesiller yetiştirmek amacıyla hazırlanmıştır. Öğretim programlarında bilimsel eğitim ile ilgili olan pek çok nokta özenle ‘sadeleştirme’ ya da ‘ayıklamaya’ tabi tutulurken, tek adam rejiminin bütün hedeflerini açık ve gizli (örtük) amaç ve değerler üzerinden ders kitaplarına yerleştirerek kendilerince ‘dini’ ve ‘milli’ bir müfredat oluşturulmak istendiği anlaşılmaktadır.

Müfredat değişikliklerini sadece pedagojik açıdan eleştirerek, ders içeriklerinde yapılan değişiklikleri eğitim biliminin temel ilkeleri üzerinden ele alarak değerlendirme yapmıyoruz. Bugün karşımızda eğitim programlarında yapılan teknik değişikliklerden çok, iktidarın siyasal programına paralel olarak hazırlanmış bir eğitim müfredatı bulunmaktadır. Dolayısıyla yeni müfredata yönelik eleştirilerimiz sadece teknik ve pedagojik değil, aynı zamanda politik niteliktedir.

AKP’nin toplum tahayyülünde istediği insan modelinin ne denli çağın gerisinde ve bilimsel gerçeklerle örtüşmediğini de eğitim alanında sicilinin bozuk olduğunu da 4+4+4 sürecinden biliyoruz. Dolayısıyla çocukların eğitiminde telafisi güç olumsuzluklar yaratacak bu müfredat değişikliğini kabul etmiyoruz. Siyasi iktidarın siyasal-ideolojik hedeflerini gözeten, tek adam rejiminin yaratmaya çalıştığı toplum modelini temel alan, laiklik ve bilim karşıtı müfredatı reddediyoruz. Bu müfredatı hazırlatıp yayınlayan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’i de istifaya davet ediyoruz.

Bireycilikle, milliyetçilikle, dini ve milli değerler ve rekabet ile yoğrulmuş, bilimsel, sanatsal, estetik açıdan sığ, büyük ölçüde dini kural ve referanslara dayanan bir dilin kullanıldığı yeni eğitim müfredatının çocuklar ve öğrencilerimize verebileceği hiçbir şey yoktur. Eğitim müfredatı, öğrencilere yaşamı bir bütün olarak kavramayı hedefleyen, çocuk ve gençlerin çok yönlü gelişimlerine hizmet edecek öğrenme yaşantılarını içeren laik, bilimsel ve anadilini esas alan çok dilli bir içerikte olmak zorundadır.''