“Ekmeği siyasete kurban etmeyin”

Yukarıdaki sözler, Halk Ekmek A.Ş Yönetim Kurulu Başkanvekili Özgen Nama’ya ait. Peki neden söyledi Nama bu sözleri?
Nama bu sözleri, İstanbul Büyükşehir Belediye AK Parti Grup Başkanvekili Tevfik Göksu’nun 11 Ocak 2021 tarihinde yaptığı, “Bana, çıksın desin ki büyükşehir belediyesine, meclise, yeni halk ekmek büfeleri açmak için teklif geldi ve siz bunu reddettiniz, ispatla” ifadeleri üzerine kullandı.
Nama ile yaptığımız kısa konuşmadan notları paylaşmaya devam edeceğim ama önce bir-iki not.
2020 Mart ayından bu yana İstanbul Belediye Meclisi’nin aylık yapılan toplantılarının rutin gündem maddelerinden birisi halk ekmek oldu.
Pandemi ile birlikte daha belirgin hale gelen ekonomik sorunlar ve derinleşen yoksulluğunun en açık göstergesi, İstanbul’daki halk ekmek büfelerinin önünde meydana gelen kuyruklar oldu.
İstanbul Halk Ekmek, bu talebe karşılık vermek için günlük ekmek üretimini 800-900 binden 1 milyon 400 bine kadar çıkarmış durumda.
Ekmek kuyrukları o kadar belirgin hale geldi ki, MHP lideri Devlet Bahçeli, “askıda ekmek” kampanyası başlatmak durumunda kalmıştı.
Halkın bu ihtiyacına rağmen İBB’nin AK Parti ve MHP’li üyeleri, yeni büfeler açılmasına ilişkin taleplere izin vermeyip konuyu komisyona havale etmeye devam ediyorlardı.
Son olarak İstanbul Halk Ekmek ve belediyenin Sosyal İşler Daire Başkanlığı’nın ihtiyaç analinize göre tespit ettiği 142 noktaya büfe açılması, aralık ayı meclis toplantısında AK Partili ve MHP’li üyelerin oylarıyla kabul edilmedi ve komisyona havale edilmişti. Ve nihayet dün komisyonun olumlu raporu ile 142 büfe açılması İBB Meclisi’nde onaylanmış oldu.
960 MAHALLEDE
530 BÜFE
Nama ile yaptığımız görüşmede aldığım notlar şöyle;
“Aylar süren mücadelemiz sonuç verdi ve 142 yeni büfe için Meclis’ten onay çıktı. Komisyon onayında yeni açılacak büfelerin şehit, gazi ve engelli yakınlarına verilmesi şartı vardı biz buna dul ve yetimleri de ekleyerek kapsamı genişlettik.
Diğer yandan 1984’den bugüne 2 şehit, 1 gazi ve 25 engelli yakını başvuru yapmış ve bunların hepsine izin verilmiş. Şimdi biz bu şartlara uyanların başvurularının değerlendirip izin vereceğiz. Açıkçası bu şartlı evet de işi yokuşa sürmekten başka bir şey değil. Kabul edelim ki, 142 ihtiyacı karşılamasa da önemli bir adım.
İstanbul’da 960 mahalle var. Her mahallede 1 büfe olduğunu düşünsek en az 960 tane büfe olması gerekir. Ancak büfe sayımız 530-535.
Ürettiğimiz ekmeğe talep artıyor, çünkü piyasada satılan ekmeklerden hem 50 gram daha fazla hem de yüzde 50 daha ucuz. Sadece 1 lira. Bu yüzden büfelerin önünde uzun kuyruklar oluyor.
Halkımızın bu talebine karşılık verebilmek için geçici çözüm olarak mobil büfe uygulamasın başladık. Bu kapsamda 40 geçici büfe hizmet vermeye başladı. Satış noktaları Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı’nın ‘Kent Yoksulluk Haritası’na göre belirlendi.
Durum o kadar ağır ki, her gün 3 ekmek almaya hakkı olan 17 bin 406 aile bile bazen bu ekmekleri alamıyor. Çünkü bazılarının bulunduğu mahallerde büfe yok ve ekmek almak için başka mahalleye araçla gidip, orada kuyruk beklemek ve geri dönmek zorunda.
Burada acı nokta şu; ekonomik olarak en yoksul mahallede büfe sayısı talebe rağmen geçmişten bu yana arttırılmamış.
Örneğin ekonomik durumu göreli olarak daha iyi olan Kadıköy’de büfe sayısı 15 iken, ekonomik durumu kötü olan Sultanbeyli’de büfe sayısı sadece 2. Peki bu ilçelerde büfe açılmasına karşı çıkan kimler? O ilçedeki fırın sahipleri. Bunların çoğunluğu AK Parti’de siyaset yapan ya da onlara yakın isimler.
Bizim derdimiz halkamıza ihtiyacı olan ekmeği ucuz olarak ulaştırmak, ekmek üzerinden siyaset yapmak değil.”
Ekmek tartışmasında son durum bu.
Güzel olan ise bütün bu yaşananlar herkesin gözü önünde oluyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Murat Aksoy Arşivi