Adem Akgümüş'ün geçim sıkıntısı: "1996’da tek ineğim vardı, Şimdi 20 inekle zor geçiniyorum"
(ANKARA) -CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, üretici Adem Akgümüş'ü dinleyerek, onun sıkıntılarına kulak verdi. Akgümüş, "1996'da ben 6 nüfustum, bir inekle geçiniyordum. Şimdi nüfusum 3 kişi, 20-25 inek var, 150 koyunum var ama geçinemiyorum. Geçim sıkıntısı çekiyoruz. Mazot almış başını gidiyor. Yem fiyatları arttı" ifadelerini kullandı. Gürer ise, "Besici de süt inekçiliği yapan da küçük hayvancılık yapan da "Kazanmıyoruz" diyorlar" şeklinde konuştu.
CHP'li Gürer, üreticilerle yüz yüze gelerek sorunları dinledi.
Ahır, veteriner hizmetleri, işçilik, yem ve elektrik gibi giderlerdeki artış ile kuraklık nedeniyle meraların verimliliğinin düştüğünü vurgulayan Gürer, "Üreticiler ayakta kalmakta zorlanıyor" dedi.
"Besi sığırcılığı yapanlar yüzde 38"
Son on yılda Türkiye'nin yaklaşık 10 milyon büyükbaş hayvan ithal ettiğini belirten Gürer, bu durumun paranın yurtdışına gitmesine yol açtığını ancak ilişkili sorunların henüz çözülmediğini ifade etti ve şöyle konuştu: "Ülkemizin süt inekçiliği işletmeleri yüzde 76'yı oluşturuyor. Besi sığırcılığı yapanlar yüzde 38. Küçükbaş hayvancılık ise yüzde 21. Oysa ülkemizde küçükbaş hayvan yetiştiriciliği gelişmeli".
Et tüketiminde koyun ve keçi etine yönelmenin dışa bağımlılığı azaltacağını vurgulayan Gürer, önerisini de şu şekilde aktardı: "Koyun ve keçi yetiştirenler de mutlu değil. Ülkemizde ortalama süt ineği sayısı işletmelerde 10'la 27 arasında değişiyor. Besi hayvan 55 baştan başlıyor. Küçükbaşta ortalama 245 koyun oluyor".
"Yem olmuş 8 bin lira, saman olmuş 5 bin lira"
Ömer Fethi Gürer'in dinlediği üretici Adem Akgümüş, maliyetlerin artması nedeniyle hayvancılıktan yeterince kazanç elde edemediklerini dile getirdi. Akgümüş, dededen babadan beri hayvancılıkla uğraştığını ve bu konuda şunları söyledi: "2-3 senedir 8 bin liraya veriyoruz tokluyu, kuzuyu. Yem olmuş 8 bin lira, saman olmuş 5 bin lira. 1996'da ben 6 nüfustum, bir inekle geçiniyordum. Şimdi nüfusum 3 kişi, 20-25 inek var, 150 koyunum var ama geçinemiyorum. Geçim sıkıntısı çekiyoruz. Mazot almış başını gidiyor. Yem fiyatları arttı. Farklı yıllarda samanımız dışarıdan geliyor.".
Akgümüş, mısır ektiğini ama sulama giderlerinin de büyük bir yük oluşturduğunu belirterek, ""60-70 dekar mısır ekiyorum. Onu da elektriğe ayda 60-70 bin lira ödüyorum. Elektriği yatırmadığım anda MEDAŞ geliyor, kesiyor"" dedi.
"Kuraklıktan bir şey yok"
Kuraklık nedeniyle meralarda ot kalmadığını vurgulayan Akgümüş, ""Bu sene daha çok kuraklık oldu. Buralarda ekin olurdu ama yağış olmadığından dolayı olmadı. Kışın yedireceğimizi şimdi ince ince düşünmeye başladık. Eskiden meraya 6 ay çıkıyorduk. Şu yaylalardan bir ot olurdu, koyunu yutardı. Kuraklıktan bir şey yok"" diye konuştu.
"Meralarda ot kalitesi düştü ya da Kuraklıktan ot yok"
CHP Milletvekili Gürer, Türkiye'de mera hayvancılığının tehdit altında olduğunu belirterek, şöyle konuştu: "Ülkemizde 1940 yılında 44 milyon hektar mera alanı vardı ve mera hayvancılığı yaygındı. Şu anda mera hayvancılığı bitmek üzere. Çünkü meralarda ot kalitesi düştü ya da kuraklıktan ot yok. Son tarım sayımına göre 14 milyon hektar mera var görülüyor ama mera varlığının verimliliği düşük olunca doğal olarak besici de hasat yapılmış tarlalarda hayvanlar kalanlarla besleniyor. Bu bölgede patates de depoda kaldığı için hayvan yemi oluyor.".
Gürer, uygun fiyatla et sağlamak için buzağı ve kuzu ölümlerinin yanı sıra hayvan hastalıklarının önlenmesi, yerli besicilerin desteklenmesi ve kamucu yaklaşımla kooperatifçiliğin geliştirilmesinin şart olduğunu savundu.
Kaynak:ANKA