Boyner Grup’tan “Eşitlik Yoksa Sürdürülebilirlik Yok” mesajı
Boyner Grup, 2024 Sürdürülebilirlik Raporu’nu kamuoyuyla paylaştı. Grup, son üç yılda 44 milyon TL’yi aşan çevresel yatırımla sürdürülebilirlik yolculuğunu güçlendirdi. 2024’te tükettiği elektriğin yarısını yenilenebilir kaynaklardan sağlayan Boyner, 2025’te %100 yeşil elektriğe geçmeyi hedefliyor.
Basın toplantısında konuşan Boyner Grup Yönetim Kurulu Üyesi Ümit Boyner, sürdürülebilirliği yalnızca çevresel yatırımlar üzerinden değil, “insanı odağa alan bütüncül bir yaklaşım” olarak ele aldıklarını belirtti:
“Dünya iklim krizi, eşitsizlikler ve teknolojik dönüşümle büyük bir değişimden geçiyor. Biz Boyner Grup olarak biliyoruz ki eşitliğin olmadığı yerde sürdürülebilirlikten söz edilemez” dedi.
Boyner, sürdürülebilirlik stratejilerini beş temel sorumluluk ekseni üzerine inşa ettiklerini belirtti: "Şeffaf ve etik yönetişim, doğa dostu üretim, döngüsel ekonomi, kapsayıcı kurum kültürü ve teknolojiyi sürdürülebilir çözümler için kullanma."
Enerji verimliliğinde somut adımlar: 2 bin konutun elektriğine eş değer tasarruf
Boyner Grup Mali İşler ve Sürdürülebilirlik Başkan Yardımcısı Özgür Tokgöz Altun ise, 2024’te yürütülen enerji verimliliği projeleriyle 3,1 milyon kWh tasarruf sağlandığını açıkladı. Bu miktar, 2 bin konutun yıllık elektrik tüketimine eş değer. Grup ayrıca İzmir'de Altınyıldız Tekstil’de kullandığı elektriğin tamamını çatıya kurulan GES (Güneş Enerjisi Sistemi) yeşil elektrikle karşıladı ve böylece 11 bin ton CO₂ salımını engelledi. Kırıkkale’de devreye alınacak 3.066 kWp’lik Güneş Enerjisi Santrali’nin tamamlanmasıyla da Boyner'in mağaza ve ofislerinin enerji ihtiyacının %85’i yenilenebilir kaynaklardan karşılanacak.
Yenilenen ürünlerle 23 milyon kişinin bir yıllık içme suyu korundu
Raporda, Boyner Grup Nivo iş birliğiyle 2021’den bu yana teşhir, hatalı ya da lekeli 1,6 milyon ürünün yenilenerek ekonomiye kazandırıldığı, bu sayede de 23 milyon kişinin bir yıllık içme suyuna eş değer 12,8 milyon ton su tasarrufunun sağlandığı bildirildi. Dönüştürülen bu ürünler outlet mağazalarda daha uygun fiyatla tüketiciye ulaştırılıyor.
Yönetim Kurulu'nun %68'i kadınlardan oluşuyor
Grubun sürdürülebilirlik vizyonunun merkezinde toplumsal cinsiyet eşitliği de yer alıyor. Eşit işe eşit ücret mottosuyla hareket ettiklerini söyleyen Boyner, “Yönetim kurulumuzun %68’i kadınlardan oluşuyor” diyerek bu konuda örnek olduklarını söyledi. UNDP Türkiye iş birliğiyle yürütülen She Lab – Genç Kadınlar için Sürdürülebilirlik Laboratuvarı projesinden 120 genç kadının mezun olduğu, yeni dönem için 1000’in üzerinde başvuru alındığını da açıkladı.
Boyner Grup İcra Kurulu Üyesi ve Strateji & İş Geliştirme Başkan Yardımcısı Elif Ateşok Şatıroğlu da toplumsal cinsiyet eşitliği hedefli projelerle ilgili detaylı bilgiler paylaştı. KAGİDER iş birliğiyle yürütülen ve 10 yıldır süren İyi İşler Programı ile geçtiğimiz yıl 200’ün üzerinde kadın girişimcinin mezun olduğunu özellikle de deprem bölgesindeki kadınlara destek verdiklerini anlattı. Şatıroğlu ayrıca “Seninle Tamam” projesiyle de esnek çalışma saatleri ile, kariyerine ara veren 100 kadına tekrar iş hayatına dönme fırsatı verildiğinin altını çizerken, önümüzdeki üç yıl içinde hedeflerinin 5.000’den fazla kadını esnek çalışma saatleriyle iş gücüne katmayı hedeflediklerini ifade etti.
"İstanbul Sözleşmesi'nden çıkarak geri adım attık"
Kadınlara pozitif ayrımcılığın bu kadar yüksek olduğu bir şirkette ve kadın gazetecilerin ağırlıklı olduğu bir toplantıda konu kadına şiddete de geldi. Ümit Boyner, "Bu hakikaten acı bir konu neredeyse her gün bir kadın öldürülüyor Türkiye'de. Ve genellikle de bu aile içi nedenlerle oluyor. İstanbul Sözleşmesi önemli bir adımdı. İstanbul Sözleşmesi'nden çıkmış olmak aslında, bu konudaki failleri veya bu konuya yatkın olanları biraz cesaretlendirdi. Yani İstanbul Sözleşmesi'nin uygulanması bir ölçüde hem bu konudaki farkındalığı arttırıyordu hem kadınların kendilerini daha güvende hissetmelerine ve bu konuda çok sesliliği özendiriyordu. Orada bence bir geri adım attık diye düşünüyorum. Ve şiddet dünyanın her yerinde var kadına karşı şiddet ama burada sadece fiziksel şiddetten de bahsetmiyorum. Kullanılan lisanda şiddet, psikolojik şiddet... Şiddetin çok farklı türleri var. Ama dünyanın gidişatına bakarsanız Batı'dan Doğu'ya, Amerika'sından Çin'e aslında şiddetin daha etkin olduğu bir dönem yaşıyoruz."
"Nitelikli eleman bulmakta gerçekten zorlukla çekiyoruz "
Boyner, Türkiye’de iş gücü becerileriyle piyasa ihtiyaçları arasındaki uyumsuzluğun derinleştiğini belirterek özellikle genç kadınların teknoloji ve yapay zekâ alanında sürdürülebilirliğe katkı sağlayabilmeleri için She Lab'de yürüttükleri projeleri örnek gösterdi. Türkiye’de nitelikli iş gücü bulmanın zorlaştığını belirten Boyner, “Birçok kurum işe aldığı üniversite mezunlarını yeniden eğitmek zorunda kalıyor. Çok ciddi daralan bir prizma var orada. Yani belli sayıda yetkin insana çok çok sayıda talep var ama az sayıda insan var. Böyle bir sıkıntı olunca da o darboğaz gittikçe daha da daralıyor. Gelen projelerde de sürdürülebilirlik açısından bir sıkıntı yaşanmaya da başlandı" ifadelerini kullandı.
“Geleceğe bırakacağımız en değerli miras sorumluluk”
Ümit Boyner konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
“Dünyanın karşı karşıya olduğu krizler bizi umutsuzluğa değil, daha büyük sorumluluklar almaya davet ediyor. Attığımız her adım yarına bırakacağımız en değerli miras; daha iyi bir toplum, daha kapsayıcı bir ekonomi ve daha yaşanabilir bir dünya.”
Kaynak:Nilay Can