Don felaketi çiftçiyi vurdu! Gürer : 935 milyar liralık çiftçi borcu ertelenmeli

Don felaketi çiftçiyi vurdu! Gürer : 935 milyar liralık çiftçi borcu ertelenmeli
CHP Niğde Milletvekili ve TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, Türkiye genelinde 36 ili etkileyen don felaketinin ardından hükümete acil önlem çağrısı yaptı.

Gürer, TBMM’de yaptığı konuşmada hem üreticilerin borç yükünü hem de Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) rolünü gündeme taşıdı.

Çiftçinin zararı ayrımsız karşılanmalı

Gürer, TARSİM sigortası olsun olmasın tüm üreticilere destek verilmesini istedi. “Don afeti, çiftçimizin emeğini yerle bir etti. Hasar tespitleri acilen yapılmalı. TARSİM sigortası olmayan üreticiler de mağdur edilmemeli. Bu tür afetlerde ayrım kabul edilemez” ifadelerini kullanan Gürer, çiftçilerin borç yükünün de altını çizdi: “Şu an çiftçilerin bankalara olan toplam borcu 935 milyar liraya ulaşmış durumda. Bu borçlar 2027’ye kadar ertelenmeli, faizleri silinmeli. Bu konuda Meclis’e sunduğumuz yasa teklifi bir an önce gündeme alınmalı.”

Ayrıca, tarımda icra işlemlerinin ciddi mağduriyet yarattığını belirten Gürer, “Çiftçinin traktörüne, tarlasına, hayvanına haciz geliyor. Bu durum üretimi durma noktasına getiriyor. İcra işlemlerinin durdurulması yönünde de teklifimiz var” dedi.

“Gıda enflasyonu patlayacak”

Ani hava değişimleriyle birlikte ürünlerin zarar gördüğünü, bu durumun sadece üreticiyi değil, tüketiciyi de etkileyeceğini belirten Gürer, “Gıda enflasyonu zaten yüksek seyrediyor, bu don felaketiyle birlikte daha da artacak. Çiftçiyi ayağa kaldırmazsak tüketici de kaybedecek. Bu nedenle destekler artırılmalı, gıda krizine karşı bugünden önlem alınmalı” diye konuştu.

“TMO ithalatçı değil, kara gün dostu olmalı”

KİT Komisyonu’nda TMO raporlarının görüşüldüğü toplantıya da katılan Gürer, kurumun işlevine dair çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. “TMO, son yıllarda ithalatçı kimliğiyle öne çıkıyor. Oysa bu kurum, çiftçinin yanında durmalı, üretimi desteklemelidir” dedi.

Gürer, geçen yıl açıklanan buğday ve arpa alım fiyatlarının enflasyonun çok altında kaldığını hatırlatarak, “2024’te buğdaya yüzde 12, arpaya ise sadece yüzde 3 artış verildi. Ancak girdi maliyetleri patladı. TÜİK verilerine göre geçen yıl 3,5 milyon tonluk hububat kaybı yaşadık. Bu yıl Çukurova’da hasat iklim koşulları nedeniyle erkene çekilecek. Eğer yine düşük bir fiyat açıklanırsa, bu üreticinin belini büker. Mayıs ayında açıklanacak alım fiyatı enflasyon dikkate alınarak belirlenmeli” dedi.

“DİR kapsamında ithalat değil, yerli üretim desteklenmeli”

Gürer, Dahilde İşleme Rejimi (DİR) kapsamında yapılan ithalata da dikkat çekti. “İthal ürünler ülkeye geliyor, işlenip ihraç ediliyor. Oysa bu ürünleri bizim üreticimiz de yetiştirebilir. Un ve makarna ihracatında kullanılan hammaddenin yurtdışından gelmesi yerine, çiftçimize bu üretim desteği verilmeli” ifadelerini kullandı.

“TMO yerinde ürün alımı yapmalı”

TMO’nun alım süreçlerinin üretici lehine işlemediğini vurgulayan Gürer, “Üretici ürününü götürürse TMO alım yapıyor. Yerinde alım yok. Ödeme süreleri gecikiyor. Tüccar gidip ürün alıyor, daha düşük fiyata. Bu da üreticiyi tüccara mecbur bırakıyor. TMO’nun aktif, yerinde alım yapması gerekiyor. Aksi takdirde üretici tüccarın insafına kalıyor” dedi.

“Depo yok, ürün açıkta kalıyor”

Depolama sorunlarının da altını çizen Gürer, “Lisanslı depoculuk şu anda sadece 42 ilde var. Diğer illerde ürünler açıkta bekliyor. Oysa TMO, 2006’da birçok deposunu satarak bu kapasitesini kaybetti. Şimdi kiralama yoluna gidiliyor ama bu da ayrı bir maliyet. Depolar satılmasaydı, üretici ürünü güvenle saklayabilir, fiyat avantajı yakalayabilirdi” diye konuştu.

“Aflatoksin nedeniyle en çok iadeyi incir aldı”

İhracat ürünlerinde yaşanan sorunlara da değinen Gürer, “2024 yılında yurtdışından en çok iade gelen ürünlerin başında aflatoksin nedeniyle incir geliyor. Bu durum, hem ülkemiz imajını zedeliyor hem de üreticinin emeğini boşa çıkarıyor. Bu konuda TMO’nun da önlem alması gerekiyor” dedi.

“TMO’nun içi boşaltılırsa faydası kalmaz”

Son olarak TMO’nun önemine vurgu yapan Gürer, “Et ve Süt Kurumu, Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü ve TMO kaldı elimizde. Diğer tüm yapılar özelleştirildi. Eğer TMO da sadece ithalat yapan, çiftçiyi unutan bir kuruma dönüşürse, tarım tamamen dışa bağımlı hale gelir. Kurumun içi boşaltılırsa ne üreticiye ne ülkeye bir faydası kalmaz” diye konuştu.

Gürer, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in uyguladığı sıkı para politikalarının tarıma verilen destekleri de baskıladığını belirtti: “Enflasyonu düşürme hedefiyle çiftçiye verilmesi gereken destekler kısıtlanıyor. Ancak üretici desteklenmezse, enflasyonla da mücadele edilemez.”

Kaynak:Haber Merkezi

Öne Çıkanlar