TÜİK’in enflasyon sepeti gerçekten gerçek mi? Ucuz ve hileli ürünler mi ölçülüyor?
Leyla Aydoğan
TÜİK’in enflasyon sepetinde tereyağının kilogram fiyatı 313 TL olarak hesaplanırken, Tarım ve Orman Bakanlığı'nın açıkladığı hileli ürünler listesi ve tereyağı üretiminde rekor kırılması büyük bir çelişki yaratıyor. 2024 yılı Haziran-Ağustos döneminde tereyağı üretimi yüzde 24 artarak rekor seviyeye ulaştı. Ancak fiyatlar yükselmeye devam ederken, Bakanlık 53 firmanın taklit ve tağşiş süt ürünleri sattığını tespit etti. Peki, TÜİK enflasyonu ucuz ve hileli ürünler üzerinden mi hesaplıyor?
Türkiye’de son dönemde yükselen gıda fiyatları, TÜİK’in enflasyon hesaplamalarını tartışmalı hale getiriyor. Alaattin Aktaş’ın hesaplamalarına göre, TÜİK’in enflasyon sepetinde tereyağının fiyatı 313 TL olarak gösteriliyor. Ancak Tarım ve Orman Bakanlığı'nın yayınladığı listeye göre süt ve süt ürünlerinde 53 firma tağşiş yapıyor. Aynı dönemde tereyağı üretiminde yüzde 24’lük rekor bir artış var. Peki, üretim artarken fiyatlar nasıl bu kadar yükseliyor? Daha da önemlisi, TÜİK bu verileri nasıl ve hangi ürünler üzerinden hesaplıyor?
Tereyağı üretiminin rekor kırdığı 2024 yılının yaz aylarında, üreticilerin fiyatları düşürmesi beklenirken, piyasada hileli ve kalitesiz ürünlerin satışı giderek artıyor. Tarım Bakanlığı’nın açıkladığı listede yer alan firmalar, halkın sağlığını tehdit eden ürünlerle rafları doldururken, TÜİK’in bu ürünleri enflasyon hesaplamasında baz alıp almadığı sorusu akıllarda büyük soru işaretleri bırakıyor. Ucuz ve hileli ürünlerin TÜİK tarafından enflasyon sepetine dahil edilmesi, gerçek fiyat artışlarını perdelemiyor mu?
Ayrıca, üretim artışına rağmen fiyatların neden düşmediği sorusuna yanıt bulunamıyor. Haziran-Ağustos 2024 döneminde, tereyağı üretimi bir önceki yıla göre yüzde 24 artışla 22 bin 658 tona ulaştı. Buna rağmen piyasada TÜİK’e göre 313 TL gibi fiyatlar görüyoruz. Ancak çevrimiçi market sitelerinde terayağının kilogram fiyatı 500 TL’ye kadar dayanıyor. Üstelik, bakanlık açıklamaları süt ve süt ürünlerinde yaşanan kalite düşüşünü ortaya koyuyor. Tereyağı gibi temel gıda ürünlerinde halkın sofrasına gelenin ne kadarının gerçek tereyağı olduğu bile tartışmalı hale gelmişken, TÜİK’in bu tabloyu göz ardı edip etmediği büyük bir endişe yaratıyor.
Vatandaşın cebinden çıkan paranın karşılığını alamadığı, kalite düşerken fiyatların tırmandığı bu dönemde, enflasyon hesaplamalarının ne kadar gerçekçi olduğu sorusu da bir kez daha gündeme geliyor. Tarım Bakanlığı'nın taklit ve tağşiş listesine giren firmalar enflasyon sepetini mi şekillendiriyor? Bu soruların yanıtı hala belirsiz. Ancak bir şey net: Ucuz ve sağlıksız ürünlerin halkın cebine ve sağlığına zarar verdiği ortada.
Kaynak:Leyla Aydoğan