Yozgat’taki tarihi fabrikanın ardından yalnızca bekçi saati kaldı

Yozgat’taki tarihi fabrikanın ardından yalnızca bekçi saati kaldı
1972'de faaliyete geçen Tekel Bira Fabrikası, kapatılırken Yozgat’ın sosyoekonomik yapısında derin yaralar açtı. Uzmanlar, fabrikasız kalan kentin gelişiminin ne denli geri gittiğine dikkat çekiyor.

Haber: Seyfi ÇELİKKAYA

(YOZGAT) -Yozgat'ta 1972 yılında üretime başlayan Tekel Bira Fabrikası, 2000 yılında kapatılarak 2004'te satılmasının ardından, kentin sosyoekonomik yapısında derin yaralar açtı. Bozok Üniversitesi'nden Doç. Dr. Hatice Güzel Mumyakmaz, "Bir yerin ekonomisini kalkındırdığınızda sosyal alanlar da buna paralel olarak gelişir. Siz bir yeri kapattığınızda, yerine yenisini koymazsanız orada eksiklik doğar. Maalesef Yozgat bu anlamda ihmal edilmiş bir şehir" dedi.

Tekel Bira Fabrikası'nın kapanması ile birlikte, Yozgat'ın ekonomik ve sosyal hayatında önemli kayıplar yaşandı. 500'den fazla çalışanın istihdam edildiği ve yıllık 10 milyon litre üretim kapasitesine sahip olan fabrika, yıkılarak yerine alışveriş merkezi ve konutlar inşa edildi. Günümüzde ise yalnızca idare binası, depo ve antikacı tezgahlarında yer alan iki bekçi saati kaldı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2000 yılında 682 bin 919 olan Yozgat nüfusu, 2024 itibarıyla 413 bin 161'e kadar düştü. Uzmanlar, fabrikanın kapanmasının ardından başlayan göçün kentin sosyal yapısını olumsuz bir şekilde etkilediğini vurguluyor.

"Yozgat'ın hafızası bu"

Antika satıcısı Osman Karaca, elindeki iki bekçi saatini "Yozgat'ın hafızası" olarak tanımlayarak satışa çıkarmak istemediğini belirtti. Karaca, "Bekçi saati, Yozgat'ta tek fabrikamız olan bira fabrikasının hatırası. Bunları Yozgat'ta bırakacağım, satmayacağım. Bu şehrin hafızası bu" ifadesini kullandı.

"Bu hikayenin kökeni Demokrat Parti iktidarına uzanıyordu"

Fabrikanın Yozgat üzerindeki etkilerini akademik açıdan inceleyen Bozok Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Bölümü Başkanı Doç. Dr. Hatice Güzel Mumyakmaz, 13 yıldır çalıştığı kentin neden "geri kaldığı" sorusunun yanıtını aradığını aktardı. Mumyakmaz, şu şekilde konuştu:

"Yozgat'a ilk geldiğimde Ankara'ya bu kadar yakın bir şehrin neden bu kadar geri kalmış olduğunu sorguladım. Halkla konuştuğumda, bir dönem burada yüzlerce kişiye ekmek kapısı olan bir bira fabrikasının varlığını öğrendim. Fabrikanın kapanmasıyla birlikte kentte ekonomik canlılık sona ermiş. İşçiler, çiftçiler, nakliyeciler herkes bu fabrikadan geçimini sağlıyordu."

Fabrikanın Yozgat ekonomisinde sadece üretim değil, sosyal hayatı da canlandırdığını ifade eden Mumyakmaz, fabrikanın çevresinde mescitlerin inşa edildiğini, işçilerin orman dikimi çalışmalarına katıldığını ve kazancın bir kısmının öğrencilere burs olarak geri döndüğünü belirtti. "Bir yerin ekonomisini kalkındırdığınızda sosyal alanlar da buna paralel olarak gelişir. Siz bir yeri kapattığınızda, yerine yenisini koymazsanız orada eksiklik doğar. Maalesef Yozgat bu anlamda ihmal edilmiş bir şehir" dedi.

"Yozgat'ın burada yaşadığı geri kalmışlığın sebebinin ihmal olduğunu düşünüyorum"

Mumyakmaz, şehirde yaygın olarak bilinen "Atatürk Yozgat'ı cezalandırdı" iddialarının gerçeği yansıtmadığını vurgulayarak, "Atatürk'ün bu şehirle ilgili cezalandırma gibi bir yaklaşımı olmamıştır. Aksine, bu şehre iltifat etmiştir. Yozgat'ın geri kalmışlığı ceza değil, ihmalin sonucudur" ifadelerine yer verdi.

Yozgat'ın tarım potansiyeli ve maden kaynaklarına dikkat çeken Mumyakmaz, planlı yatırımlar yapıldığı takdirde kentin yeniden kalkınabileceğini dile getirdi. Mumyakmaz, şunları kaydetti:

"Üniversitemiz gelişiyor, gençlere iş alanları oluşturmak mümkün. Yeter ki planlı yatırımlar yapılsın. Bira Fabrikası artık yeniden açılacak bir tesis değil, ama o dönem kente ciddi katkı sağlamış bir işletmeydi. Bugün yapılması gereken, geçmişin hatalarından ders alarak Yozgat'a yeni yatırımlar kazandırmaktır."

Kaynak:ANKA

Öne Çıkanlar