Zam pazarlığında tartışmalar başladı: Asgari ücretin gerçekleri ve çarpıtmalar

Doğrudan 7 milyon çalışanı, dolaylı olarak ise toplumun tamamını ilgilendiren Asgari ücret 2025 zammı için süreç 10 Aralık itibariyle başladı.

Bakan Vedat Işıkhan'ın başkanlığında, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığın'da ev sahipliğinde toplanan komisyonda, işçi tarafını TÜRK-İŞ, işveren tarafını ise Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) temsil etti. Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun, yeni asgari ücreti belirleme çalışmaları kapsamında ilk toplantısı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan başkanlığında 1 saat sürdü.

KOMİSYONDA 4 İŞÇİ YER ALDI
Komisyonda, İşveren heyetine TİSK Genel Sekreteri Akansel Koç başkanlık ederken, işçi tarafına ise TÜRK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar Başkanlık etti. Ayrıca 5 kişilik işçi heyetinde bu yıl yine aşçı Selma Sayın, kuaför Nihan Koçak, Karayolları taşeron işçisi Durmuş Öztürk, basın mensubu Sezer Özseven olmak üzere 4 işçi yer aldı.

1 - ASGARİ ÜCRET ENFLASYONU TETİKLEMİYOR
16 Aralık'ta yapılacak ikinci toplantı öncesi DİSK Araştırma Merkezi (DİSK-AR), 'Asgari ücretle ilgili çarpıtmalar ve gerçekler' başlıklı araştırma yayımladı.
DİSK-AR tarafından yayımlanan verilerde, şu ifadelere yer verildi:
"Asgari ücret konusunda en yaygın iddialardan biri asgari ücret artışının enflasyona yol açacağı şeklindedir. Türkiye’de 2005-2023 arası dönemde asgari ücrete 2016, 2019 ve 2023 gibi yıllarda resmi enflasyonun oldukça üzerinde reel artışlar yapıldı. 2005-2015 arasında (bazı yıllar hariç) asgari ücret artışları genellikle resmi enflasyondan yüksek seyretti. Ancak bu durum enflasyonu tetiklemedi. Asgari ücret enflasyonu tetiklemiyor. Türkiye’nin son yıllardaki verileri bunu söylüyor. Asgari ücrete zam yapmamanın sebebi kaynak ve para yokluğu değil, bölüşüm meselesinde tutulan saftır. Yüksek enflasyon dönemlerinde emek gelirlerini bastırmak sermayeye kaynak aktarma aracıdır.

ŞİRKET KÂRLARINDA ARTIŞ GÖZLENİYOR
Türkiye'de kâr itilimli (itkili) bir enflasyon söz konusudur. Yüksek enflasyon ücretlerin alım gücünü düşürürken şirket kârlarında da yükseliş gözleniyor. Kâr katsayılarındaki yükseliş enflasyon dinamiklerinin ardında yatan önemli bir itici gücüdür."

2- ASGARİ ÜCRET İSTİHDAMI DÜŞÜRMEDİ
"Asgari ücret görüşmeleri dönemlerinde hem işveren örgütlerinin hem de çeşitli kurumların öne sürdüğü bir diğer iddia asgari ücrete yapılacak artışın işsizliğe sebep olacağına dönüktür. “Asgari ücret artarsa işsizlik artar“ ezberi çeşitli kesimler tarafından dönem dönem gündeme geliyor. Asgari ücretin artış dönemleri ile yıllık işsizlik ve istihdam oranları arasında doğrusal bir ilişki yoktur. Asgari ücretin diğer yıllara göre nispeten daha yüksek arttığı dönemlerde dahi işsizlikte belirgin bir artış ve istihdamda azalış olmadığı görülüyor. Asgari ücretin diğer yıllara göre nispeten yüksek arttığı (yüzde 104) ve yılda iki kez zam yapıldığı 2023 yılı çarpıcıdır. Dar tanımlı işsizlik oranı yüzde 10,4’ten yüzde 9,4’e gerilemiş, istihdam oranı ise yüzde 47,5’ten yüzde 48,3’e yükselmiştir."

3- BÖLGESEL ASGARİ ÜCRET ÇÖZÜM DEĞİLDİR
"2025 asgari ücret tespiti öncesinde bölgesel asgari ücret önerileri tekrar gündeme getiriliyor. Bölgesel asgari ücret önerisi asgari ücretin tanımıyla ve özüyle çelişen bir öneridir. Asgari ücret, bir ülkedeki en düşük ücrettir. Onun altı olamaz. Asıl sorun asgari ücretin ortalama ücret haline gelmesidir. Farklı bölge ve sektörlerde ücretler arasında bir denge kurulmasının bir yolu sendikalaşma diğer yolu ise imzalanan toplu iş sözleşmelerinin sendikasız işletmelere teşmil (genişletilmesi) edilmesidir."
4 - VERİMLİLİK ARTIŞI ASGARİ ÜCRETE YANSIMIYOR
"Verimliliğin düşük olması nedeniyle ücretlerin düşük kaldığı iddiası hem asgari ücret (ülke çapındaki ücret düzeyi) hem de şirketler düzeyinde doğru değildir. 500 büyük şirkette ücret ve maaş endeksinin verimlilik endeksine oranı düzenli olarak düşmüştür. 2006:100 bazlı ücret verimlilik endeksine göre ücret-maaş endeksi 2018’den bu yana sürekli gerilemektedir. 2022’de 49,5’e kadar gerileyen endeks 2023 yılında 2006’ya göre yaklaşık 29 puan düşüşle 71,2 olmuştur. Türkiye’nin önde gelen şirketlerinde verimlilik artışının ücret artışına yol açmadığı görülüyor. Tersinden söyleyecek olursak ücretlerin düşük olmasının nedeni verimliliğin düşük olması değildir."

5 - TÜRKİYE, AVRUPA'NIN EN DÜŞÜK ASGARİ ÜCRETLİ ÜLKESİDİR
"2014’te Avrupa’da Türkiye’den avro cinsinden düşük asgari ücreti olan 11 ülke varken, 2024 yılında sadece 4 ülke vardır. Avro cinsinden Türkiye’den daha düşük asgari ücrete sahip ülkeler Arnavutluk, Bulgaristan, Karadağ ve Sırbistan’dır. Türkiye’deki asgari ücret sadece Yunanistan, Portekiz ve İspanya gibi Avrupa Birliği’nin Güney ülkelerinden ve ABD’den değil, Polonya, Romanya ve Macaristan gibi Doğu Avrupa ülkelerinden de düşüktür."