Eski Büyükelçiden Şükrü Okan gemisine yapılan baskına ilişkin açıklama: Bunun karşılığı yazılı nota vermektir

Eski Büyükelçiden Şükrü Okan gemisine yapılan baskına ilişkin açıklama: Bunun karşılığı yazılı nota vermektir
Eski Büyükelçi ve CHP 28. Dönem Milletvekili Namık Tan, Rusya'nın Karadeniz'de Şükrü Okan adlı Türk gemisine yaptığı baskına ilişkin olarak İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi'nin yaptığı açıklamayı...

Eski Büyükelçi ve CHP 28. Dönem Milletvekili Namık Tan, Rusya'nın Karadeniz'de Şükrü Okan adlı Türk gemisine yaptığı baskına ilişkin olarak İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi'nin yaptığı açıklamayı eleştirdi. Tan "Montre Boğazlar Sözleşmesi uyarınca Türkiye'nin transit geçişinde bir sakınca görmediği Şükrü Okan isimli gemiye ilişkin kararını tanımama ile Türkiye'nin içişlerine bir tür müdahale cesaretini göstermiştir ki, diplomaside bunun karşılığı yazılı bir nota yoluyla eylemin gerekçesi hakkında bilgi isteme ve protesto etmektir " dedi.

Tan, "Türkiye'nin uluslararası arenadaki yalnızlığı nedeniyle, “ben yaptım oldu” politikasına boyun eğilmesi olarak yorumlamak sanırım en basit ve doğru ifade olacaktır" ifadelerini kullandı.

Tan'ın Twitter'dan yaptığı açıklama şöyle:

"Gerçekte, bizatihi İletişim Başkanlığının Dezenformasyon Merkezi'nin açıklaması tevil amaçlı bir manipülasyondur Üstelik, şayet bir açıklama kararı alınmışsa, bunun İletişim Başkanlığı Dezenformasyon Merkezi değil, Dışişleri Bakanlığı. Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılması doğru olur Bilindiği gibi, Montre Boğazlar Sözleşmesi'nin 2. maddesi, ticaret gemilerinin, barış döneminde, hiçbir kontrol ve müdahaleye tabi olmaksızın Boğazlarımızdan transit geçişini amirdir Savaş durumunda ve Türkiye'nin kendisini yakın bir savaş tehdidinde kabul ettiği dönemlere ilişkin geçiş rejimi elbette farklıdır. Diğer taraftan, bir ticaret gemisine hangi şartlarda ve nerelerde müdahale edilebileceği, bilinen deyimiyle ihtar ateşinde bulunulabileceği de, gerek devletler umumi hukukunda ve gerek BM Deniz Hukuku Sözleşmesi'nde serahaten düzenlenmiştir Şükrü Okan isimli Türk gemisinin uğradığı hukuk dışı muameleye gelince, burada önemli olan husus, yapılan bir tür saldırı niteliğindeki bu müdahalenin koordinatları ki, geminin bulunduğu yer bir devletin karasuları içinde değilse ve de yükü hakkında herhangi bir ihbar yok ise, müdahalede bulunanın müdahale yetkisini nereden aldığı tartışma konusu olur. Bütün bunların ötesinde, Rusya Federasyonu, gerçekleştirdiği bu hukuk dışı eylemle , Montre Boğazlar Sözleşmesi uyarınca TR'nin transit geçişinde bir sakınca görmediği Şükrü Okan isimli gemiye ilişkin kararını tanımama ile TR'nin içişlerine bir tür müdahale cesaretini göstermiştir ki, diplomaside bunun karşılığı yazılı bir nota yoluyla eylemin gerekçesi hakkında bilgi isteme ve protesto etmektir. TR'nin içinde bulunduğu koşullar ve VP-RTE özel muhabbet ve ilişkileri gözönünde bulundurulduğunda, TR'nin sessizliğini ve olayı tevil çabasını, uluslararası arenadaki yalnızlığı nedeniyle, “ben yaptım oldu” politikasına boyun eğilmesi olarak yorumlamak sanırım en basit ve doğru ifade olacaktır"

Dezenformasyon Merkezi ne dedi?

İletişim Başkanlığı'ndan yapılan açıklamada şu ifadelere yer verilmişti:

"Rus askeri Türk gemisi Şükrü Okan'a baskın yaptı, Türk hükümeti tepki göstermedi şeklindeki iddialar manipülasyon içermektedir. Basına yansıyan ve Rus askerlerinin Şükrü Okan isimli gemiye müdahalede bulunduğu yer Türk karasuları değildir, uluslararası sulardır.

Şükrü Okan isimli geminin sahibi Türk olsa bile gemi Türk bayraklı bir gemi değildir. Uluslararası hukukta geminin ismi veya personelinin milliyetinden ziyade önemli olan "bayrak devleti"dir.

Tüm bunlara rağmen gemiye yapılan müdahale sonrasında Rusya'daki muhataplar, Karadeniz'de gerginliği tırmandıracak bu tarz girişimlerden kaçınılması için uygun şekilde ikaz edilmiştir"