Fatih Erbakan iktidara yüklendi: Holdinglere para var, emekliye yok

Fatih Erbakan iktidara yüklendi: Holdinglere para var, emekliye yok
Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, seçim çalışmaları kapsamında Çorum’daki mitinginde iktidarın ekonomi politikalarını eleştirdi. Erbakan, "Para var, faize gidiyor, israfa gidiyor. Makam araçları, makam konvoyları,...
Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, seçim çalışmaları kapsamında Çorum’daki mitinginde iktidarın ekonomi politikalarını eleştirdi. Erbakan, "Para var, faize gidiyor, israfa gidiyor. Makam araçları, makam konvoyları, makam uçakları, protokol masrafları almış başını gidiyor" sözleriyle iktidara yüklendi.

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, Çorum’da "Para yok mu? Var. Nereye gidiyor para? Faize gidiyor. İmtiyazlı holdinglere gidiyor, israfa gidiyor. Emekli 150 gram kıymayı, yoğurdunu, sütünü, peynirini alamıyor. 84 yaşındaki teyze canının çektiği bir pideyi alamıyor ama makam araçları, makam uçakları, makam konvoyları, bunlar protokol masrafları bunlar almış başını gidiyor" dedi.

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, seçim çalışmaları kapsamında Çorum’da miting yaptı.

Erbakan, şunları söyledi:

"10 bin lira emekli maaşı Kayseri’den 6 kilo pastırma alıyor. Kayseri’ye gittik pastırmacılara ‘Pastırmanın kilosu bin 600 liraya kadar çıkıyor’ dedi. En kalitelisinden 6 kilo pastırma şimdi bayramda 3 bin lira daha verecek 2 kilo pastırma almıyor. Ev kirasını zaten hiç saymıyorum. Ev kirası olmadan kendi evinde otursa bile bu 10 bin lirayla sadece karnını doyurabilmesi bile mümkün değil. Bak İstanbul’da bir pazarda adaylarımız bir teyzemizle rastlaşıyor. 84 yaşında bir teyze diyor ki ‘Bak evladım cebimde 100 lira bunu dostumdan arkadaşımdan borç aldım çünkü ilaçlarım bitti, ilaçlarımı almam lazım. Bu borçla ilaçlarımı alacağım ama şuradan geçerken fırından pide öyle güzel koktu ki burnuma ama pideye 15-20 lira verirsem asıl acil olan ilaçlarımı almaya param kalmayacak’. 84 yaşında bir teyzemiz bir Ramazan mübarek gününde canının çektiği bir pideyi alamayacak noktaya gelmiş. Neden böyle oluyor, para yok mu, var. Nereye gidiyor para, faize gidiyor. İmtiyazlı holdinglere gidiyor, israfa gidiyor. Üç tane gider kalemleri var; faiz, imtiyazlı holdingler, haksız kaynak aktarılması ve aynı zamanda da maalesef kamudaki israf, lüksten, şatafattan asla ödün verilmiyor. Emekli 150 gram kıymayı alamıyor. Yoğurdunu sütünü peynirini alamıyor. Açlık grevine mahkum edilmiş, 84 yaşındaki teyze canının çektiği bir pideyi alamıyor ama makam araçları makam uçakları, makam konvoyları bunlar protokol masrafları bunlar almış başını gidiyor.

"Holdinglere para var ama emekliye yok"

Biz 14 Mayıs’tan önce söylediğimiz neydi, bakın bu yanlış yoldan dönün. Bu borç, faiz, vergi ekonomisini bırakın. Önce millet anlayışıyla milli görüşün ekonomik tedbirlerini uygulayın. Biz mutabakat metnini bu için yazdık. Spor olsun diye yazmadık. Denk bütçe yapın, kamuda israfı önleyin, imtiyazlı holdinglere kaynak aktaran hortumları kesin. Bunları yapmadılar. Aynı tas aynı hamam borç, faiz, zam, vergi ekonomisine devam ettiler. Şimdi gelince emekliye imkanım yok diyor. Emekliye ne kadar para lazımmış, 1.4 trilyon lira. 10 bin liradan emeklinin maaşını 17 bin liraya çıkartabilmek için peki biz Yeniden Refah Partisi olarak ne diyoruz kaç günden beri. Ya bu sene hükümet olarak faize vereceğiniz para ne kadar, 1.25 trilyon lira. 10 milyon asgari ücretlinin bir senelik maaşını götürüp faize verecekler. İşte faiz canavarı bu. 1.25 trilyon lira, emekliye ne lazım, 1.4 trilyon lira. Neredeyse aynı meblağ. E bak neymiş demek ki sen bu faiz canavarından bu parayı kurtarabilseydin bu emeklinin maaşını 17 bin liraya çıkartabilirdin. Niye kurtaramadın denk bütçe yapmadığın için. Yeniden Refah Partisinin mutabakat metnini uygulamadığın için. Borç, faiz, zam, vergi ekonomisini aynı tas aynı hamam devam ettiğin için şimdi böyle olunca paralar canavarlara gidiyor. İsrafa, faize, imtiyazlı holdinglere ondan sonra da emekliye, işçiye, çiftçiye köylüye para kalmıyor. İşte milletimiz bundan mustarip.

"Bize mi düştü İsrail ile ticaret yapmak?"

7 Ekim’den bu yana TÜİK’in raporlarıyla resmi belgelerle sabit 8 milyon TL değerinde dikenli tel göndermişiz İsrail’e. Şimdi medyada İsrail’in Ramazan’da Müslümanların Mescid-i Aksa’ya giremesin diye Mescid-i Aksa’nın etrafını dikenli tellerle çevirdiğinin haberini yapıyor. Görüyor musunuz rezaleti? Türkiye’den giden dikenli tellerle Mescid-i Aksa’nın etrafını çeviriyor. Çelik, yedek parça, silah mühimmatı, giyim kuşam malzemesi, askerlerin giydikleri içlikler, ne aklınıza gelirse halen daha ihracat devam ediyor. Halen daha ticaret devam ediyor. Ya bari gidip İsrail ile savaşamıyoruz da hiç olmazsa şu ticareti kesin. Oradaki Gazzeli masumlara, yavrulara bir gıda yardımı bir insani yardım ulaştırın. 6 asır Filistin’in Kudüs’ün hamisi olmuş, dünyaya adalet ve barış dağıtmış, Osmanlı’nın torunları olan bizlere bu yakışıyor mu? Bize mi kaldıİsrail ile ticaret yapmak, İsrail’e dikenli tel göndermek."