Barış Pehlivan'dan Adalet Bakanı'na açık mektup

Barış Pehlivan'dan Adalet Bakanı'na açık mektup
Gazetecilik yaptığı için 5. kez cezaevine giren Barış Pehlivan, tutuklu bulunduğu cezaevinden Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'a bir kez daha açık mektup yazdı.Gazetecilik faaliyetleri nedeniyle 5. kez cezaevine giren gazeteci Barış...

Gazetecilik yaptığı için 5. kez cezaevine giren Barış Pehlivan, tutuklu bulunduğu cezaevinden Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'a bir kez daha açık mektup yazdı.

Gazetecilik faaliyetleri nedeniyle 5. kez cezaevine giren gazeteci Barış Pehlivan, tutuklu bulunduğu Maltepe Cezaevi'nden Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a ikinci kez açık mektup yazdı. 

MİT mensubunun cenazesi haberi nedeniyle 2020 yılının Mart ayında 3 yıl 9 ay hapis cezasına mahkum edilen Pehlivan, cezaevinde altı ay kaldıktan sonra başka bir davaya konu olmamak kaydıyla 9 Eylül 2020'de denetimli serbestlikle tahliye edilmişti. Pehlivan hakkında 30 Mart 2023'te başka bir haber yüzünden yeni bir dava açılması üzerine Pehlivan'ın denetimli serbestliği bozulmuş ve cezaevine girmesine karar verilmişti.

17 Mayıs 2023'te açık cezaevine çağrılan ve birkaç saat cezaevinde kaldıktan sonra koronavirüs önlemleri kapsamında serbest kalan Pehlivan hakkında Cumhuriyet'te yayımlanan başka yazıları yüzünden açılan davalardan dolayı Pehlivan, 15 Ağustos'ta yeniden cezaevine girmişti.

Dün 9 Kasım'da İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde duruşması görülen davada hakimin, yazılı savunmaları okumak istediğini belirtmesi üzerine davada karar çıkmayarak 16 Kasım'a gün verilmişti.

Davada karar çıkmadığı için Barış Pehlivan yeniden cezaevine girmişti.

"Size enayilik gelebilir ama ne yapayım tabiatım böyle!"

Barış Pehlivan kararın ardından sosyal medya hesabı üzerinden Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'a açık mektup yazdı.

Pehlivan mektubunda "Benim küçük kızım İtalya’da yaşıyor ve onun sayesinde Avrupa’da oturma iznim var. Ben şu an Avrupa’daki dilediğim ülkeye gidebilecekken, bu topraklarda gazetecilik yapabilmek için cezaevine girmeyi tercih ediyorum. Enayilik gelebilir size, ama n’apayım tabiatım böyle!" ifadelerini kullandı.

"Bu mektubu cezaevi çantamı hazırlarken kaleme alıyorum"

Pehlivan'ın mektubunda şu sözlere yer verildi:

"Sayın Adalet Bakanı

@yilmaztunc, Bu size ikinci mektubum. Daha önce cezaevinden yazmıştım, şimdi cezaevi çantamı hazırlarken kaleme alıyorum. Birazdan Maltepe Açık Cezaevi’ne doğru yola koyulacağım. Biliyor musunuz, benim küçük kızım İtalya’da yaşıyor ve onun sayesinde Avrupa’da oturma iznim var. Ben şu an Avrupa’daki dilediğim ülkeye gidebilecekken, bu topraklarda gazetecilik yapabilmek için cezaevine girmeyi tercih ediyorum.

Enayilik gelebilir size, ama n’apayım tabiatım böyle! Sayın Bakan, UYAP’ı bilirsiniz, sizin sisteminiz… Hakkımda açılan onlarca davayı takip edebilmek için ben de kullanıyorum ve çok faydasını görüyorum. Lakin, dünkü davamda öğrendim ki, bu sistemi kullanmayan savcılar ve hakimler var. Lütfen “bağımsız yargı” diyerek sözümü kesmeyin, siz Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nun da başkanısınız. Yani mesele bizzat sizi de ilgilendiriyor.

Açıkçası, değişen tweet’leriyle çok daha güzel etkileşim alan muhalefet partisi temsilcilerine de yazabilirdim bu satırları, ama anladığım kadarıyla çok yoğunlar. Sağlık olsun, sosyal medyayı etkin kullanıyorlar, onlar da okumuş olurlar…

Neyse, konuyu dağıtmayayım. Şimdi Sayın Bakan… Yargı mensupları, UYAP vs. diyordum… Dün bir duruşmam vardı. Hani, hakkımda hüküm verilmemesine rağmen denetimli serbestlik hakkımı yaktıran ve beni cezaevine attıran “hakaret” davasının duruşması… Hayır, duruşmanın 3 saat geç başlamasını mesele etmeyeceğim.

Standardım maalesef artık o kadar yüksek değil. Meselem başka. Zira savunmalar alındı, savcı duruşmada esas hakkında mütalaasını verdi (gerekçe bile sunmadan cezalandırılmamı istedi tabii ki), son sözler söylendi… Ama ne oldu biliyor musunuz? Hâkim Bey, 8 aydır dava dosyasında yani UYAP’ta olan belgeleri (24 Şubat 2023 tarihli ifademle birlikte sunmuştuk) okumadığı için hükmünü açıklamadı! Evet, yanlış okumadınız, dava dosyasını okumadığını iddia ettiği için…

Haliyle, bu garip durum benim yeniden cezaevi çantamı hazırlamama neden oldu. Hayır, hâkim beyin “ben anlamadım bu davanın hapiste olmakla ne ilgisi var” sorusundaki ilginçliğe girmeyeceğim. Avukatlarımın aylar önce “şu duruşma tarihini erkene alırsanız, Barış Pehlivan’ın yeniden özgürlüğüne kavuşma ihtimali daha çabuk olabilir” dilekçesini reddetmesini de hatırlatmayacağım. Hayır, geçen yaz Meclis’ten çıkan ve tecavüzcülerin bile denetimli serbestlik hakkını yükselttiğiniz, onları hemencecik özgürlüğüne kavuşturduğunuz yasayı da (Faydalanma hakkım olmasına rağmen benden esirgediğiniz geçici 10. maddenin 2. fıkrasını kastediyorum, oradan hatırlayabilirsiniz) anımsatmayacağım.

Önceki mektubumda da sormuştum, tekrarlayacağım: Bir gram suçun dahi olmadığı bir dava yüzünden özgürlüğümden mahrum bırakılan ben, hangi çeteye üye olup ne kadar para biriktirmem lazım? Kusura bakmayın, hâkimin dava dosyasını aylardır okumadığı için ben bugün yeniden cezaevine giriyorsam, bu soruyu sormak zorundayım. Şimdi 6 gün sonra yeniden duruşmam var. Savcının onca lehimde delile rağmen hapsimi istediği bu davada hâkimin de adil bir karar vereceğini maalesef düşünmüyorum. Neyse, çok uzattım. Ben gideyim de cezaevindeki ağır suçluları 6 yıllığına denetimli serbestliğe uğurlayayım…

Bu da geçer!
Barış Pehlivan"