CHP'li Gürer: Çiftçi kazancı Gram altınla azalıyor
(ANKARA) -CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, 2024 ve 2025 yıllarına ait tarım ürünlerinin alım fiyatlarını gram altın üzerinden analiz etti. Çiftçilerin gelirlerinin hızla kaybolduğunu vurgulayan Gürer, "Sıkı para politikası neticesinde belirlenen alım fiyatları, artan girdi maliyetleri ile karşılaştırıldığında düşüklük arz ediyor. Bu durum, gram altın ile hesap edildiğinde çiftçilerin kazancının son yıllarda giderek azaldığını göstermekte. Üretici emeğinin karşılığını alamıyor; alın teri giderek değer kaybediyor. Mevcut Cumhurbaşkanlığı sistemi, çiftçiyi daha da yoksullaştırdı" şeklinde konuştu.
Gürer, 2024 ve 2025 yıllarına ait tarım ürünlerinin açıklanan alım fiyatlarını gram altınla değerlendirdi. 2024 yılında bir ton buğday satan üreticinin gelirinin 3,20 gram altına denk geldiğini belirten Gürer, "Bu durum, çiftçiyi ciddi manada zor duruma sokuyor" ifadelerini kullandı.
İktidarın açıklamış olduğu alım fiyatlarının bir avantaj sağlıyormuş gibi görünmesine karşın, girdi maliyetleri dikkate alındığında üreticileri zarara uğrattığını belirten Gürer, "Çiftçinin durumu içler acısı" dedi.
"Altın üzerinden bakıldığında çiftçinin kaybı her yıl artıyor"
Ömer Fethi Gürer, şu hususlara dikkat çekti:
"Tarımsal üretimdeki bu reel kayıp, çiftçinin üretimini zorlaştırıyor. Cumhurbaşkanlığı sistemi çiftçiye fayda sağlamadı. Sıkı para politikası çiftçinin belini büküyor. Çiftçi, bu yıl sattığı üründen geçen yıla göre daha düşük alım gücü elde ediyor. Artan mazot, gübre, tohum ve ilaç fiyatlarına karşın düşük alım fiyatları, çiftçiyi çaresiz bırakıyor. Daha çok çalışan üretici, daha az kazanıyor. Mevcut tarım politikaları ve alım fiyatları üreticiyi desteklemekten uzak. 2025 yılı başında çiftçilerin bankalara olan borcu 899 milyar 745 milyon 729 bin lira iken, yalnızca yedi ayda bu rakam 1 trilyon 94 milyar 204 milyon 662 bin TL'ye yükseldi. Yani sadece 7 ayda bankalara olan borç 194 milyar lira arttı. Piyasa borçları da dikkate alındığında, borçsuz çiftçilik yapan neredeyse kalmamıştır. Çiftçi kredi ödeyemezse kapıya icra dayanıyor. Traktörü, tarlası varsa borç bulabiliyor, ekim yapıyor, ürün sattığında da bankaya ödeme yapmak zorunda kalıyor.
Üreticiye verilen destek yetersiz, maliyetler sürekli artıyor. Banka ve kooperatif borçları altında ezilen çiftçi, ayakta kalabilmek için krediye mahkûm ediliyor. Tarım Kanunu'nun 21. maddesine göre "milli gelirin yüzde bir verilmesi" maddesi kanunun çıktığı 2006 yılından beri bilerek uygulanmıyor. Uygulansa 2025 yılında 615 milyar destek verilmesi gerekirken 135 milyar vererek durumu idare ediyorlar. Bu tablo, ithalatın kapısını aralıyor, yerli üretim daralıyor. Çiftçi emeğinin karşılığını almadıkça üretimi sürdürmede sıkıntıya düşüyor.
Kırsal kesimde altın hesabının önem taşıdığı bilinir; köy yerinde ekim döneminde hısım ve akrabalardan alınan borçlar genellikle altınla alınır, hasat döneminde ise yine altınla ödenir. Düğünlerde de altın bir güvencedir. Bu nedenle altın hesabı, çiftçi için en anlaşılır ve en güvenilir hesap yöntemidir. Altın üzerinden bakıldığında çiftçinin kaybı her yıl artıyor. Mevcut Cumhurbaşkanlığı sistemi, çiftçiyi daha da yoksullaştırdı."
Kaynak:ANKA