TÜGİAD Ankara Şubesi Başkanı Aykut Çakmaklı: “Eğitim ve iş dünyası arasındaki köprüyü güçlendiriyoruz”

TÜGİAD Ankara Başkanı Aykut Çakmaklı, açılış konuşmasında, TÜGİAD Yüz Yüze’nin eğitim ve iş dünyası arasındaki iş birliğini güçlendirmeyi amaçladığını söyledi.

Çakmaklı, 19 Kasım 2023’te yapılan genel kurulla başlayan yeni dönem ve TÜGİAD Ankara’nın vizyonunun altını çizerek, “TÜGİAD çok büyük bir aile ve biz bu ailenin Ankara üyeleri olarak geleceğe güvenle bakıyoruz. Bu ailenin gücünü, bu ülkenin gücünü yürekten hissediyoruz” dedi.

TÜGİAD Ankara Şubesi yeni yönetimi olarak ilk iş Ankara’daki altı üniversitenin rektörlerini ziyaret ettiğini belirten Çakmaklı, “Bu ziyaretler, gelecekteki iş birlikleri ve gençlere destek olma konusundaki görüşmelerin ilk adımıdır. Eğitim ve iş dünyası arasındaki köprüyü güçlendiriyoruz. Genç zihinleri desteklemek sadece sosyal sorumluluk değil, aynı zamanda ülkenin geleceğine yatırım anlamına geliyor. Bu kapsamda 5 üniversitemizi daha ziyaret edeceğiz” diye konuştu.

Yıl boyunca devam edecek

“TÜGİAD Yüz Yüze” söyleşilerinin yıl boyunca devam edeceğini açıklayan Çakmaklı, söyleşilerin gençlerin geleceğini şekillendirecek liderleri, iş dünyasına yön veren isimleri bir araya getireceğini ifade etti. Türkiye’nin değişen dünyaya ayak uydurabilmesi için eğitim sistemini ve iş dünyasını bir araya getirme sorumluluğu bulunduğunu vurgulayan Çakmaklı, “Ülkemizin potansiyeli var. Bu potansiyeli nasıl ortaya çıkarabileceğimiz konusunda kafa yormak ve çözüm önerileri geliştirmek amacıyla değerli büyüğümüz, Sayın Pehlivanoğlu bizlerle eğitim konusundaki bilgi ve tecrübelerini paylaşacak” dedi.

TED Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu: “Çocuklarımıza ne iş dünyasında ne de gerçek hayatta karşılığı olan bir diploma veriyoruz”

TED Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu ise yaptığı konuşmada, “Türkiye'de maalesef çocuklarımıza zihinsel bir soykırım uyguluyoruz. Öğrencilerimizi ezbere ve sınavlara hazırlanmaları için okul dışı kaynaklara mahkûm ediyoruz. Çocuklarımıza sizi eğittik diye ne iş dünyasında ne de gerçek hayatta karşılığı olan bir diploma veriyoruz. Ülkelerin kalkınma stratejilerinde bazı tercihleri, öncelikleri vardır. Mesela Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki tercih daha fazla insanı ilkokul mezunu yapmaktı. Bugün ise nitelik kaygısı gütmeden üniversite eğitimini kitleselleştirmek tercih ediliyor. Dolayısıyla eskiden üniversite mezunu olmak iş piyasasında imtiyazlı pozisyonlar bulmak için yeterliyken geldiğimiz noktada çoğu zaman bireyin yetenekleriyle örtüşen herhangi bir pozisyon bulması için bile yeterli olmuyor.” ifadelerini kullandı.

TED’in 1928 yılında Büyük Önder Atatürk’ün eğitim alanında kurduğu öncü bir kuruluş olduğunu söyleyen Pehlivanoğlu, “Cumhuriyet’i kuran kadrolar her alanda bir öncü kuruluş kurmuşlar. TED’i de eğitim alanında bu amaçla kurmuşlar. Milli, yabancı dilde eğitim veren okullar açılmasını istemişler. Bizim diğer bir misyonumuz imkânı olmayan çocuklara destek vermek. Bugün binlerce imkânı olmayan çocuğu okutuyoruz. Burslu öğrencilerimizin yaklaşık yüzde 40’ı tıp, yüzde 30’u mühendislik, mimarlık bölümlerini kazanıyorlar. Biz ayrıca her afet durumunda varlık gösteriyoruz. Deprem bölgesinden 787 depremzede çocuğu okutuyoruz. Diğer sivil toplum kuruluşları genellikle üniversite öğrencilerine burs verirken, biz anaokulundan başlayarak lise sona kadar burs olanağı sağlıyoruz” dedi.

“Eğitim sorununa çözüm var mı? Elbette, var”

Pehlivanoğlu, şöyle devam etti: “Eğitim sorununa çözüm var mı? Elbette var, ancak çözüm isterseniz. 21’inci yüzyılda kuantumun, epigenetik konusunun, kültürel evrimin konuşulduğu bir yüzyılda hala sanayi devrimini bile konuşamıyorsanız mevzu düşünülenden karmaşık demektir. Her yıl bu ülkede en az 300 bin kişi üniversiteyi bırakıyor. Birleşmiş Milletler (BM) Dünya Mutluluk Endeksi’nde 137 ülke arasında 106’ncıyız. Bir ülkede hayatından memnun olmayan, gelecekten umudunu kesen gençlerin oranı her geçen yıl artıyorsa bu çok riskli bir şeydir. Çocuklarınızın yüzde 19’u parasızlıktan haftada bir gün öğün atlıyorsa bu önemlidir. Bunlar bir ülkenin geleceği için ciddi risk oluşturuyor. OECD’nin Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) 2022 Türkiye raporuna göre, matematikte öğrencilerin yüzde 39’unun, okumada yüzde 29’unun ve fende yüzde 25’inin temel yeterlilik düzeyinin altında kalması ne demek? Dört işlem yapamıyorsa, doğru bir cümle kuramıyorsa daha ne olacak? Süreç itibariyle yapılması gereken şeyler var.”

“Bizim hayalimiz ülkemizin eğitimini geliştirmek, Türkiye'nin kaderini değiştirmek”

TED’in şu anda genel merkezinde yaklaşık 200 kişinin çalıştığını, 40 bin öğrencisi bulunduğunu belirten Pehlivanoğlu, “Bizim hayalimiz Türkiye'nin eğitimini, Türkiye'nin kaderini değiştirmek. Vatanını, bayrağını, toprağını seven herkes bizim için kutsaldır. Onun için her çocuğa dokunmaya çalışıyoruz. Eğer ekonomiyi kalkındırmak istiyorsanız dünyaya bakın. Ekonomideki kalkınmışlık endeksiyle eğitimdeki kalkınmışlık endeksi paralel gösteriliyor. Bir toplumu ne kadar nitelikli eğitirseniz, toplum o kadar fazla kalkınıyor.” diye konuştu.

Pehlivanoğlu, şu değerlendirmeyi yaptı: “Eğitimde çözüm nedir? İlk olarak ilkokulda ezbere yönelik öğretimi kaldırmamız ve okuduğunu anlamaya odaklanmamız lazım. İyi Türkçe öğretemediğimiz için İngilizce öğretemiyoruz. Fen liselerinin 4 yıllık üniversite kazanma oranı eskiden çok yüksekken bugün bu oran yüzde 50 seviyesine geriledi. Bu hiç iyi bir şey değil. Erişemeyeceği bir hayal için gençleri üniversiteye, kurslara, dershanelere yönlendirmek doğru bir şey değildir. Lise diploması Lise 3’te verilmelidir. Lise Son sınıf Fransa’daki gibi okulda üniversite sınavına hazırlanma yılı olmalıdır.”

“Biz bir yığınla karşı karşıyayız”

“Bu ülkede eğitimin kaderini ve ülkenin kaderini değiştirebilirsiniz. Değiştiremezseniz ne olur? Sonuç itibariyle bir kitle yerine yığınla karşı karşıya kalırsınız. Biz bir yığınla karşı karşıyayız” diyen Pehlivanoğlu, sözlerini şöyle tamamladı: “Bu ülkenin geleceğindeki çocukları tabii ki ülkesine bayrağına toprağına sahip bir şekilde yetiştirmeliyiz. Eğitim bir grubun, bir düşüncenin tatmin alanı olamaz. Eğitim, milletin çocukları için yapılır. Bu kadar kalabalık bir nüfus, Türkiye için bir fırsat değil, ciddi bir tehdittir. Tüketim toplumu olmak sonuç olarak ülkeye zarar verir. Biz bu durumu üretime, sanayiye ve yüksek teknolojiye dönüştürmek zorundayız.”

TÜGİAD Ankara Şubesi Yönetim Kurulu üyeleri ile çok sayıda üniversite öğrencisinin yoğun ilgi gösterdiği söyleşinin sonunda dinleyiciler Pehlivanoğlu’na eğitim sistemi, akademi dünyası ve iş dünyasına ilişkin sorular yöneltti. Söyleşi, yeni üyelere plaket takdimi ve toplu fotoğraf çekiminin ardından tamamlandı.