Ümit Erkol, CHP Ankara İl Kongresi'nde yeniden başkan seçildi

(ANKARA) - CHP'nin 39'uncu Ankara Olağan İl Kongresi'nde mevcut İl Başkanı Ümit Erkol, tek aday olarak katıldığı seçimde, kesin olmayan sonuçlara göre oy kullanan 461 delegeden 418'inin oyunu alarak yeniden başkanlık görevine seçildi.

Kongre, Nazım Hikmet Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Ensar Aytekin'in Divan Başkanlığı yaptığı bu önemli etkinliğe; Grup Başkan Vekili Murat Emir, TBMM Başkan Vekili Tekin Bingöl, Genel Başkan Yardımcıları Gamze Taşcıer, Yalçın Karatepe, Gülşah Deniz Atalar ve Aylin Nazlıaka ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar gibi isimlerin yanı sıra CHP Ankara Milletvekilleri Adnan Beker, Aliye Timisi Ersever, Aylin Yaman, Okan Konuralp ve Umut Akdoğan da katılım gösterdi.

Kongrenin salonu, Özgür Özel, Mansur Yavaş, Ekrem İmamoğlu ve Ankara belediye başkanlarının fotoğrafları ve "Milletin İradesi millete emanet" yazılı pankartın yanı sıra "Ankara'da Ümit var" yazılı pankartlarla süslendi. Partililer, salona dolarak "Kurtuluş yok tek başına ya hep ber ya hiç birimiz" sloganları attılar.

Mevcut Ankara İl Başkanı Ümit Erkol, tek aday olarak katıldığı seçimde 461 delegenin 418'inden oy alarak yeniden seçildi. Erkol, kısa bir konuşma yaparak delegelere teşekkür etti ve şunları dile getirdi:

"Bu iktidarın yaptığı bazı şeyleri unutturmayacağız. Bu iktidarın siyasetin ötesine geçerek, ciddi insan hakları ihlalleri yaptığını hepimiz biliyoruz. Bunlardan bir tanesi, dilimize yeniden tutsaklığı yerleştirdiler, dilimize yeniden zindanı yerleştirdiler. Savaş suçlusu muamelesi yapıyorlar. Savaş hukuku uyguluyorlar. Bunu simgesi İstanbul'da Sayın İmamoğlu henüz tutuklanmamıştı, hala yargılanıyordu. O davaya gittiğimizde ilk kez otobüsün üstünde Mansur Bey söylemişti, bana göre çok anlamlı bir sözdü. Mansur Bey demiştik ki "Silivri'yi hemen kapatacağız, İnsan hakları Müzesi'ne dönüştüreceğiz, bir ibret müzesine dönüştüreceğiz'. Evet, ben buradan yüksek sesle söylemek istiyorum: Silivri Cezaevi'ni aynı Ulucanlar Cezaevi'nde olduğu gibi bir müzeye dönüştüreceğiz ve oranın kapısından giren herkes zulümle iktidarda kalamayacağını, zulümün de bir sonu olduğunu görecek. İkincisi de halkın arasından çıkıp, yoksulluk edebiyatı yaprak iktidara geldikleri bu ülkede, kendilerini halktan uzakta saraylara hapsedenlerin o saraylarını ortadan kaldıracağız."