Cittaslow harmonisi, keyifli bir ülke: İsveç

Cittaslow harmonisi, keyifli bir ülke: İsveç
Uzak tarihte, İskandinavya’da yaşayan savaşçı Viking topluluklarının bir parçası… Günümüzde, soğuk kuzey coğrafyasının refah toplumu, denizin, göllerin şekil verdiği, mimarların ve tasarımcıların güzelleştirdiği bir 'huzur' vatanı...

Uzak tarihte, İskandinavya’da yaşayan savaşçı Viking topluluklarının bir parçası… Günümüzde, soğuk kuzey coğrafyasının refah toplumu, denizin, göllerin şekil verdiği, mimarların ve tasarımcıların güzelleştirdiği uzun yıllar "altın standart" olarak gösterilen ‘sosyal demokrasi modeli’yle bir ‘huzur’ vatanı: İsveç…

İZZET DOĞAN- GAZETE PENCERE

‘İsveç huzuru’ diye bir kavram yerleşmiş zihnime yıllardır. Tarihte, Avrupa’ya ve hatta bizim coğrafyalara kadar uzanan ve korku salan ‘korsanlık’ geçmişine sahip savaşçı Vikinglerin bir parçası olmalarına rağmen. İsveç markası Ikea’nın Türkiye’de açtığı mağazaları her ziyaretimde de o hissi yaşarım. O huzuru kaynağında deneyimleme fırsatım olmamıştı. Neyse ki ajandamda kasımın son haftasında, İsveç’in başkenti Stockholm vardı… Deniz ve ormanlarla, göllerle harmanlanmış, insanları gibi ağaçlarının da uzun uzun olduğu topraklar. Hava ne kadar soğuk olsa da insanları o kadar sıcak bu kuzey ülkesinin kentinde. Huzur radarım yanılmamış.

Havalimanları bulundukları kentlerin bir aynası gibi. Arlanda Havalimanı da öyle. Kara alanlarının yüzde 70’i ormanlık İsveç’in. Havalimanının her noktasında ahşap kullanımının yoğunluğu ve şıklığı dikkat çekiyor. Bekleme alanlarındaki koltukların konforu ve rahatlık, sakinlik aynı şekilde.

Öğleden sonra saat 3’ten itibaren hava kararmaya başlıyor ve 4 gibi karanlığa gömülüyor şehir. Yine de her yer ışıl ışıl… Güzel tasarımlı, oya oya işlenmiş binalar var şehir merkezinde birçok yerde. Eski ve yeni yapılar uyum içinde. Her biri aydınlatılmış güzel, temiz caddeler, sokaklar. Elektrik tüketimi bu karanlık yüzünden yüksekçe… Avrupa’da ilk 5’teler tüketimde. Ancak yenilenebilir kaynaklar ve sürdürülebilir enerji politikaları var. Bu alanda da örnek ülke.

SULAR ÜZERİNDE YÜKSELEN BAŞKENT

Stockholm, 14 adanın üzerine kurulmuş, kanalları ve denizle iç içe geçmiş yapısıyla "Kuzeyin Venedik'i" gibi. Yaygın toplu taşıma ağı, deniz ulaşımına da hakim. Yine de yoğun saatlerde trafik yoğunluğu yaşanıyor. Tabii ki İstanbul ile kıyaslamak bile mümkün değil.

Stockholm, İsveç’in siyasi ve ekonomik merkezi değil; tarihi, sanatsal ve entelektüel dünyanın da kalbi. Şehir tasarımı, altyapısı, mekanları, etkinlikleri, yaşam tarzıyla Avrupa’da öne çıkan başkentlerden biri.

stockholm-kiyi.jpg

POPÜLER ADRESLER

Gamla Stan (Eski Şehir): Stockholm'ün 13. yüzyıldan kalma bu tarihi çekirdeği, pastel renkli binaları ve dar sokaklarıyla geçmişi günümüzde de yaşatıyor. Kraliyet Sarayı (Kungliga Slottet) ve Orta Çağ'dan kalma yapısıyla ünlü Stortorget Meydanı burada.

Djurgården Adası: Bu yemyeşil ada, kentin en önemli kültürel kurumlarını barındırıyor.

Vasa Müzesi (Vasamuseet): 17. yüzyılda daha ilk yolculuğunda batan ve neredeyse tamamen sağlam çıkarılan dev ahşap savaş gemisi Vasa'ya ev sahipliği yapıyor. Bir gemi enkazının bu denli ihtişamla sergilenmesi, İsveç'in denizcilik geçmişine de ışık tutuyor.

Skansen Açık Hava Müzesi: Dünyanın ilk açık hava müzesi. Skansen’de, İsveç'in farklı bölgelerinden getirilmiş geleneksel evleri, çiftlikleri ve zanaatkâr atölyeleri var. İsveç'in kırsal tarihini canlandırıyor.

ABBA Müzesi: İsveç'in popüler kültüre en büyük armağanı olan efsanevi müzik grubu ABBA'nın tarihine, kostümlerine ve müziğine adanmış.

Modern Sanat Müzesi (Moderna Museet): Skeppsholmen Adası'nda. 20. yüzyıl ve çağdaş sanatın önemli eserleri sergileniyor. Picasso, Dalí ve Matisse gibi büyük ustaların eserlerinin yanı sıra, ülkenin modern sanata bakış açısını gözlemlemek için ideal.

Södermalm: Sanat galerileri, vintage dükkanları ve bohem atmosferiyle ünlü bu bölge, özellikle Monteliusvägen rotasında sunduğu şehir manzaralarıyla fotoğrafçıların gözdesi.

Nobel Müzesi (Nobelmuseet): Gamla Stan bölgesindeki müze, dünyanın en prestijli ödüllerinden Nobel'in tarihini, yazar Orhan Pamuk ve Prof. Dr. Aziz Sancar ile Türkiye’ye de gurur yaşatan tüm dünyadan ödül kazananları ve Alfred Nobel'in hikayesini anlatıyor.

Nordic Müzesi: Müze, günümüzden 16. yüzyıla kadar, insanlığa odaklanarak İskandinav bölgesindeki yaşamı inceliyor.

Ulusal Müze (Nationalmuseum): İsveç'in en büyük sanat ve tasarım müzesi. Rembrandt’ın muhteşem eserleri ve daha birçok sanat eseri şimdiki ve gelecek kuşaklar için koruma altında.

İsveç Doğa Tarihi Müzesi: Biyoloji, jeoloji ve zooloji alanlarındaki geniş koleksiyonlarının yanı sıra müze, Cosmonova olarak bilinen tiyatro kubbesinde IMAX formatlı filmler sunuyor.

riddarholmen-kilisesi.jpg

NE YENİLİR, NE İÇİLİR?

İsveç mutfağı, dünyanın en hafif, işlevsel ve lezzetli mutfaklarından biri.

Köttbullar: Türk mutfağındaki köfteye benzer ancak ekşi krema, kızılcık reçeli ve patates püresi ile servis edilen ulusal yemek.

Strömming: Baltık Denizi’nden çıkan küçük ringa balığı. Sill (marine ringa) mezesi de denenmeli.

Deniz ürünleri sevenler için ‘balık pazarı’nda bol seçenek var. Balık çorbası da efsane… Tarçınlı çörekleri, ekmekleri, pastane ürünleri de. Soğuk günlerin vazgeçilmezi sıcak şarap da bir başka.

Fika: İsveç kültürünün temeli gibi. Kahve eşliğinde, genellikle tarçınlı çörek (Kanelbullar) yenilen, sosyal bir mola ve buluşma geleneği. Bunu atlamak, İsveç'in ruhunu anlamamak olarak değerlendirilir.

532115db-5bb5-4232-ae33-bfd1eb4517cf.png

VOLVO’NUN MEMLEKETİ GÖTEBORG

İsveç’in batı kıyısının en büyük liman kenti ve İsveç'in ikinci büyük şehri Göteborg. Güçlü bir ticaret geçmişi, Chalmers Teknoloji Üniversitesi ile canlı öğrenci nüfusu ve otomotiv devi Volvo'nun ana merkezi. Daha yeşil ve daha rahat bir atmosfere sahip.

Malmö, ülkenin üçüncü büyük şehri. Danimarka'nın başkenti Kopenhag'a Öresund Köprüsü ile bağlı. Bu coğrafi yakınlık, Malmö'yü uluslararası bir metropol haline getirmiş. Ancak aynı zamanda, son yıllarda göç ve entegrasyon sorunlarıyla toplumsal zorlukların, siyasi tartışmaların da merkezinde. TV dizisi Bron/Broen’i (Köprü) izlemeyenlere öneririm. İlginç bir polisiye.

İskandinavya'nın en eski üniversitesi Uppsala Üniversitesi (1477) Uppsala’da. Şehir, akademik ve dini bir merkez; görkemli Uppsala Katedrali ve kültürel mirasıyla öne çıkıyor.

Bir oy farkın seçim kazandırdığı ülke!

İsveç, huzurlu ve düzenli… Yeni göç gerçekleriyle yüzleşiyor ve sosyal refah modelini koruma mücadelesi veriyor.

Kafede karşılaşıp sohbet fırsatı bulduğum Türkiye’den bir göçmen 40 yıla yakın zamandır İsveç’te yaşadığını anlattı. Maraş’tan Almanya’ya göçen, orada şansı yaver gitmeyince İsveç’te mutluluğu bulan bir yakınının rehberliğinde göçmüş bu ülkeye. Her göçmen gibi aşırı sağ partilerin güçleniyor olmasının tedirginliği var tabii. Maraşlı göçmen, ‘‘Sağcılar çok küçük farklarla kazandılar benim yaşadığım bölgede. Bir oy bile fark olsa seçimi kazanan koltuğu alıyor. Tam demokrasi var burada. Türkiye’de olsa öyle olmaz’’ derken, 2019 İstanbul seçimi geliyor aklıma. Ekrem İmamoğlu’nun kazandığı İstanbul seçiminin ardından AKP lideri Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘‘İstanbul'da 13 bin oy farkla kimsenin kazandım havasına girmeye hakkı yok’’ sözleri yankılanıyor zihnimde… Demokrasiyi ‘tam’ ya da ‘az’ diye ölçeklendirmenin hissettirdikleri ve bugün ‘Türkiye demokrasisi’nde yaşadıklarımızın üzüntüsüyle birlikte.

stockholm-kiyi-gece.jpg

Vikinglerden refah toplumuna sıçrayış

Uzak tarihte, Vikingler olarak bilinen Nordik topluluklarının bir parçası olan İsveç, artık refah toplulukları olarak bilinen İskandinavya’nın ana aktörlerinden.

Modern İsveç’i şekillendiren, 20. yüzyılın başlarında yükselen ve yaklaşık 70 yıl boyunca kesintisiz iktidarda kalan Sosyal Demokrat Parti’nin kurduğu, meşhur "Halkın Evi" (Folkhemmet) vizyonu olmuş. Bu model, yüksek vergiler karşılığında geniş kapsamlı sosyal hizmetler, evrensel sağlık ve eğitim sistemleri sunarak dünyanın en eşitlikçi toplumlarından birini inşa etti.

Evet, ülkeyi yönetenler vergileri çarçur etmeden, yolsuzluklara saplanmadan, yolsuzluk yapanlara ‘Çalıyorsa benim hırsızım’ demeden kendi halkına ‘refah ve huzur’ sağlayan işler yapmışlar.

ASGARİ ÜCRET MESELESİ

İsveç’te bir asgari ücret uygulaması yok. Çünkü sendikalar çok güçlü. İş kollarına ve bölgeye göre değişim gösteriyor.

O yüzden en düşük maaş seviyesi, Türkiye’de yaşayan asgari ücretlilerin hayallerinin bir hayli ötesinde.

Yaklaşık bir rakam vermek gerekirse 27 bin İsveç Kronu (SEK) yani 122 bin lira… Ortalama maaş ise 40 bin Kron, yani 180 bin lira seviyelerinde. Tüm dünyada olduğu gibi teknoloji, mühendislik ve sağlık sektörlerinde maaşlar daha yüksek.

Stockholm Belediyesi’nin kiralık evleri 20 bin liradan başlıyor, büyüklük ve konumlarına göre 100 bin liraya kadar çıkabiliyor. Yaşam standardı açısından bir fikir vermiştir sanırım. Kişi başı milli gelir 2024 verileriyle 63 bin doların üzerinde. Dünya ortalamasının 3.5 katı.

Enflasyon mu? O da bizim hayallerimizin ötesinde. Yıllık yüzde 3 civarlarında.

toplu-ulasim-her-yere.jpg

AŞIRI SAĞIN YÜKSELİŞİ

Sosyal demokrasinin kalesi, son yıllarda sağ parti fırtınalarıyla sarsılmış. Özellikle 2022 yılında yapılan son seçimde, Muhafazakar Ilımlı Parti öncülüğünde Hıristiyan Demokratlar ve Liberal Parti’den oluşan sağ partiler hükümeti kurdu. En kritik nokta ise bu azınlık hükümetinin dışarıdan aşırı sağcı ve göçmen karşıtı İsveç Demokratları (Sverigedemokraterna) tarafından destekleniyor olması.

İsveç’ten çok ilginç bir çağrı:

Sıkılmak için ülkemize gelebilirsiniz!

İsveç hükümetinin resmi internet sitesi, visitsweden.com’dan bir çağrı yapıldı: ‘‘İsveç'te kendinize bir doz can sıkıntısı hediye edin.’’ İsveç turizm yetkililerinin başlattığı bu ilginç kampanya; yavaşlamayı, hatta neredeyse hiçbir şey yapmamayı ve tatilde boş bir program öneriyor. ‘Bu çağın insanı’na getireceği sağlık faydalarıyla. Önerinin kaynağında ise ‘can sıkıntısı’nın ‘beynin günlük hayat karmaşasından kurtulmasına katkı sağladığı’nı belirten bilimsel araştırmalar var.

İsveç'te 'lagom' felsefesi, can sıkıntısına yer açmayı da içeren dengeli bir yaşam tarzını teşvik ediyor. Uçsuz bucaksız ormanları ve binlerce gölüyle İsveç, yavaşlamak ve nefes almak için bolca alan sunuyor insanlara. Burada can sıkıntısı, seyahat planında bir kusur değil, seyahatin bir unsuru.

DİJİTAL DETOKS, SAKİN HAYAT

Tabii ki bu çağrı, dijital detoksla, muhteşem doğada daha ‘sessiz’, aksiyonlarla dolup taşmayan ‘yavaş’, derin bir tatil anlamına geliyor.

10.6 milyon kişiyle Avrupa'nın en seyrek nüfuslu ülkelerinden İsveç'in, uçsuz bucaksız ormanları ve sayısız göllerinin kıyılarında uyumak, rahatlamak, yürüyüşler yapmak ve düşüncelere dalmak… Sosyal medya canavarından, şehirlerin trafik canavarından uzak durmak, sessizliği ve huzuru kucaklamak… Ne kadar sıkıcı değil mi? : ))

BOL SEÇENEK

Aksiyon dolu geziler yerine ‘kafa boşaltma’ turuyla ‘kendi içine yolculuğu’ tercih edenleri; Lapland bölgesinde yıldızları izleme, kayak merkezlerinde kar ayakkabısıyla yavaş tempolu yürüyüşler, ızgara beyaz balık, füme souva veya ren geyiği eti gibi geleneksel yemekler bekliyor. Lüks arayanları da Helsingborg'daki gibi spa otelleri, saunalar ve buz gibi soğuk banyolar…

Sıkılmak için mükemmel bir yer!

Kaynak:İzzet Doğan

Öne Çıkanlar