10 Ekim Gar Katliamı'nda hayatını kaybedenler anıldı
Ankara'da 10 Ekim 2015 tarihinde Tren Garı Meydanı'nda yapılmak istenen Barış Mitingi'ne dönük IŞİD saldırısında hayatını kaybedenler, katledilişlerinin 9'uncu yılında anıldı.
10 Ekim Ankara Katliamı’nda yaşamını yitirenleri anmak için Ankara'da bir araya gelenler Ulus Metro çıkışında buluştu.
Toplanmanın ardından vatandaşlar anma için katliamın yaşandığı Ankara Tren Garı önünde yürüdü.
Katliamın yaşandığı yerde saygı duruşunun ardından katliamda hayatını kaybeden vatandaşların isimleri okundu.
"IŞİD'li katiller kadar suçlular"
Gar önünde yapılan açıklamada, "9 senedir hangi kapıyı çalarsak, hangi talebimizi söylesek gözleri kör oldu, kulakları sağır oldu. Arkadaşlarımızın kanında onların da payı var, arkadaşlarımızın katledilmesinde onların da suçu var. En az o IŞİD'li katiller kadar suçlular. Ama bilsinler ki biz bu mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz. Gerçek katilleri o saklandıkları perdelerin ardından çekip alacağız" denildi.
Saldırıda hayatını kaybeden avukat Uygar Coşgun'un eşi ve 10 Ekim Barış Derneği Başkanı Mehtap Sakinci Coşgun, basın açıklamasını okudu.
Açıklamada, "10 Ekim Ankara Katliamı insanlığa karşı suç kabul edilmeyecekse hangi dava kabul edilecek? Katliamın karanlık taraflarının gün yüzüne çıkacağı günleri bekliyoruz. Dönemin siyasilerinin açıklamalarına bakınca da 10 Ekim Ankara Katliamı siyasi cinayet olarak apaçık ortadadır" denildi.
Ne olmuştu?
1 Kasım seçimlerine kısa süre kala bir çok sendikanın,odanın, sivil toplum örgütünün ve milletvekillerinin katılımıyla 10 Ekim 2015 Cumartesi günü Ankara'da Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi düzenlendi.
Mitingden kısa bir süre önce düzenlenen basın toplantısında DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, "13 yıllık AKP politikalarından mağdur olan herkes o gün Ankara'da olacak" dedi.
Miting için gelen katılımcıların sabah saat 10:00'da Ankara Tren Garı önünde buluşması ve buradan Sıhhiye Meydanı'na yürümesi planlanıyordu. Ancak katılımcıların toplanmaya ve kalabalığın artmaya başladığı sırada saat 10:04'te peş peşe iki patlama meydana geldi.
İki kişi tarafından eşzamanlı düzenlenen bu intihar saldırılarında 103 kişi yaşamını yitirirken, 500'den fazla kişi de yaralandı. Bu olay, Türkiye tarihinin en kanlı intihar saldırısı olarak kayıtlara geçti. Olayla ilgili açılan davanın iddianamesinde canlı bombaların 1990 doğumlu Yunus Emre Alagöz ile açık kimliği tespit edilemeyen Suriye uyruklu kişi olduğu belirtildi.
Yunus Emre Alagöz'ün 1995 doğumlu erkek kardeşi Abdurrahman Alagöz'ün de Temmuz 2015'te Şanlıurfa'nın Suruç ilçesinde 34 kişinin yaşamını yitirdiği, 100'den fazla kişinin yaralandığı intihar saldırısını gerçekleştiren kişi olduğu açıklandı.
Saldırının ardından 3 gün ulusal yas ilan edildi.
Yargılama
Ankara Tren Garı'nda 10 Ekim 2015 tarihinde 103 kişinin hayatını kaybettiği terör saldırısının üzerinden dokuz yıl geçti. Miting alanında bir araya gelen binlerce insanın bombalı patlamada yaralanmalarına neden olan saldırıyla ilgili Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinde yıllardır süren dava dosyasından ise geçen Temmuz ayında karar çıktı.
Tutuklu sanıklar Yakup Şahin, Hakan Şahin, Resul Demir, İbrahim Halil Alçay, Hacı Ali Durmaz, Erman Ekici, Talha Güneş, Hüseyin Tunç ve Metin Akaltın insan öldürme suçundan 101'er kere ağırlaştırılmış müebbet, öldürmeye teşebbüs suçundan da 379'ar kere 18 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Hakkında dava açılan 26 sanıktan 16 kişi ise halen firari durumda. Bu kişilerin de IŞİD üyesi oldukları tahmin ediliyor. Saldırı ile ilgili ihmali olduğu yönünde tespitler yapılan bazı kamu görevlileri hakkında ise soruşturma izni çıkmamıştı.
Katliamda yakınlarını kaybedenler arasında yer alan yaşanan patlamada oğlu Korkmaz Tedik’i kaybeden Zöhre Tedik, sonlandırılan yargılama sürecine ilişkin “Erman Ekici insanlığa karşı suç ile yargılanırken son gelen heyet bunu değiştirerek ülkede yaşanan diğer katliamlar gibi 10 Ekim’i de zamanaşımına uğratmaya çalıştılar. Bir katliamı planlayarak işlemek insanlığa karşı suçtur ancak mahkeme bunu akladı” dedi.
Katliamda sorumluluğu olan kamu görevlilerinin hiçbir zaman sanık sandalyesine oturmadığına dikkat çeken Tedik şunları söyledi: “Bombanın patlamasının ardından kolluk kuvvetleri alana gaz bombası atıldı. Ben katliamda oğlumu kaybettim, ama oğlumun o gaz bombası yüzünden öldüğünü düşünüyorum, ancak bu da reddedildi. Kamu sorumluları mahkemenin önüne gelip hesap vermedikçe biz bu davayı bitirmeyeceğiz. Biz bitti demeden bu dava bitmeyecek.”
Kaynak:Haber Merkezi