15 Temmuz'un kilit isimlerinden Zekai Aksakallı ilk kez ekrana çıktı; konuşmaya nasıl karar verdi?

15 Temmuz'un kilit isimlerinden Zekai Aksakallı ilk kez ekrana çıktı; konuşmaya nasıl karar verdi?
15 Temmuz 2016'da Özel Kuvvetler Komutanı olan ve darbe girişiminin önlenmesinin önemli isimlerinde Zekai Aksakkallı, darbe girişiminin yıldönümünde Habertürk'ün konuğu oldu. Aksakallı, o geceye dair merak edilenleri ilk kez bir...

15 Temmuz 2016'da Özel Kuvvetler Komutanı olan ve darbe girişiminin önlenmesinin önemli isimlerinde Zekai Aksakkallı, darbe girişiminin yıldönümünde Habertürk'ün konuğu oldu. Aksakallı, o geceye dair merak edilenleri ilk kez bir televizyon programında anlattı.

Zekai Aksakallı, Şehit Koruma astsubayı Ömer Halisdemir'e "gerekirse şehit ol" emrini verdi. Aksakallı'nın emri sonrası Ömer Halisdemir, darbeciler tarafından Özel Kuvvetler Komutanı olarak atanan 1. Özel Kuvvet Tugayı Komutanı Tuğgeneral Semih Terzi'yi öldürdü.

Ömer Halisdemir'in, Semih Terzi'yi öldürmesi ve darbeciler tarafından şehit edilmesi, darbe girişiminde bir kırılma noktası oldu.

Darbe girşimini anlatırken gözyaşlarına hakim olamayan Zekai Aksakallı, o gece yaşananları ilk kez canlı yayında anlattı. Aksakallı'nın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

Neden konuşmaya karar verdim? Fettullahçı Terör Örgütü'nün faaliyetlerine devam ettiğini görüyoruz. Özellikle son birkaç aydır gözlemlediğim, emarelerini aldığım çok kritik olaylara tanık oldum. Örgütün mensuplarının beklenmedik yer ve zamanda çeşitli eylemlere girişebileceklerini değerlendiriyorum.

O gece ne oldu?

O gün saat 20.30 sıralarında düğüne gittik. Oturmamız gereken yerin dışında bir yere planlandığımızı gördük. Arkada bir masaydı. Çok garibime gitti. Eşimin sandalyesi sahneye dönüktü. Karşıda genç biri oturuyor eşiyle birlikte. Başçavuş olduğunu söyledi. Bu bizim canımızı sıktı. Alışılmışın dışında şeyler var. Protesto maksadıyla düğünden ayrılmaya karar verdim. Hediye çeki bizdeydi, hanım uyardı. Damatla gelinin gelmesini bekledik ve düğünden ayrıldık.

Nizamiyeye doğru yaklaşırken bir Mercedes Vito minübüs önümüze kırdı. Şoföre kapıları kapatması emrini verdim 'Ne oluyor' dedim. 'Komutanım direnmeyin sizi götüreceğiz' dediler. 'Lan nereye götüreceksiniz' dedim. Pencereden kolumdan çektiler. Hanım atıldı. Hanımın koluna başka birisi sarıldı. Hanım ciddi zarar gördü. Birine vurdum ve arabaya bindik. Takip etmeye başladılar. O sırada telefon görüşmelerine başladım. Nöbetçi amiri aradım. Karargahı ele geçirdiklerini ifade ettiler.

Darbeci olmayan bir arkadaştan araç istedim. O arada bunu takip ediyorlar. Taarruz helikopteri ile havadan vurdular. Orada emir astsubayım ve koruma olan Osman uzman yaralandı. Osman'ın bacağı kasığından koptu.

Semir Terzi'yi ikaz ettirdim

Semih Terzi'nin yerime getirildiğini öğrendim. Güvendiğim bütün birlik komutanlarını aramaya başladım. Diyarbakır'dan başka bir albayımız aradı. Semih Terzi'nin Ankara'ya geleceğini söyledi. Terzi'yi emir astsubayına arattım. İkaz ettirdim. Dalga geçti. O an Terzi'yle görüşemedim. Bütün Türkiye sathındaki Fettullahçı olmadığını bildiğin bütün komutanlarla irtibata geçtik.

Her dakikası çok yoğun, dramatik, bitmeyen bir gece başlamış oldu.

Benim yerimi tespit etmek için 2 korgeneral, bir de tümgeneral beni aradı. Beni aramaması gereken kişiler. Bizi ele geçirmek için sabaha kadar yoğun bir çaba devam etti.

Ömer Halisdemir'le o gece şehadet emrine kadar 8 kez konuştuk

Semih Terzi'nin gelişini öğrendikten sonra 8 koruma astsubayımdan biri olan Ömer Halisdemir'i aradım. O günkü makam korumasında o vardı. Ömer'i aradım. Durumu kısaca söyledim. Keşif yap, durum nedir bana ilet dedim. Ömer çıktı, bölgeye baktı. Hareket Merkezi'ne yöneldi. Hareket Merkezi'ni emniyete almışlar. Onların bertaraf edilmesi için planlama yapacaktım. Mümkün olmadığını gördük. Son şehadet emrine kadar gece boyunca 8 kez görüştük Ömer Halisdemir'le.

Tarif edilmez duygular. 1997 yılından beri birlikte çalıştığımız bir arkadaşımızdı. Baba oğul gibiydik. Ben Tunceli'de terör örgütü harekatı yaparken yanımıza 22 yaşında katıldı. Ömer, Erzincan'da katıldı bize.

'Ömer bunun sonunda şehadet olduğunu biliyorsun değil mi' dedim. 'Komutanım feda olsun' dedi. 'Hakkını helal et' dedim. 'Komutanım helal olsun, siz de helal edin' dedi. Ondan sonra görevini yerine getirdi

Üssün önüne geldiğimiz zaman müthiş bir saldırı başladı. 45-50 dakika sürdü. 80 küsur füze attılar. Orada korumalar, ilk refleks bize kalkan oldular. Ömer'in yerinde diğer arkadaşları olsaydı farklı davranmazlardı.

Semih Terzi ölünce teröristler büyük bir çöküntüye geçtiler.

Ömer Halisdemir'in naaşının alnından öptüm. Tekrar helallik istedim.

8 maddelik emir

8 maddelik bir emir yayımladım. Bu konuda benden emir beklenmemesiyle ilgili tebliğ ettik bütün personele. İlk madde, bütün faaliyetlerde anayasallık esastır; son madde, durum ve şartlar ne olursa olsun teslim olmak asla düşünülemez, şehadet esastır.

"Darbenin kontrollü olduğunu söylemek ihanettir"

Darbe başarısız olunca yurt içi ve yurt dışında darbeyi saptırmaya, bu kadar uçakla tankla topla halkın Meclis'in bombalandığı her şey aşikarken her olayı gerçeğinden saptırıyorlar. 'Bu uçakla bombalanma olmaz' vs. 'Kendileri patlattı gibi...' Maalesef içerimizdeki bu yapılarla bağlantılı... Darbenin kontrollü olduğunu söylemek bir ihanettir. İhanetin başka bir boyurudur. Bir kısmı cehaletten, yukarı seviyede olanlar da Fettullahçı Terör Örgütü'nün güdümünde hâlâ faaliyetlerine devam ediyorlar.

Darbede rolü olanlar hiçbir şey olmamış gibi mesaiye geldi

Darbenin önlenmesine rağmen bir ekip Aıncı'ya bir ekip Genel Kurmay'a gitti. Genel Kurmay'da dış kamera kayıtlarını unutmuşlar. 17 Temmuz sabahı, darbede silahıyla etkin rol oynayan subayların üniformalarını giymiş, tıraşlarını olmuş mesaiye geldiğini gördüm.

Yine olsun yine yaparım diyenler vardı. Zihin yapısı bu.

Ayrıntılar gelecek...