6 Şubat depremlerinin 1. yılında hayalet kentler: Uydu görüntüleriyle enkaz döküm alanlarına ne oldu?
17
Türk Tabipleri Birliği (TTB) avukatı Hülya Yıldırım, Hatay Barosu, Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) ve diğer emek ve meslek örgütleriyle birlikte Nisan ayında "yerleşim alanlarının, hastanelerin, ibadet yerlerinin, zeytinlik bölgelerinin ve sulak alanların moloz döküm alanı olarak kullanılmaması" için Hatay'da dava açma süreçlerini bu şekilde tarif ediyor.
27
"Enkaz dökümü için hangi alanların açıldığını bilmiyorduk. "Sadece Hatay'dakiler değil, İstanbul gibi illerden gelen gönüllü meslektaşlarımız molozları taşıyan kamyonları takip ederek, döküldükleri yerleri, dökülme biçimlerini izlediler."
37
Davacılar, "telafisi mümkün olmayan zararların" söz konusu olduğu bu davanın "olağan dışı" bir biçimde uzun sürdüğünü savunuyorlar. İtirazlarla ilgili belirsizlik sürerken deprem bölgesinde enkaz atıklarının toprağı ve su kaynaklarını zehirlediğine dair endişeler de artıyor. BBC Türkçe deprem bölgesinde başta enkaz atıkları olmak üzere, uzun vadede doğayı ve yaşamı tehdit ettiği belirtilen riskleri araştırdı.
47
6 Şubat depremlerinin ardından oluşan enkaz atık miktarının 100 ile 138 milyon ton arasında olduğu tahmin ediliyor. Bu, kabaca 18 milyondan fazla Afrika filinin ağırlığına denk geliyor. Atıkları depolamak için toplam 4 milyon metrekareye yakın alana ihtiyaç duyulduğu belirtiliyor. Bu da 560 futbol sahasına denk geliyor. Veriler İstanbul Teknik Üniversitesi'nin (İTÜ) Mart 2023'te yayımlanan 6 Şubat depremlerine ilişkin nihai raporunda yer alıyor. Enkaz atıklarında asbestten beyaz eşyaya ve ilaçlara çevreye zarar verebilecek çok sayıda farklı içerik bulunuyor. BBC Türkçe deprem bölgesindeki görgü tanıklarının işaretlediği enkaz döküm noktalarının 6 Şubat 2023'ten önceki ve sonraki uydu görüntülerini bir araya getirdi.
57
Hatay'da Türk Tabipleri Birliği (TTB), Hatay Barosu, Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) ile diğer emek ve meslek örgütleri Nisan ayında "yerleşim alanlarının, hastanelerin, ibadet yerlerinin, zeytinlik bölgelerinin ve sulak alanların moloz döküm alanı olarak kullanılmaması" için dava açmıştı. Dava dilekçesinde ayrıştırılmamış atıkların 85 bin toksik madde içerdiği belirtiliyordu. BBC Türkçe'ye konuşan TTB'nin avukatı Hülya Yıldırım enkaz atıklarının dökümünde yer yer izin ya da koruma şartları gibi gerekliliklerin yerine getirilmediğini tespit ettiklerini söylüyor. Yıldırım, bu tip davalarda "telafisi imkansız zararlar" doğduğu için yürütmeyi durdurma kararının yaygınlıkla uygulandığını belirtiyor. Hatay 2. İdare Mahkemesi’nde açılan dava henüz sonuçlanmadı. Çevre ve sağlık konularında bu tip davaların en az 6 ayda sonuçlanmasının beklendiğini söyleyen Yıldırım, hakimle ilgili "ihmalkarlık" şikayetiyle Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu'na (HSYK) başvurduklarını belirtiyor. Aynı zamanda ÇMO'nun da avukatlığını yapan Yıldırım, benzer bir suç duyurusunun Adıyaman'da yapıldığını da söylüyor. "Ancak sonuç ne olur bilinmez" diye ekliyor
67
Deprem bölgesinde su kadar asbest ve hava kirliliği endişelere neden olan konuların başında geliyordu. TTB ve Temiz Hava Hakkı Platformunun (THHP), deprem bölgesine ilişkin Ekim ayında açıkladığı asbest analizlerinin sonuçlarıne göre Maraş'tan alınan 21 örneğin 8’inde, Maraş’ın Elbistan ilçesinden alınan 15 örneğin 2’sinde ve Adıyaman’dan alınan 30 örneğin 2’sinde farklı türlerde asbest tespit edildiğini açıklanmıştı. Bazı illerdeki “yerinde ayrıştırma ile bina yıkımı ve enkaz kaldırılması” uygulamasının da "tamamen yanlış" olduğu belirtilmişti. TTB'nin depremin altıncı ayında yayımladığı raporda uygulamanın çevrede "denetimsiz ve toksik (silikon, asbest, küf dahil pek çok çeşitli hastalandırıcı etkenleri içermesi muhtemel) toz taşınmasına ve halkın bu tozu solumasına" sebep olduğu belirtiliyordu. Depremde yıkılmayan hasarlı binaların yıkımı bugün de sürüyor. BBC Türkçe'ye konuşan Hatay Deprem Dayanışması'ndan Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Eş Başkanı Canan Yüce, bu binaların yıkımı sırasında da benzer tabloların oluştuğunu söylüyor. "Ayrıştırma yerinden yapılmaya devam etti, kent yaz boyu toz bulutu altındaydı, nefes almakta zorlandık" diye de ekliyor. Hatay Valiliği, Temmuz 2023'te Hatay'da beşi moloz döküm sahası, biri park, biri konteyner kent olmak üzere yedi lokasyondan alınan numunelerin analizine göre asbestin "mevzuat standartlarının altında çıktığını" açıklamıştı.
77
Canan Yüce, "Bu kadar yoğun kirliliğin olduğu yerde" temiz gıdaya erişimin de sorun olduğunu söylüyor. BBC Türkçe'ye konuşan Malatya Çevre Platformu'ndan (MALÇEP) Hasan Kaya ise "gıdaya erişemiyoruz ki temiz gıdaya sıra gelsin" diyerek karşılaştıkları geçim sıkıntısını vurguluyor. Depremlerden önce musluktan suyun içilebildiği Malatya'da şebeke suyuna halen "güvenemediklerini" söylüyor. "Malatya'da sis olmazdı, 30 yıldır Malatya Merkez'de yaşıyorum, molozlara yeterli miktarda su dökülmediği için kenti toz bulutu kaplıyor. Beydağlarını göremiyoruz" diye ekliyor. Depremin ardından yaşanan çevresel yıkımın ne tür sonuçları olacağı uzun vadede anlaşılacak. Bölgedeki toz bulutlarının ne zaman dağılacağını ise zaman gösterecek.