Ahmet Davutoğlu Kırım Tatarları'nın liderini ziyaret etti
(ANKARA) - Gelecek Partisi'nin lideri Ahmet Davutoğlu, eşi vefat eden Kırım Tatarları'nın milli lideri ve Ukrayna Milletvekili Mustafa Abdulcemil Kırımoğlu'na bir taziye ziyareti yaptı.
Davutoğlu, sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda Kırımoğlu'nun hayatı boyunca sürgün, işgal ve vatan özlemi ile büyük bir mücadele verdiğine dikkat çekti. Davutoğlu, paylaşımında şu ifadeleri kullandı:
"Bugün size hayatı çileyle geçmiş bir kahramandan bahsedeceğim. Onun adını ilk duyduğumda üniversite ikinci sınıf öğrencisi idim. Mustafa Cemiloğlu Gulag Takımadalarına sürüldü haberleri geldi. Soğuk savaş sonrası vatanlarına dönen Kırımlı soydaşlarımıza öncülük etti. Başdanışmanlık günlerinde tanıştım onunla. Cüssesi belki küçük ama yüreği kocamandı; Kırım'ın bahtsız talihinin yükünü omuzlarında taşır gibiydi. Kırım'la ilgili her bir projeyi o zaman TİKA başkanı olan Hakan bey ile yakından takip ettim. Dışişleri Bakanı iken Londra'dan Kırım'a getirdiğimiz Cengiz Dağcı'nın cenazesine birlikte omuz verdik.
2014'te Kırım'ın Rusya tarafından yeniden işgali sonrasında yine gurbet ve vatan hasreti düştü ona. Başbakan iken de Kırım ile ilgili her konuda omuz omuza olduk. Bütün bu yaşadığı acılar sonrasında geçtiğimiz günlerde oğlunu kaybetti; yüreği dağlandı. Yıllar sonra cenazede kucaklaştık; daha sonra Sare Hanım'la taziyesine gittik. Biz oğlu için onu teselli etmeye çalışırken o bize yüreği pare pare Kırım'ı anlattı. Biyolojik yaşı 82 idi; ama dava yaşı ve aşkı hala gençti. Davası için her mücadeleye hazır olduğunu gösterir şekilde bıkmadan, usanmadan halleşti bizimle.
Cenazeye katılım bende derin bir hüzün bırakmıştı; tek bir siyasi lider yoktu. Türk Birliği'nden, Kızılelma'dan, Turan'dan bahseden iktidar partilerinden tek bir temsilci, hükümeti temsilen tek bir yetkili yoktu; sosyal medyanın sloganik ve provokatif milliyetçileri de sırra kadem basmıştı. STK katılımı ise nerdeyse Kırım dernekleriyle sınırlı kalmıştı.
Bundan duyulan üzüntüden bahsedildiğinde hiç önemsememiş bir tavırla "ben ölseydim gelirlerdi" dedi. Bu söz yüreğime bir taş gibi oturdu. Ama doğru söyledi; bizde insanların kıymeti ölünce bilinir ama iş işten geçmiş olur. Eğer başka bir milletin böylesi çile çekmiş bir lideri olsa kahraman ilan edilir; Mandela konumuna getirilirdi. Kırımoğlu'na düşen ise evlat acısını vatan acısına katmak kalmıştı. Ayrılırken Bahçesaray'da yeniden buluşmak duasıyla kucaklaştık. Tam bir devlet nezaketi ile bizi uğurladı. Allah "Ey Güzel Kırım" nidasını boşlukta bırakmasın."
Kaynak:ANKA