AKP Grup Başkanı Abdullah Güler’den CHP ve Anayasa Mahkemesi açıklamaları
Abdullah Güler, CHP'nin, Can Atalay hakkındaki Anayasa Mahkemesi (AYM) kararının TBMM'de okunması amacıyla Genel Kurulu yeniden olağanüstü toplantıya çağıracağını duyurmasına ilişkin, "CHP Genel Başkanı veya diğer CHP'li yetkililer, olağanüstü toplantıyla ilgili olarak çok tuhaf ve garip açıklamalar yapıyorlar, 'AYM'nin kararının okunması' diye bir beyanda bulunuyorlar. Demek ki çevrelerinde hukukçu danışman kalmamış, bazı genel başkanlar hukukçu da değil zaten" ifadelerini kullandı.
Abdullah Güler, şöyle devam etti: "Bir kez daha söylemek istiyorum; AYM'nin 1 Ağustos'ta Resmi Gazete’de yayımlanan kararı, hukuk zemininde okunacak bir karar değildir. Bunu en yetkili, uzman bildikleri kim varsa, anayasacı, cezacı kim varsa hukuk zemininde çok net tartışmak da gerekir" diye konuştu.
Ahmet Şık'ı hedef aldı
16 Ağustos'ta olağanüstü toplanan Genel Kurul'da, muhalefetin toplantının açılışından itibaren agresif ve iyi niyetli olmayan bir yaklaşımla hareket ettiğini iddia eden Güler, "TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, kürsüye geldiği andan itibaren normalde AYM kararını, genel görüşmedeki o süreci kendi bakış açısıyla anlatması gerekirken çok kirli, çirkin, hadsiz, edepsiz, saygısızca hakaretlere başladı. Tabii o arada bizler de itirazlarımızı yaptık ve ara verildi. Aradan sonra Meclis Başkanvekili ile beraber arka kısımda; bu çirkin, hadsiz, hakaret içeren sözleri hiçbir grup başkanvekili kabul etmediğini ifade etti" ifadelerini kullandı.
Güler, şunları söyledi: "Burada CHP ve DEM Partili grup başkanvekilleri, Ahmet Şık ile görüştüklerini, konuşmasının geri kalan süresini hakaret etmeden tamamlayacağını, böyle bir dil kullanmayacağı doğrultusunda söz aldıklarını söyleyip, 'Genel Kurul görüşmelerine devam edelim' dediler. Burada CHP'li grup başkanvekili ve DEM Partili grup başkanvekillerine ilgili milletvekili, 'Çirkin, kaba, yaralayıcı, hakaret içeren sözler söylemeyeceğim' diye söz verdi. Peki, ne yaşadık? Genel Kurula gittik, aynı milletvekili maalesef yine edepsizce, hadsizce, saygısızca, hakaret eden sözlerine devam etti. Tabii o arada hiç istemediğimiz diğer görüntüler de ortaya çıktı."
CHP'nin çağrısına yanıt
Genel Kurul'daki görüntülerin Meclis'e yakışmadığını belirten Güler, CHP'nin çağrısı ile ilgili şunları ifade etti:
"CHP ve diğer milletvekilleri Meclis'i aynı konuda olağanüstü toplantıya tekrar davet edeceklerini ifade ediyorlar. Tabii içeriğini ben görmedim, bilmiyorum. Yani hangi çerçevede nasıl bir olağanüstü davet yapacaklar bilmiyorum. İçtüzük 7'nci madde kapsamı içerisinde siyasi partiler 120 milletvekili sayısına ulaştıkları takdirde beyanda bulunabilirler. Tabii Meclis Başkanlığımız bu talebi değerlendireceklerdir. Ancak şunu söyleyeyim; TBMM Genel Kurulu gündemine hakimdir. Bir husus görüşülmüş, müzakere edilmiş, karara bağlandıktan sonra, 'Yeniden görüşelim, tekrar karara bağlayalım' diye bir husus olmaz. TBMM gündemine hakim olduğu için ve daha önce de karar verdiği için ikinci bir olağanüstü toplantı talebini normal görmez, normal karşılamaz.
Tabii dilekçeyi görmek lazım, arkadaşlarımızın beyanını görmek lazım. Yalnız şöyle bir ifade duydum, tabii çok yakışıksızdı, çok doğru bulmadığımı da öncelikle söylemek isterim. CHP Genel Başkanı'nın, 'Artık görüşmeye gerek yok, müzakereye gerek yok'. Meclis Başkanına adeta görev verir gibi, talimat verir gibi; AYM'nin boş olan, hukuk zemininde hiçbir geçerliliği olmayan, 'Kararı oku. İlgili milletvekilinin tahliye edilmesi hususunda milletvekili olduğunu kabul et. Tutanaklara böyle geçir' gibi çok nezaketsiz, üslup açısından da doğru bulmadığım bir açıklamasını gördüm. Yani böyle bir talepleri olacaksa, çok komik bir talep olacağını şimdiden söylemek isterim."
Yeni anayasa açıklaması
Yasama döneminde yeni anayasa çalışmalarının gündemde olması gerektiğini savunan Güler, Türkiye'nin sivil, çoğulcu bir anayasaya ihtiyacı olduğunu iddia etti.
Güler, "Anayasa o günün iktisadi koşulları, ekonomi koşulları, toplum yapısı açısından yapılmış ve kabul edilmiş. Ancak üzerinden 40 yıl geçmiş anayasanın şu anda güncelliği kalmamış. Bakın çok daha yeni kavramlarımız var değil mi? Nedir mesela? Daha yakın zamanda kripto varlıklarla ilgili, 'gayri maddi varlık' tanımlaması, böyle bir kanun düzenlemesi yaptık. Önümüzdeki günlerde yine siber uzay güvenliği, dijital sistemler, dijital yazılım, yapay zeka uygulamaları gibi birçok konu gelecek önümüze. Peki, anayasamızın hangi maddesinde bunlar var ki? Günümüzün hangi güncel konusunu bünyesinde taşıyabiliyor? Maalesef taşıyamıyor" dedi.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin toplum tarafından kabul edilen bir sistem olduğunu iddia ederek, "Tabi sistemin aksayan yönleri olabilir. Değişecek yönleri olabilir. Günümüzün koşullarına uygun hale gelip daha işlevsel, daha verimli çalışacak ortamlar her zaman mümkündür. Sistemsel manada sizin aksayan yönleri her zaman yeni bir değişim ve dönüşümle beraber farklı uygulamalarla her zaman hayata geçirebiliriz. Bu ayrı bir konu ama anayasamız içerisinde bizim elbette ortak noktada buluştuğumuz ilk 4 maddemizle ilgili bir tartışma yok. Yani bu konularda biz farklı bir bakış açısına sahip değiliz. Ama diğer maddelerimizin mutlaka güncel hale getirilmesi, toplumun ihtiyaçlarını karşılaması ve günümüzün koşullarına cevap verilmesi gerekiyor. Toplumumuzun her kesiminin anayasa ile ilgili katkı vermesi gerekiyor. İnşallah biz bunda başarılı olabiliriz" ifadelerini kullandı.
AKP'de 'Değişim' yaşanabilir
Güler, 2025 yılının başında AKP Olağan Kongresi'nin tamamlanacağını ve her kongre döneminde partide yüzde 50-60 aralığında bir "değişim" yaşandığını savunarak, "Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın takdirleriyle değişimlerin yaşanabileceğini" ifade etti.