AKPM heyetinden seçimler için şeffaflık uyarısı

AKPM heyetinden seçimler için şeffaflık uyarısı
Türkiye’deki seçimlere dair gözlem yapmak için bulunan Avrupa heyeti, ilk temaslarını tamamlamasının ardından açıklama yaptı.Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) üyelerinden oluşan heyet, 14 Mayıs cumhurbaşkanlığı...

Türkiye’deki seçimlere dair gözlem yapmak için bulunan Avrupa heyeti, ilk temaslarını tamamlamasının ardından açıklama yaptı.

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) üyelerinden oluşan heyet, 14 Mayıs cumhurbaşkanlığı ve 28. dönem milletvekili genel seçimi öncesi Türkiye’de yaptığı ziyaret kapsamında “Heyet, Türk makamlarını; seçimlerin özgür, adil, şeffaf ve uluslararası standartlara uygun olmasını sağlamaya çağırmaktadır” dedi.

12-13 Nisan’da Ankara’daki ilk temaslarını tamamlayan AKPM heyetinin 42 kişiden oluşan seçim ını Almanya’dan Frank Schwabe (Sosyalistler, Demokratlar ve Yeşiller Grubu) üstlendi. Heyette Litvanya’dan Kestutis Masiulis (Avrupa Halk Partisi), Fransa’dan Mireille Clapot (Avrupa için Liberaller ve Demokratlar İttifakı), Birleşik Krallık’tan Lord Simon Russell (Avrupa Muhafazakârlar Grubu & Demokratik İttifakı), Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nden George Loucaides (Birleşik Avrupa Sol Grubu) ve Birleşik Krallık’tan John Howell (İzleme Komitesi eş raportörü) yer aldı.

AKPM’den yapılan yazılı açıklamada; heyetin Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Bürosu Seçim Gözlem Heyeti Başkanı, Cumhurbaşkanı adayları ya da temsilcileri, siyasi partilerin temsilcileri, TBMM Başkanı, AKPM Türk Delegasyonu üyeleri, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) ve Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) üyeleriyle bir araya geldiği belirtildi.

Heyetin medya, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve diplomatlar ile de görüşmeler yaptığı kaydedildi.

Söz konusu ziyaretin, 50 binden fazla insanın yaşamını yitirmesine ve 11 şehirde büyük yıkıma yol açan depremlerden 2 ay sonra yapıldığı belirtilerek, “Bu bağlamda, muhataplarımızın birçoğu, yeni ikamet yerlerinde yeniden kayıt yaptıran sınırlı sayıda yerinden edilmiş kişiye atıfta bulunmuş ve diğer birçok kişinin oylarını yaşadıkları yerlerde kullanabilmelerine dair hususları gündeme getirmiştir” ifadelerine yer verildi.

“OHAL ENDİŞELERE YOL AÇTI”

Açıklamada şu değerlendirmeler yapıldı:

“Bu durum, depremden etkilenen bölgelerde, oy verme merkezlerinin yeri de dahil olmak üzere seçimlerin lojistik organizasyonu ve siyasi partilerin bu şehirlerde uygulanan olağanüstü hâl (OHAL) kapsamında kampanya yapabilmeleri konusunda endişelere yol açmıştır. YSK, heyete gerekli lojistik düzenlemeleri sağlayacakları hususunda güvence vermiştir.

14 Mayıs’taki Cumhurbaşkanlığı ve Meclis seçimleri, Cumhuriyet’in 100. yıldönümünün kutlandığı yılda yapılacak. Heyet, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde dört adayın, milletvekili seçimlerinde ise 25 listenin yarışacağı bu seçimlerin Türk seçmenlere gerçek bir siyasi tercih sunacağını kabul etmektedir. Siyasi partiler ve sivil toplum örgütleri, bu seçimlere hazır ve seçim sürecinin şeffaflığını ve seçmenlerin seçim sürecine olan güvenini arttırmak için çok sayıda seçim merkezinde gözlemciler görevlendirmek suretiyle seçim sürecinin bütünlüğünü sağlamak hususunda oldukça kararlıdır. Siyasi partiler ayrıca, ilk kez oy kullanacak seçmenler ve siyasi hayatta büyük ölçüde temsil edilmeyen kadınlar da dahil olmak üzere yüksek bir katılım beklemektedir.

CUMHURBAŞKANININ KAMU KAYNAKLARINI KULLANMASINA DİKKAT ÇEKİLDİ

Heyet, bazı siyasi partilerin seçim sürecinin adilliği konusunda medyada eşit yer alma ve siyasi partilerin ve seçim kampanyalarının finansmanını düzenleyen adil yasaların eksikliği konularında ciddi endişelerini dile getirdiklerini kaydederek, en son yapılan seçim mevzuatı değişikliklerinin, uygulamada Cumhurbaşkanının kamu kaynaklarını kullanmasını engellemediğine dikkati çekmiştir.

Heyet, Venedik Komisyonu’nun tavsiyelerinin yanı sıra Parlamenterler Meclisi ve Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu (GRECO) tarafından seçim kampanyalarının ve siyasi partilerin finansmanına ilişkin daha önce yapılan ve bugüne kadar ele alınmayan tavsiyeleri hatırlattı.

“İNTERNET VE SOSYAL MEDYA KISITLAMALARI SİYASETÇİLERİN KAMPANYA KABİLİYETLERİNİ SINIRLANDIRDI”

Heyet, bazı muhataplar tarafından; muhalefet partilerinin binalarına yönelik son saldırılar da dahil olmak üzere güvenlik endişeleri hakkında bilgilendirilmiştir.

İnternet ve sosyal medya kullanımına getirilen kısıtlamalar veya kesintilerle ilgili haberler, siyasetçilerin kampanya yapma kabiliyetlerini ciddi şekilde sınırlandırdığı ve seçim gününde olası kesinti riskleri oluşturduğu şeklinde değerlendirilmiştir. Bunlara, özellikle gazeteciler üzerinde caydırıcı etkisi olan ifade özgürlüğü kısıtlamaları eklenmiştir. 'Yalan haber' olarak adlandırılan haberlerin yayılmasını suç sayan yakın tarihli Dezenformasyon Yasası, demokratik tartışma alanını daha da sınırlayabilecek bir başka otosansür katmanı eklemiştir. Heyet ayrıca, muhalefet liderlerinin konuşmalarını içerenler de dahil olmak üzere, eleştirel görüşlere yer verdikleri için RTÜK’ün medya kuruluşlarına karşı başlattığı yasal işlemler ve uygulanan yaptırımlar hakkında bilgilendirildi. Heyet, medyanın farklı siyasi güçlere ve adaylara eşit erişiminin, çoğulcu bilgiye erişimin ve kampanyanın tarafsız bir şekilde yayınlanmasının, seçmenlerin bilinçli bir tercih yapabilmeleri için temel önkoşullar olduğunu anımsattı.

“HDP DAVASI SEÇİMLERİN GİDİŞATINI ETKİLEDİ”

Halihazırda HDP aleyhindeki dava Anayasa Mahkemesi'nde devam ediyor ve parti seçimlerden önce kapatılma riskiyle karşı karşıya. Devam etmekte olan bu süreç seçimlerin gidişatını etkilemiş, ikinci büyük muhalefet partisinin cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılmama kararı almasına, meclis seçimlerinde yarışmak üzere başka bir partiyle güçlerini birleştirme yoluna gitmesine ve böylelikle HDP’nin seçim kurullarına üye atamasının engellenmesine yol açmıştır.

Heyet, Meclis’in Ekim 2022'de kabul ettiği kapatma davasına ilişkin tutumunu yineler ve Anayasa Mahkemesi’ni bu davayı uluslararası standartlar doğrultusunda incelemeye çağırır. Heyet ayrıca, Türk makamlarından, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin eski HDP lideri Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala hakkındaki kararlarını uygulamalarını beklemektedir.

Heyet, Mart 2022’de seçim mevzuatında geniş bir siyasi mutabakat olmaksızın yapılan değişikliklerin etkisinin bazı partiler tarafından sorgulandığını kaydetmiştir. Seçim barajının yüzde 10'dan yüzde 7’ye düşürülmesi, ittifaklar içinde sandalye dağılımını düzenleyen yeni kurallarla hafifletilebilir. Buna ek olarak, il veya ilçe seçim kuruluna başkanlık eden en kıdemli hakim yerine kura ile seçilecek bir hakimin getirilmesi de muhalefet tarafından endişe konusu olmaya devam etmektedir.

“BAZI MUHATAPLAR YSK’NIN ÇALIŞMALARININ ŞEFFAFLIĞI VE TARAFSIZLIĞI KONUSUNDAKİ ŞÜPHELERİNİ BELİRTTİ”

Bazı muhataplar da YSK’nın çalışmalarının şeffaflığı ve tarafsızlığı konusundaki şüphelerini belirtmişlerdir. Özellikle Hakim ve Savcılar Kurulu’nun mevcut yapısı göz önünde bulundurulduğunda, üyelerinin atanma prosedürüne ve seçim sürecinde belirsizlik yaratan son seçimlerdeki önemli kararlara (mühürsüz oy pusulalarının geçerli sayılması gibi) atıfta bulunmuşlardır. Ayrıca, AKPM ve Venedik Komisyonu’nun daha önce yaptığı tavsiyelerin aksine, YSK kararları nihaidir ve itiraz edilemez. Bu faktörler, kuruma olan güveni aşındırmıştır.
Heyet, Türk makamlarını kutuplaşmanın etkilerini azaltmak için tüm araçları kullanmaya, bu seçimlerin özgür, adil, şeffaf ve uluslararası standartlara uygun olmasını sağlamaya, ülke genelinde seçim sistemine olan güveni arttırmaya ve Türk halkının iradesinin sandığa ve sonrasına gerektiği gibi yansımasını temin etmeye çağırmaktadır. Bu bağlamda heyet, bazı muhataplar tarafından dile getirilen seçim sonuçlarına itiraz edilebileceği ve bu durumun uluslararası toplum tarafından yakından takip edilmesi gerektiği yönündeki endişeleri not etmiştir.” (ANKA)