Anne, oğul, torun yangından; baba kederden öldü: Kartalkaya davasında adelet yerini buldu mu?

Anne, oğul, torun yangından; baba kederden öldü: Kartalkaya davasında adelet yerini buldu mu?
Grand Kartal Otel yangınında annesi, ağabeyi ve yeğenini, ardından babasını kaybeden Oktay Akişli, verilen cezaları “bir başlangıç” olarak nitelendirdi. Akişli, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Çalışma Bakanlığı’nın da yargılanması gerektiğini söyledi.

Merve Sabcıoğlu

PENCERE - Türkiye'nin en büyük yangın felaketlerinden biri olarak kayıtlara geçen Grand Kartal Otel yangının ardından görülen davada karar geçtiğimiz hafta açıklandı.

Faciada annesi, ağabeyi ve yeğenini sonrasında ise babasını kaybeden Oktay Akişli, asıl sorumluların hepsinin henüz yargı önüne çıkmadığını belirtti.

Gazete Pencere'ye konuşan Oktay Akişli, verilen cezaların bir başlangıç olduğunu vurgulayarak, özellikle Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Bakanlığı'nın da sanık kürsüsüne gelmesini talep etti.

whatsapp-image-2025-11-03-at-12-09-19-1.jpeg
Oktay Akişli'nin objektifinden annesi, ağabeyi ve yeğeni...

Eşi, oğlu ve torununu kaybeden baba kalp krizinden vefat etti

Oktay Akişli; annesi Gülçin Akişli(66), ağabeyi Şenol Akişli (46) ve yeğeni Mina Akişli’yi (11) Grand Kartal Otel’de kaybetti.

Oktay Akişli, felaketten sadece 78 gün sonra da babası Cevat Akişli’yi (74) kalp krizinden kaybettiğini ekledi. Cevat Akişli’nin, yangından sonraki haftalarda kalp krizi geçirdiğini, yoğun bakım sürecinin ardından ikinci kalp krizinde kurtarılamadığını açıkladı.

Oktay Akişli, bu olaylar zinciri nedeniyle sadece kendi ailesi adına değil, diğer ailelerle birlikte toplamda üç babanın kaybedildiğini belirtti.

Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın sorumluluğunda

Oktay Akişli, mahkemenin otel sahiplerine verdiği cezaların kendileri için bir başlangıç olduğunu söylerken, sürecin bir de kamu ayağı olduğunu hatırlattı. Asıl hedeflerinin Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkililerinin yargılanması olduğunu vurguladı.

Otel sahipleri kadar en büyük ihmallerin Kültür ve Turizm Bakanlığı'na ait olduğunu söyleyen Oktay Akişli, bu bölgenin Bakanlığın denetimi altında olduğunu mahkemede gördüklerini belirtti.

“İki gün kalıyorlar, yiyorlar, içiyorlar denetim yapmadan rapor veriyorlar”

Akişli, Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan gelen denetim heyetlerinin Bolu'daki otele giderek iki gün boyunca orada kaldıklarını ancak denetim yapmadan olumlu rapor verdiklerini anlattı.

Akişli şunları söyledi:

“Bunlar gidiyor orada iki gün kalıyorlar, uyuyorlar, yiyorlar, içiyorlar denetim yapmadan olumlu rapor veriyorlar. Neye bakmışlar beyefendiler? İşte tuvalette peçete var mı, sabun var mı? Bunlara bakmışlar.”

Kamuoyundaki bilgi kirliliği ve "organize kötülük"

Oktay Akişli, kamuoyunda verilen cezalarla ilgili yanlış bilgilendirmeler olduğunu ve bu sürecin detaylarının bilinmediğini ifade etti. Dava boyunca "organize kötülükle" mücadele ettiklerini dile getirdi. Bu durumu açıklamak için iki çarpıcı örnek verdi:

1 - İptal edilen olumsuz rapor ve itfaiye eri İrfan Acar'ın durumu

Diğer 10 sanıkla beraber 34’er müebbet ve 1096’şar yıl ceza alan İtfaiye Eri İrfan Acar'ın, kamuoyunda zannedildiği gibi yangını söndüren kişi olmadığını belirten Oktay Akişli, Acar'ın aslında otel sahibi Halit Ergül'ün damadı ve genel müdürü Emir Aras'ın arkadaşı olan İbrahim Polat'ın kiraladığı kafe için ruhsat sürecinde görev aldığını anlattı. İtfaiye eri, kafeyi denetlemek yerine 12 katlı otelin tamamını denetlediğini ve 9 ana kusurdan 8'ini tespit ederek "kibrit çaksanız yanacak" anlamına gelecek raporu çıkardığını ancak otel müdürünün talebi ve otel sahibinin (Halit Ergül) 2007'de olumlu itfaiye raporu aldıkları iddiası üzerine, İtfaiye eri İrfan Acar'ın bu olumsuz raporu bildiği halde iptal ettiğini söyledi. Oktay Akişli, İrfan Acar'ın, kusuru örten ve yanlış yere rapor veren kişi olduğunu, otelin 16 gün sonra yanmasıyla sorumlu hale geldiğini ifade etti.

2 - Yalan beyanda bulunan otel sahibi eşi Emine Murtezaoğlu Ergül'ün durumu

Otelin gerçek sahiplerinden Emine Murtezaoğlu Ergül'ün (Halit Ergül’ün eşi), duruşma boyunca gözlerinden sağlık problemi olduğunu, çalışmaya engel durumu olduğunu ve sadece evde torunlarına baktığını iddia ettiğini aktardı. Ancak Oktay Akişli, Ergül'ün 2-3 sene önce bir iş dünyası programında çocukluktan beri çalıştığını, hafta sonlarının bile olmadığını ve kızlarını da bu minvalde yetiştirdiğini söylediğini gösteren beyanlarının olduğunu belirtti. Ergül'ün de bu çelişkili beyanlara rağmen olası kasttan ve müebbetten ceza aldığını, bu tür örneklerin kamuoyundaki yanlış bilgilendirmenin bir sonucu olduğunu kaydetti.

Oktay Akişli, başlangıçta tutuksuz yargılanan sanıklardan Mehmet Salun'un, diğer otel çalışanlarıyla yaptığı mesajlaşmalarda "ne yapacağız, üç maymunu oynayacağız; görmedim, duymadım, bilmiyorum" şeklinde organize bir savunma planı yaptıklarının dava sürecinde ortaya çıktığını dile getirdi.

Daha sonra tutuklanan Salun ceza alan 11 sanıktan biri.

"Sanıkların hiçbirinde utanma, mahcubiyet, pişmanlık yoktu"

Oktay Akişli, Bolu halkından ve milletvekillerinden destek gördüklerini, mahkeme boyunca yanlarında olduklarını ifade ederken, bu olayın sıradan olmadığını, dünyanın en büyük otel yangınlarından biri olduğunu ve 36 çocuğun hayatını kaybettiğini hatırlattı.

Akişli, şunları söyledi:

Bolu'daki halk bizi görüyordu. O kadar mahcuplardı ki... O kadar başlarını eğerek bizimle konuşuyorlardı ki... Ama o yargılanan sanıkların hiçbirinde ne utanma, ne mahcubiyet, ne pişmanlık... Hiçbir şey yoktu. Bolu halkının da bize inanılmaz bir desteği vardı.

Oktay Akişli, hukuki mücadelenin devam ettiğini, Kültür ve Turizm Bakanlığı başta olmak üzere ilgili bakanlıkların da sanık sandalyesine oturacağı günü beklediklerini söyleyerek sözlerini tamamladı.

whatsapp-image-2025-11-03-at-12-10-02.jpeg

Avukat Kaynun: "Biz bu kararın adil olduğunu düşünüyoruz"

Kartalkaya davasında Akişli dahil üç mağdur ailenin vekilliğini yürüten Avukat Onur Fırat Kaynun, mahkemenin verdiği kararın adil olduğunu söyledi.

Kaynun, çıkan kararın Türkiye hukuku açısından çok büyük bir adım olduğunu ve özellikle "katliam dosyalarında" sıklıkla tartışılan olası kast ve bilinçli taksir ayrımının mahkemelere anlatılması yönündeki mücadelelerinde muvaffak olduklarını belirtti.

Kamuoyunda bilgi kirliliği

Avukat Kaynun, karar sonrası kamuoyunda yaşanan bilgi kirliliğine de değindi. Özellikle Bolu Belediye Başkanı’nın, ceza alan dayısının oğlu olan belediye başkan yardımcısı ve diğer personeli aklamaya yönelik "gerçeğe aykırı ve yanlış beyanlar" verdiğini iddia etti. Kamuoyunun, avukatlardan dinlemek yerine sosyal medyadaki bilgi kirliliği üzerinden değerlendirme yaptığını da sözlerine ekledi.

Soruşturma izni verilen 9 bakanlık personeli hala görevde!

Davaya konu olan olaylarda sadece otel patronlarının ve yerel idare personelinin değil, Kültür Bakanlığı ve Çalışma Sosyal Güvenlik Bakanlığı personelinin de asli sorumlu olduğunu belirten Kaynun, bu kişilerin yargılanması için savcılığa başvurularının devam ettiğini kaydetti.

Kaynun’un verdiği bilgilere göre, Bakanlık personelinin yargılanması için gerekli olan soruşturma izinleri, Turizm Bakan Yardımcısı hariç, büyük ölçüde Danıştay kararlarıyla tamamlandı.

Ancak soruşturma izni verilen Kültür Turizm Bakanlığı’ndan 9 kişi hala görevde. Kaynun bunun çok kritik olduğunu belirtti ve şöyle dedi:

"Mahkemelerin, savcılıkların yazdıkları bütün yazılara, belge taleplerine şüpheli olan kişiler kendileri cevap veriyorlar. Kendi aleyhlerine olan bir delili verirler mi? Vermezler"

Kaynun, bu durumu "çok organize ve kirli bir sistemin" parçası olarak nitenlendirdi.

Mağdur vekili olarak, bu personel hakkında "kasıtlı öldürme" suçunu işlediklerinden dolayı ceza davası açılması için dilekçelerini savcılığa verdiklerini açıkladı.

İlk hedef: Görevden uzaklaştırma ve tutuklama

Avukat Kaynun, yargılamanın sıhhati ve delillerin korunması açısından ilk hedeflerinin bu personelin derhal görevden uzaklaştırılması olduğunu söyledi ve şöyle devam etti:

"Sıradan bir polis memurunun hakkında bile soruşturma izni verilip adli işlem başlatıldığında görevden uzaklaştırma kararı verilir."

Kaynun, savcılığın bir an önce harekete geçerek şüphelileri ifadeye çağırmasını, gerekirse yakalama kararı çıkartılmasını, akabinde de hukuka uygun şekilde tutuklama veya adli kontrol kararları verilmesini talep etti.

Evrakta tahrifat ve rüşvet iddiaları

Kaynun, bakanlık personelinin bakan nezdinde bir "koruma kalkanı" altına alındığı yönünde bilgiler aldıklarını, ancak bu koruma sözlerinin tutulamayacağını düşündüklerini ifade etti.

Mağdur vekili, içeride evraklar üzerinde tahrifat yapıldığı ve geçmişe dönük raporların değiştirilip düzenlendiğine dair şüpheleri olduğunu ifade etti. Bu bağlamda, şüphelilere seslenerek, "rüşvete dayalı, gayri hukuki işlemlere dayalı" yapılanmayı açığa çıkarmaları ve ellerindeki belgeleri teslim etmeleri çağrısında bulundu. Kaynun, bu şekilde hareket etmelerinin kendi lehlerine olacağını belirtti:

Savcılığa ellerinde olan bütün belgeleri, bilgileri kendilerinin getirip ‘Biz şu hataları yaptık, şunun tehdidiyle yaptık, şu baskıyla yaptık’ vesaire gibi beyanlar vermelerini talep etmek isterim.

"Korku duvarını yıktık"

"Bir şeyler değişebilmesi için artık insanların korku duvarını yıkması gerekiyor," diyen Avukat Kaynun şöyle devam etti:

“Biz bu duvarı yıktık kendimizce. Her türlü riski de alarak herkese kafa tutar pozisyondayız. Hiç kimseden de korkmuyoruz. Bu mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz. Sorumlu olan kimse de cezasız kalmayacak umarım.”

Şimdi ne olacak?

Karara bağlanan ana dosyaya ilişkin hukuki süreci de anlatan Kaynun, dosyanın önce Sakarya Bölge Mahkemesi'ne gideceğini, burada sanıkların itirazlarının ve ailelerin eksikliklere yönelik istinaf sebeplerinin değerlendirileceğini belirtti. Karar burada da kesinleşmeyecek; dosya nihai karar mercii olan Yargıtay’a gidecek.

Kaynun, bu dosya açısından kararın en fazla iki sene içerisinde nihayete ereceğini tahmin ettiklerini söyledi.

Kimler ceza almıştı?

Grand Kartal Otel yangınına ilişkin görülen davada otel sahipleri Halit Ergül, Emine Ergül Murtezaoğlu ile otelin Genel Müdürü damat Emir Aras’a, otelin Yönetim Kurulu Üyesi Ceyda Hacıbekiroğlu ve Elif Aras’a, Otel Müdürü Zeki Yılmaz, Gazelle Otel Müdürü Ahmet Demir, Muhasebe Müdürü Kadir Özdemir, Bolu Belediye Başkan Yardımcısı Sırrı Köstereli ile Bolu Belediyesi İtfaiye Müdürü Kenan Coşkun ve İtfaiye Eri İrfan Acar’a 34 çocuğun ölümünden dolayı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası olası kast maddesi uygulanarak müebbet hapse çevrildi. 11 kişiye aynı zamanda 44 kez müebbet hapis cezası olası kast maddesi uygulanarak 24 yıl 11 ay hapis cezası verildi.

Kaynak:Merve Sabcıoğlu

Öne Çıkanlar