Ayşe Ateş: ‘Sayın Cumhurbaşkanı'nı ziyaret ettiğimizde bize söz vermişti ama…’

Ayşe Ateş: ‘Sayın Cumhurbaşkanı'nı ziyaret ettiğimizde bize söz vermişti ama…’
Suikasta uğrayan eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş kendisini ve eşini hedef alan mesajların çocuklarını etkilediğini belirtti. Bu hakaretler için harekete geçileceği sözü verildiğini söyleyen Ateş, hala beklediğini ifade etti.

Gazete Pencere- Ankara'da, 30 Aralık 2022'de uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş eşinin ölüm yıldönümünde açıklama yaptı.

Ayşe Ateş “Sinan; bizden koparılıp alınalı tam üç yıl oldu. Bugün sizlere devam eden yargı sürecinden değil, kızlarımdan, el ele verip iki yavrumun hayatını nasıl mahvettiklerinden bahsedeceğim” diyerek kızlarının süreçten nasıl etkilendiğini anlattı.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı ziyaret ettiğinde o sırada orada bulunan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un sosyal medyada yapılan hakaretlerle ilgili harekete geçileceği sözü verdiği ifade eden Ayşe Ateş bunun yapılmadığını belirtti.

Ayşe Ateş’in sosyal medyadaki açıklaması şöyle:

“İki kızım da hâlâ psikolojik destek alıyor. Her ne kadar babalarının yokluğunu kabullenmiş olsalar da ana babaları hakkında sosyal medya üzerinden yıllardır yöneltilen hakaretler, atılan iftiralar ve savrulan yalanlar onların iyileşmesinin önündeki en büyük engel.

Sayın Cumhurbaşkanı'nı ziyaret ettiğimizde Sayın Adalet Bakanı Yılmaz Tunç @yilmaztunc, bu paylaşımları yapanlara yönelik ivedilikle aksiyon alacaklarını, gerekli başvuruları hemen yapmamızı söylemişti. Gel gör ki üç yıldır aynı hesaplar üzerinden iftira ve yalan kampanyası hız kesmeden devam ederken hakaretlerin şiddeti her geçen gün biraz daha arttı.

Babalarını katlettirenlerin hâlâ serbest olduğuna dair duydukları inanç, içlerindeki korkuyu sürekli taze ve diri tutarken anneleri hakkında "hayat kadını, mahrem abla, koca arıyor, yurt dışına kaçacak", babaları hakkında ise "vatan haini, terörist, hırsız " şeklinde iftiralara ve hakaretlere varan paylaşımlar yapan azgın bir güruhun cezasız kalması ruhlarındaki yarayı günden güne büyütüp onları sosyal hayattan bütünüyle kopardı.

Evet, bu bahsettiğim şahsiyetsiz, kimliksiz ve alçak güruh yüzünden çocuklarım arkadaş edinmekten korkar hâle geldi. Çünkü geride kalan süreçte sosyal medyada yapılan bu paylaşımlardan dolayı ya akran zorbalığına uğradılar ya dışlandılar ya da yeni insanlarla bağ kurmaktan kaçındılar.

Kızlarımı ekrandan neden uzak tutmadığımı sorguladığınızı veya ekrandan uzak tutmam gerektiğini tavsiye ettiğinizi duyar gibiyim. Peki, okulda etkileşim hâlinde oldukları diğer çocukları nasıl uzak tutacağım?

Asıl sorulması gereken soru, sorgulanması gereken durum şu:

İki kızımın hayallerine, çocuk gülüşlerine, sevinçlerine göz diken gözü dönmüş bu canilere had bildirecek kadar adaleti devletimiz neden bize çok görüyor?

Haklarında suç duyurusunda bulunduğumuz yüzlerce hesaptan yalnızca biri hakkında işlem yapılırken geri kalanı ile ilgili "soruşturmaya yer yok" kararı verildi. Ki bazıları gerçek kimliğiyle paylaşım yapıyor.

Sahi, teknolojinin bu kadar ilerlediği bir dönemde herhangi bir devlet için bir sosyal medya hesabının hangi konumdan, kim tarafından yönetildiği bilgisine ulaşmak gerçekten bu kadar zor mu?

Diyelim ki bu, imkânlar dahilinde değil. Alenen iftira atan, hakaret eden, kin ve nefret saçarak yalan bilgi yayan bu hesaplara erişim engeli getirmek de bir çözüm değil midir?”

fgfgbfg.png

Kaynak:Haber Merkezi

Öne Çıkanlar